Dışişleri Bakanı  Çavuşoğlu’nun Türkiye adına 21. Yüzyıla damga vuracak bir isim olduğunu söyleyen ve yerel medyanın önemine dikkati çekerek, katılımından dolayı Bakan Çavuşoğlu’na teşekkür eden BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca yaptığı açış konuşmasında "Sayın Çavuşoğlu kararlı, teşkilatının yapısını halka uygun hale getiren, gönlümüzden geçen bir bakanımızdır. Yurt dışına ne zaman çıksa bizlerin yakın temasta olduğu yabancı gazeteciler yoğun ilgi gösteriyor ve programını, gündeminde olan konuları öğrenmek istiyorlar. Biz de biliyoruz ki bakanımız yurt dışına çıktığında eli boş dönmeyecektir, mutlaka mesele neyse halledecektir. Döndüğünde de aldığımız havadisler bunu teyit eder nitelikte oluyor" dedi.



Gazetecilerle tek tek selamlaşan Dışişleri Bakanı  Çavuşoğlu  sorular öncesi ,yaptığı giriş konuşmasında şu sözlere yer verdi:’’Yoğun bir kampanya süreci yaşıyoruz ve  Antalya’da tüm arkadaşlarımızla beraber başarılı bir şekilde  götürüyoruz.

Onun dışında tabi diplomasi,dinamik, proaktif gündemimizde önemli konular var,bunları da takip etmemiz gerekiyor.Ürdün Dış İşleri Bakanı ile görüştük,oradaki gelişmeler hakkında bilgi aldık.Ürdün’ün istikrarı bölge için de önemli.Filistin Kudüs için de,bizler için de önemli.Tüm meseleleri yakından takip ediyoruz.Kampanyamızı da gayet pozitif bir ortamda götürüyoruz.Yaptıklarımızı,yapmakta olduklarımızı ve  Antalya,Isparta,Burdur dahil bölgemiz için planladığımız projeleri paylaşıyoruz.Güzel bir atmosferde seçim yürütüyoruz.Bu da güzel.Vatandaşlarımızın ilgisi iyi.Diğer taraftan dış politikamızı özellikle hem masada hem de sahada etkin bir şekilde  yürütmeye çalışıyoruz.Terörle mücadele,uluslar arası sistemin reformu,Türkiye’nin menfaatlerinin en iyi şekilde  sağlanması ve elbette kazan kazan anlayışıyla karşılıklı çıkarların korunması dahil güzel bir şekilde götürmeye çalışıyoruz.

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde  gerçekten Türkiye’de her alanda olduğu gibi dış politikamızda büyük bir değişim oldu.Terörle mücadelede içeride de,dışarıda da başarılıyız.Önce de söyledim.Sahada da güçlüyüz,masada da.Bizim için önemli olan terör örgütlerinin Türkiye’den  ve sınırımızın diğer tarafından temizlenmesidir.Kandilde sert gücümüzü gösteriyoruz.Afrin’de teröristleri nasıl temizlediğimizi tüm dünya gördü.Fırat Kalkanı operasyonuyla  yine bu sefer DAEŞ terör örgütünü bölgemizden ve Suriye topraklarından  temizledik,3 binden fazla teröristi etkisiz hale getirdik.Esasen DEAŞ’e karşı da Türkiye’den daha etkin mücadele eden bir ülke yok.Şimdi Münbiç’de YPG’nin temizlenmesi gerekiyor.Burada da bir yol haritası üzerinde  mutabakat sağladık.Yol haritamızı ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’da onayladı.İşte burada da masada ne kadar güçlü olduğumuzu görüyoruz.

