Futbol sahalarında,
Ringlerde,
Jimnastik salonlarında,
Dağda, bayırda, ovada, şehirde, köyde,
Her yerde verilen,
Selamdan korktular…
Haksız da sayılmazlar, korkmakta…
Rize’de sepetler çayla doluyorsa,
Van’da kilesinin çanı çalıyorsa,
Edirne’de tavada ciğer pişiyorsa,
Balıkesir’de küçücük yavrularımız anaokuluna gidiyorsa,
Şırnak’ta gençler büyük hayallerle üniversiteyi bitiriyorsa,
Fabrikalar, bacalar tütüyorsa,
Uçaklar semalarımızda uçuyorsa,
Ezan sesleri çınlıyorsa,
Asker ocağına, Peygamber kucağına,
Sağ ayakla girip selam çakılıyorsa,
Aynı şekilde selam çakarak sol ayakla çıkılıyorsa,
Semalarda Albayrağ’ımız dalgalanıyorsa,
İşte o korktukları selam sayesinde olmaktadır…
Onun için diyorum,
Korkmakta haklılar diye…
Şu kısacık ömrümüz,
Bir film şerdi gibi sanki…
Çavuşesku, Tito yok oldu,
Kaddafi, Saddam, Hüsnü Mübarek,
Hepsi yok oldular…
Çekoslovakya, Yugoslavya,
Paramparça oldular.
Koskocaman Sovyetler Birliği dağılıp gitti,
Libya, Irak, Cezayir, Tunus,
Bahar dediler, kış dediler,
Gündüz geceyi, gece gündüzü arar gibi
Ülkeleri birbirine kattılar,
İnsanlara büyük acı çektirdiler,
Ve yok olup gittiler…
Sanki bir masal gibi,
Dün vardılar, bugün yok olup gittiler…
İnsan yüreğinde taşır kendi uçurumunu,
Aynen de öyle oldu,
Birlik ve beraberlik içerisinde olamadılar,
Ve dağılıp gittiler,
Kendi uçurumlarına düştüler…
Onun için selamdan korkuyorlar,
Kadını, erkeği,
Hepsi birlikte selam çakıyor,
Kime?
Kendi geleceğine, istikbaline ve istiklaline…
Hep diri olduk, iri olduk,
Birlikte,
Tek Vatan,
Tek Millet,
Tek Bayrak,
Tek Devlet, olduk…
Efendim, unutulan her zulüm tekrarlanır derler,
Hala akıllanmaz bir tavır içindeler,
Arap Birliği, Avrupa Birliği,
Koro halinde mırıldanıyorlar,
Evet, sadece mırıldanıyorlar…
Kendi söylediklerine kendileri de inanmıyor aslında,
Çünkü Türkün gücünü çok iyi biliyorlar…
Selamını iyi biliyorlar…
Bu millet,
Yemende birlikte yanmış,
Sarıkamış’ta birlikte donmuş,
Çanakkale’de birlikte şehadet içmiş…
Bütün bunlar selam ile olmuş,
Kalın sağlıcakla,
Dua ile,
Selam ile…
