SEN

En güzel günlerimin üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlarsam tanımıyayım diye en güzel günlerimin üç melun adamını tırnaklarımla yer yer kazıdım hatıralarımın camını....
En güzel günlerimin üç melun adamı var:
Biri sensin,biri o,biri ötekisi...Düşmanımdır ikisi.Sana gelince yazıyorum okuyorsun biliyorum.Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa
İnsanın bu rütbe alçalmasından korkuyorum...Ne yazık!Ne kadar çok paylaştığımız şey var..Senin ve benim en güzel günlerimiz...
Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri...Sana gelince sen o günleri........................................... satıyorsun....
En güzel günlerimin üç melun adamı var:
Biri sensin,biri o biri ötekisi..Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...Sana gelince....Ne ben sezarım ne sen brütüssün....
Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün...Artık seninle biz düşman bile değiliz......
              
      Yukarıdaki şiir Nazım Hikmetin çocukluk arkadaşı, sürgün arkadaşı, öğretmen arkadaşı ve daha bir sürü şeyi paylaştığı Vala Nurettine 'e dostluğunu, arkadaşılığını ve davasını sattığını düşünerek yazdığı şiiridir.Hepimizin hayatında böyle lanetledeğimiz, yolda gördüğümüz zaman tanımayalım diye hatıralarımızı silecek kadar kızdığımız insanlar vardır.Peki derdimizi sevincimizi paylaştığımız insanları günü gelince neden tozu kalmayacak, iz bırakmayacak, düşman bile olmayacak kadar sileriz?Ahde vefa hikayesini bilenler bilir.İdam cezasına çarptırılan genç,  kadıdan üzerindeki altınları kardeşine bırakmak için 3 günlüğüne izin ister.Ve yerine peygamber efendimizin arkadaşlarından birini kefil koyar.3 günün sonunda tam kefil bıraktığı kişi idam edilecekken gelir.Niye geldiği sorulduğundaysa ahde vefasızlık etti demesinler diye geldim der.Arkasından vefasız dedirtmemek için kellesini koyan adamın hikayesi beni herzaman etkilemiştir.Yine arkasından vefasız kelimesinin az kalacağı hayatımın mel'un insanlarıysa bu hikayeyi okusalar eminim hiç etkilenmezler.Ahde vefa kalmamış onun yerini sahte vefa almış diye herzaman söylemişimdir.Beni yanıltan sahte vefa sahibi insanlardan bahsetmenin veya bu insanlarla toplumun içinde muhatap olmanın veya  arkanızı dönüp sizi sırtınızdan vurmalarına izin vermenin mümkün olduğunu arada sırada yolda durup seçmek gerektiğini hatırlamalısınız.Siz bunu farkettiğinizde  o sizi çoktan şekerli sakız gibi şekeriniz bitene kadar çiğnemiş ve tadınız bittiğinde sokağın kenarına tükürüp atmıştır.Evet eminim o bu örneği okusa yüzünü buruşturur.Ama zaten ağzına çoktan başka bir şekerli sakız aldığı için çokta önemsemez.Zaten bütün sorun budur.Hiçbirşeyi çokta önemsememek. Ya da şöyle söyleyeyim; en büyük önemi kendine vermek, kendini o kadar önemsemek ki bu diğer insanları  haşa kendi hizmetine yaratılmış gibi görmek. bencilliğin en üst boyutu, nankörlüğün en kör noktası, kendinden başka kimseyi görmeyen en kör noktası....


       Adam sendecilik mi dersiniz, insan kullanma sanatı mı? Görünce üstad der gömleğinizi ilikler duygularınızı paspas etmedeki başarısına şapka mı çıkartırsınız...Yoksa cesaretinizi toplayıp kapınsına dayandığınızda  oysa herşey aklınızdayken ve herşeyi söylemeye müsait-hazırken  yine de sevginize,saf duygularınıza yenilir hiçbirşey diyemez misiniz?Böylesi  tarafsız sevdalarda, tek taraflı dostluklarda ne yapacağınızı bilemez,hep şaşırırsınız...


       "En güzel günlerimin 3 mel'un adamı var.Sana gelice yazıyorum, okuyorsun biliyorum." demiş ve devam etmiş ya Nazım Hikmet. Bende düşmanım bile olsa insanın bu rütbe alçalmasından korkuyorum.Tek saygım yaşanılan güzel günlere.Oysa o noktada da Nazım hikmetle kaderimiz aynı. Ben o günleri kalbimin kanıyla sonsuzluğa götüreceğim.Oysa sen o günleri geçen hafta,dün bugün sinirliyken, sakinken, birilerini köşeye özel olarak çekip hususi konuşarak, susarak hiç farketmez, satıyorsun......Kızdım mı sanıyorsun.Küseyim mi yakandan düşeyim mi istiyorsun ve en önemlisi bunu kimden istiyor, kime söylüyorsun.O kadar boşsun o kadar soğuksun ki  kapından dönerken ayağıma giren karsuyundan daha çok üşütüyorsun.Oysa bundan sonra ne ben sana küserim ne de zatın zahmet edip bana küssün.Artık seninle biz düşman bile değiliz......Sevgiyle....