Eğer biz  bunu masada diplomasi ile başarabilirsek buralardan YPG’yi,PKK’yı temizlersek ne ala.Ama aksi takdirde bu sefer Kandil’de olduğu gibi,Afrin’de olduğu gibi Ceraplus El Bap’ta DAEŞ’e karşı olduğu gibi bu teröristleri ,terör örgütlerini temizlemek durumundayız.Çünkü  bize tehdit oluşturuyor,bölgemizin istikrara ve güvenliğini bozuyor.Bu bizim için de önemli,Suriye için de ,Irak için de çok önemli.O nedenle hem sahada,hem masada güçlüyüz çok şükür.Bunu herkes görüyor.Ama Türkiye gerçekten adalet,barış,istikrar,güvenlik için mücadele ediyor.İçeride yoksullukla mücadele ediyoruz ama,dünyada da yoksulların ve mağdurların yanında yer alan bir ülkeyiz.4 Haziran Pazartesi günü biz Washington’da iken Gebze’de de  en az gelişmiş ülkeler için teknoloji bankası açıldı Birleşmiş Milletler’le beraber.Tabii ABD’de olduğum için açılış törenine katılamadım.Burada geliştirdiğimiz teknoloji en az gelişmiş ülkelere transfer edeceğiz.Bir taraftan  Türkiye’de teknoloji  ağırlıklı üretim sanayi ve ekonomiye  önem verirken, bunları stratejik yatırım kapsamına  aldık biliyorsunuz.Diğer taraftan en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını da  uluslar arası  platforma taşıyoruz.Bu esasen bizim  G20 başkanlarımızla başlayan bir süreç.Ve  G20’nin gündemine ilk defa  en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını biz getirdik.Şimdi diğer ülkelerde başkanlığını üstlenen Çin, Almanya ve Arjantin’de bunları sürdürüyoruz.Şunu söylemeye çalışıyorum  Türkiye sadece kendi çıkarları peşinde olan değil, uluslararası adalet ve barış için çalışan bir ülke.Ve bu sebeple de uluslararası arenada  sesi daha fazla çıkan,sözü daha fazla  dinlenen ve itibar gören bir ülke oldu.İki örnek vermek istiyorum geçen sene UNESCO İcra Komitesi’ne aday olduk,Avrupa’dan dört ülkeyle beraber.Almanya gibi bir ülkeyi geride bırakarak dünyadaki ülkelerin üçte ikisinden fazlasının oyunu alarak seçildik.Denizcilikte henüz istediğimiz yerde değiliz ama uluslararası denizcilik örgütü nezdinde çok aktif bir ülkeyiz.Ve tekrar aday olduk,dünyadaki ülkelerin % 90’ının oyunu alarak tekrar seçildik.Türkiye yalnız değildir.Türkiye dışlanmış bir ülke değildir.12 Haziran’da Eskişehir’de TANAP’ın açılışını yapacağız. Daha Kars demiryolu projesini açalı 6 ay ancak oldu.Uluslararası önemli projelerin de  merkezinde olan bir ülkeyiz.Enerji konusunda artık merkez olan  bir ülkeyiz,sadece transit değil.Ve Türk Akımı-1 yanında Türk Akımı-2 ile yine  daha da güçlenecek.Çünkü  Rusya’dan gelen gazın Avrupa’ya taşınması ile ilgili bir aktör.Proje Türkiye’ye geldiği andan itibaren biz de ortağı olacağız,tıpkı TANAP’ın  ortağı olduğumuz gibi.Her alanda güçlü bir ülkeyiz. İnşaallah 24 Haziran’dan sonra yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye’nin kurumları da daha güçlü olacak,ekonomisi daha da güçlü olacak,uluslararası ekonomi işbirliğimiz de artacak, uluslar arası rolümüz ve etkinliğimiz pozitif anlamda inşallah artacak.’’  Bu giriş konuşmasından sonra Bakan Çavuşoğlu  geçen hafta Antalya’daki gazetecilerle bir araya geldiğini, Antalya,Isparta ve Burdur için ‘’Biz artık etle tırnak gibi iç içe olduk,her alanda iş birliğimiz var,Antalya’daki her  gelişme o iki ilimize de yansıyor’’ diyerek soruları yanıtlamak üzere sözü Antalya,Isparta ve Burdur’dan gelen gazetecilere bıraktı. 





  Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun da yer aldığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu, Suriye’de ABD ile varılan yol haritasıyla ilgili olarak ,Münbiç’ten sonra yol haritasını Fırat’ın doğusunda da uygulamaya başlayacaklarını, bunu YPG/PKK’nın kontrol ettiği tüm bölgeler için uygulayacaklarını belirterek, teröristlerden arındırılan şehirleri gerçek sahibi olan yerli halka teslim edeceklerini, burada da kriterin nüfus yapısı olacağını ifade etti. Münbiç'ten teröristlerin çıkması konusunda ABD'nin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, yol haritasının amacının Suriye’yi teröristlerden temizlemek olduğunu, bu bölgeyi istikrara kavuşturmak gerektiğini ancak YPG olduğu sürece de istikrarın olamayacağını ifade ederek,’’ Neden Türkiye'deki 400 bin Kürt bu bölgeye dönemiyor? Biz 2 bin kilometre kareyi DAEŞ'den aldıktan sonra 170 bin civarında Suriyeli Türkiye'den döndü. YPG şu anda Suriye topraklarının yüzde 25'ine yakınını kontrol ediyor. Ve bir tane Kürt veya Arap dönemiyor. Zaten YPG, PKK tarafından etnik temizlik yapmaları için sürgüne gönderilmiş. O yüzden de buralardan temizlenmesi lazım. Kandil'de operasyonlar yapıyoruz, temizleyeceğiz. Orada zaten PKK kendi başına. Ama dışarıdan destek alıyor ama Suriye'de ABD'nin kontrolünde. Burada esasen ABD'nin sorumluluğu var. Dolayısıyla ABD YPG terör örgütlerini buradan gönderecek.

