Türkiye, küresel iklim krizine karşı ekonomik yapısını dönüştürme sürecini hızlandırırken, bu geçişin toplumsal etkileri de daha fazla gündeme geliyor. Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde yer alırken, yeşil ekonomiye geçişin kadınları ve gençleri iş gücü piyasasının dışına itme riski dikkat çekiyor.
Ancak bu risk, doğru politikalarla avantaja çevrilebilir. Bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Dönüşüm Projesi”, toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı ve yeni istihdam alanları yaratmayı hedefliyor.
“Kadınlar ve Gençler Öncelikli”
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Genel Sekreteri Volkan Güler, projenin detaylarını paylaştı. Güler, “Yeşil dönüşüm sürecinden kadınlar ve gençler dışlanmamalı. Bu nedenle sunulan desteklerde bu gruplar öncelikli olarak değerlendirilecek,” dedi.
Güler ayrıca, projenin Dünya Bankası’nın sağladığı düşük faizli krediyle finanse edildiğini ve bölgedeki mikro işletmelerden kooperatiflere kadar geniş bir yelpazede destek sunulacağını belirtti.
Çevre Dostu Üretime 40 Milyon TL’lik Destek
Program kapsamında 40 milyon TL’lik bütçe ayrıldı. Projelere 600 bin TL ile 2 milyon TL arasında hibe desteği verilecek. Mikro ve küçük ölçekli işletmelere yüzde 50 ila 75 arasında, kooperatif ve üretici birliklerine ise yüzde 90’a kadar destek sağlanacak. Başvurular 29 Ağustos tarihine kadar ajansın web sitesi üzerinden yapılabilecek.
Programın destek kapsamı ise oldukça geniş:
- Enerji verimliliği
- Atık yönetimi
- Su tasarrufu
- Çevreye duyarlı üretim teknolojileri
Örneğin, tarımsal sulama kooperatiflerinin güneş enerjisi sistemleri kurması desteklenirken, diğer sektörlerde sürdürülebilir üretim ve pazarlama projeleri öncelik kazanacak.
Avrupa Kriterlerine Uygun Yeşil Ekonomi Hamlesi
Avrupa Birliği’nin yeşil taksonomi kriterlerine göre yapılandırılan program, sadece çevresel değil, sosyal açıdan da kapsayıcı bir dönüşüm hedefliyor. İklim değişikliğine uyum, döngüsel ekonomi, su kaynaklarının korunması, çevre kirliliğinin azaltılması ve biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi gibi alanlara doğrudan katkı sunulması bekleniyor.