Parkinson hastalığı, merkezi sinir sisteminde yaşanan bir bozukluktur, esas olarak motor sisteminin çalışmasını etkiler. Adını 1817 yılında hastalığı ilk defa tanımlayan İngiliz cerrah James Parkinson’dan alır. Genellikle orta yaş grubunda ve daha yaşlı gruplarda görülür. 40 yaş altında çok nadir rastlanırken, görülme sıklığı 60 yaş grubunda %1, 80 yaş grubunda %4’e kadar çıkar. Parkinson hastalığına yakalanma ihtimali ilerleyen yaşla birlikte yükselir. Parkinson hastalığının ortaya çıkma yaşı ortalama 60’tır. Genç yaşta ortaya çıkmasında genetik sebepler ön plandadır. Parkinson hastalığı beyin hücrelerindeki kayıp ile yavaşça seyreden yani nörodejeneratif bir hastalıktır. İnsan beyninin belli bölgelerinde dopamin üreten beyin hücreleri bulunur. Dopaminin birçok işlevi vardır, genellikle mutlulukla ilişkilendiren dopaminin diğer bir önemli görevi de hafıza, motivasyon ve hareket etmek gibi vücut işlevlerinde önemli rol oynamaktır. Dopamin üreten hücrelerin %60 ila %80’i kayba uğradığında, bu işlevleri sağlıklı bir şekilde yürütmek için yeterli miktarda dopamin salgılanamaz ve parkinson hastalığının motor kabiliyeti üzerindeki belirtileri ortaya çıkar.

Parkinson Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Parkinson hastalığının belirtileri hareket kabiliyetiyle ilgili olanlar ve olmayanlar olarak, yani motor ve motor olmayanlar olarak ikiye ayrılabiliriz.

Motor belirtilerin en belirgini bradikinezidir yani hızlı hareket etme kabiliyetinin sekteye uğraması ve yavaş hareket etmektir. Diğer başlıca belirti de akinezidir, yani insanın otomatik olarak yaptığı belli hareketlerin kaybolması, yavaşlaması anlamına gelir. Jestlerde azalma, tutarsız yürüyüş, uzuvlarda kasılma, göz kırpmanın seyrekleşmesi gibi semptomlar bunlara örnektir. Rijidite yani kasların sertleşmesi, tremor yani vücudun bir uzvunun kasıtsız bir şekilde ritmik hareketi, ya da halk arasında bilinen adıyla titreme ortaya çıkar. Genellikle elde olan bu titremeler başka uzuvlarda da ortaya çıkabilir, çoğu parkinson hastası ilk olarak bu semptomu fark eder.

YSK, kesin seçim sonuçlarını pazartesi günü açıklayacak YSK, kesin seçim sonuçlarını pazartesi günü açıklayacak

Motor olmayan belirtiler arasında ise uyku düzenin bozulması, az ya da çok uyuma, kabızlık, depresyon, cinsel işlev bozukluğu, koku kaybı, anksiyete gibi semptomlar vardır.

Parkinson Hastalığı Neden Olur?

Parkinson hastalığı, beyinde dopamin ile iletişim kuran sinir hücrelerinin belirsiz bir süreç sonucunda kaybıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu kayıp, dopamin maddesinde azalmaya neden olur ve çeşitli yakınmalara yol açar. Gerçekte, insan beyni yaşlandıkça dopamin hücreleri azalır, bu nedenle yaşlı bireylerde hafif Parkinson benzeri belirtiler olan yavaşlama ve titreme gibi bulgular genellikle görülür. Ancak Parkinson hastalarında bu belirtiler çok daha hızlı ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkar.

Parkinson Tedavisi Nasıl Olur?

Parkinson tedavisinde ilk olarak ilaçlar tercih edilir. İlaçlar, beyindeki azalmış dopaminerjik iletişimi artırmayı hedeflemektedir.. Bu nedenle Parkinson ilaçları, dopamin seviyelerini artırmak için kullanılır. Ancak, tam olarak nedeni bilinmeyen bir şekilde, Parkinson ilaçlarının uzun süreli veya yüksek dozda kullanımıyla hastalarda dalgalanmalar, yanıtsızlık periyotları (off dönemi) veya istemsiz hareketler (diskinezi) gibi kısa süreli yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu durumlar, ilaç kullanan hastaların yaklaşık olarak %5-7'sinde görülebilir. Bu yan etkilerin gecikmesi için, hastaya en düşük etkili doz verilmelidir. Eğer hasta 65 yaşın altındaysa ve bunama gibi bir durumu yoksa, tedaviye dopamin etkisini taklit eden "dopamin agonistleri" ile başlanabilir veya bu ilaçlar tedaviye ek olarak kullanılabilir. Ayrıca, titreme, bunama, depresyon, uyku bozuklukları gibi şikayetler görülürse, bu şikayetlere yönelik başka tedavi stratejileri düşünülebilir. Hastaların üçte biri, ilaç tedavisiyle uzun yıllar boyunca iyi bir yanıt alarak ve önemli bir kısıtlama olmadan yaşayabilen kişilerdir. Diğer bir kısmında ilaca sınırlı yanıt görülebilir ve doz arttıkça yan etkiler ortaya çıkabilir veya zamanla ilaca yanıtsızlık gelişebilir.

İlaç tedavisinden yeterli fayda sağlanamayan hastalarda cerrahi seçenekler düşünülebilir. Özellikle son 15-20 yılda ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda cerrahi seçenek önerilir. Amacı, beyindeki hareketle ilgili merkezlerde azalan elektriksel aktiviteyi göğüs duvarının altına yerleştirilen bir jeneratör aracılığıyla yeniden oluşturmaktır. Bu, kalp pili benzeri bir mantıkla düşünülebilir. Bu uygulamanın tıbbi adı "derin beyin stimülasyonu" olarak bilinir.