,Temizleyecek. Nereye gideceği de ciddi bir soru. Tabii Münbiç'ten sonra yol haritası diğer yerlerde de uygulanmaya başlandığı zaman, şu anda istihbaratımızın ve askerlerimizin görüşmeye başladığı bir konu ama önce şu Münbiç yol haritasını bir uygulayalım. Ondan sonra nereye gidecekleri şu anda konuşulmaktan olan konular’’  dedi.  Muhalefet partileri cumhurbaşkanı adaylarının seçilmeleri halinde Türkiye’deki Suriyelileri ülkelerine gönderecekleri yönündeki açıklamalarına ilişkin, adayların insani duygulardan uzak bir şekilde popülizm yaptıkları ve

bu insanların savaştan kaçarak Türkiye'ye sığındığını belirten  Bakan Çavuşoğlu  konu hakkında’’  Fırat Kalkanı operasyonundan sonra 170 bin Suriyeli döndü. Suriye içerisinden de oraya en az 150 bin kişi döndü. Afrin operasyonu el yapımı patlayıcılar dahil tüm temizlikler yapılıyor, hayat normale dönüyor. Şimdi buraya Türkiye'den de Suriyeliler dönecek, başka yerden de Suriye’ye dönecek. Münbiç yol haritası uygulandığı zaman, yine Münbiç'i terk etmek zorunda kalanlar Türkiye'de epeyce var. Onlar buraya dönecekler. ABD ile anlaşmamız bu yol haritasının içinde. Münbiç bittikten sonra Fırat'ın doğusunda PKK'nın ve YPG'nin kontrol ettiği alanları da yine istikrara kavuşturduğumuz zaman bu insanlar dönmeye başlayacak. Buraları insanların döneceği şekilde bazı yardımlar yapmamız lazım. Su, elektrik önemli.  Cumhurbaşkanımız 'Bunları oluşturalım' dedi. Cumhurbaşkanımız geleceği gören bir lider. Ne diyor 'Gelin buralarda güvenli bölgeler oluşturalım, evlerini yapalım. Günlük hayatını idame edecek şekilde ekonomik gelir sağlayıcı bir şeyler yapalım' diyor. Bizden başka duyarlı olan yok ki? 'AB tamam yapalım ama önce siyasi çözümü görelim' diyor. Diğer ülkeler söylüyoruz, bazı Müslüman ülkeler 'Vereceğiz' diye söz veriyorlar. Keza Almanya ‘'Bir mültecinin Almanya'daki maliyeti Suriye'deki maliyetinden 10 kat daha fazla,bu yüzden veririz ‘’diyor. İnşallah Suriye'de istikrar ve güven  oluştukça geri göndeririz. 'Al gönder hepsini, ölürsen öl olmaz." İdlib bölgesinde 2 milyon insan var ama aynı zamanda terörist gruplar da var. Bunları gönderdiğin zaman zorla kendi bünyesine katacak.Sonra bir de onlar tehdit olacak. Şimdi İdlib bölgesinde gözlem noktalarımızı oluşturduk.Okullar açılıyor,insani yardımlar yapılıyor. Burada da insanlar dönmeye başladı. Seçim öncesinde,insani duygulardan uzak, vicdansız bir şekilde 'Kapıları kapatırım, ölürse ölsün' olmaz" açıklamasında bulundu.

  BYEGM ev sahipliğinde düzenlenen “Yerel Medya Buluşmaları” kapsamında Antalya’da 100’e yakın gazeteci ile bir araya gelen Bakan Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişimine katılan darbeci askerlerin tahliye edilmesiyle ilgili yöneltilen soru üzerine Yunanistan’ın yaptığının kabul edilebilir olmadığını, Yunanistan’la yapılan ikili geri kabul anlaşmasının durdurulduğunu açıklayarak, Yunanistan'ın darbelerden en çok çeken ülkelerden biri olduğuna ,Yunanistan'da hükümetin gerçekten bu konuyu çözmek istediğine, fakat aynı zamanda Yunanistan'a ve yargıçlara batıdan çok ciddi baskı olduğuna değinen Bakan Çavuşoğlu,  "Yunanistan'ın yaptığı kabul edilemez. Darbelerden en çok çeken ülke Yunanistan'dır. Hükümet bu konuyu gerçekten çözmek istiyor. Yunanistan'a Batı'dan çok büyük baskı var, özellikle Yunan yargısına. AB ile bir göçmen anlaşmamız var, bu uygulanıyor. Yunanistan'la ilgili bir de ikili düzeyde geri kabul anlaşmamız var, şu anda geri kabul anlaşmamızı durdurduk. Süreç tam bitmedi,son mahkeme kararından sonra  Yunanistan'a yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz " dedi. Elif KGÜL