Isparta

Belediye Başkanı Günaydın'ın Hiç Kimsenin Bilmediği Sırrı

Abone Ol

Aksu'nun Yılanlı Köyü'nde doğup, 11 yaşına kadar köyde kalan Belediye Başkanı Günaydın'ın erken kaybettiği annesi tam bir Osmanlı kadınıydı. 

Zeynep hanım, gelecekte başarılı bir mimar ve 1999'da Isparta'ya Belediye Başkanı olacak Yusuf Ziya Günaydın'ı ahırda hayvanları beslerken tek başına doğurdu.

Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'ın hayatına ilişkin belki bugüne kadar pek çok şey paylaşıldı, konuşuldu, yazıldı ve gösterildi. Ama Başkan Günaydın'ın hayatına ilişkin yeni yeni sırlar ortaya çıkıyor. Aslen Aksu ilçesi Yılanlı Köyü'nden olan Belediye Başkanı Günaydın, 11 yaşına kadar köyde yaşadı. Sonrası hayatında ise Aksu Yılanlı'da sürekli bir yaşamı olmadı.  Akdeniz, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'ın bu güne kadar kimsenin bilmediği bir sırrını kamuoyu ile paylaşıyor. 

ANNESİNİ 1990'DA KAYBETTİ

Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'ın 1990 yılında 61 yaşında iken vefat eden annesi Zeynep hanım, hayatını birleştirdiği Ali Günaydın ile komşu çocuklarıymış. Ailelerin de rızasıyla hayatlarını birleştiren Ali-Zeynep Günaydın, 4 çocuğu var. Yusuf Ziya Günaydın tek erkek evlatları. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'nın Yılanlı'da kalan ancak şu ana kadar kimsenin bilmediği sırrı doğumuyla ilgili. Bu sır, Zeynep Günaydın'ın ne denli bir fedekar anne olduğunu ortaya koyuyor. 

AHIRDA DÜNYAYA GELDİ

Günaydın, bu zamana kadar sır gibi sakladığı sırrını kendi ağzından dinleyelim. Başkan Günaydın, Yakaavşar Köyü dönüşünde Yılanlı Köyü kahvesinde verdiği çay molasında doğum öyküsünü anlattı. İşte o ilginç hikaye:  

"Benim doğumum çok entrasan. Belki hiç kimse bilmiyor. Bizim evlerimizin altı ahırdır afedersiniz. Öküzler, inekler evimizin altında olurdu. Üstte yatıyorsanız hayvanların nefesini duyarsınız. Annem hayvanlara bakmak zorunda. Bana hamile iken hayvanlara bakmak için aşağıya inmiş. O halde işini ihmal etmemiş. Orada doğum sancısı gelmiş ve tek başına beni doğurmuş. Aşağı katta ineklerin, hayvanların yanında doğmuşum. Rahmetli annem hep anlatırdı.

ÇOK İYİ TABANCA KULLANIRDI

Annem çok kahraman bir kadındı. Osmanlı kadınıydı. Babam askere gittiğinde silah kullanmasını öğretmiş gitmiş. Ben 3 yaşında idim. Babam askere gittiğinde köyde biraz karışıklıklar vardı. Bizim gibi sessi çıkmayan, uslu ailelerin camına taş atarlardı. Halk Partili ve Demokrat Partili diye ayrımlar olurdu. Babam askere gitmeden önce anneme silah talimi yaptırırdı. Annem çok güzel tabanca atardı. Baretta tabancayı çok iyi kullanırdı.

BİR GÜN HERKES KÖYÜNE DÖNECEK

11 yaşına kadar köyde durdum. Çocukluk arkadaşlarım hepsi burada. Rahmetli olanlar oldu. İlkokulu hem Yuvalı'da hem Ayvalı'da okudum.  Şeker rahatsızlığım sülaleden geliyor. Ama vücudum dirençli. Bunun sebebi de köyde doğmamdan kaynaklanıyor. Benim en sıhhatli yaşandım köyde geçti. Bir gün şehirden köye dönüş olacak."