Mimarlar Odası Antalya Şubesi Isparta Temsilcisi Caner Ataseven, günümüzde asgari ücret miktarına yaklaşan ve her gün artmaya devam eden ev kiralarının, vatantaşların barınma hakkını riske soktuğunu belirterek, “Durum daha da vahim boyutlara varmadan ivedilikle gerekli önlemlerin alınması zaruridir” dedi.

Caner Ataseven’in açıklaması şöyle: “ “Barınma hakkı ilk olarak 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde tanımlanmış ve daha sonra devletlerin anayasalarında ve diğer milletlerarası sözleşmelerde yer bulmuştur.

TC Anayasası Madde 36: “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir.”

TC Anayasası Madde 57: “Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.”

ARTAN EV KİRALARI BARINMA

HAKKINI RİSKE SOKMAKTADIR

Ancak günümüzde asgari ücret miktarına yaklaşan ve her gün artmaya devam eden ev kiraları en temel insanlık hakkı olan barınma hakkını riske sokmaktadır. Durum daha da vahim boyutlara varmadan ivedilikle gerekli önlemlerin alınması zaruridir.

Yaşamakta olduğumuz ağır enflasyonist şartlar inşaat maliyetlerini her geçen gün arttırmaktadır. Buna bağlı olarak ev fiyatları da her gün artmaktadır. Bankalardan ev alabilecek miktarda kredi çekebilmek ise neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bankalar kredi vermek istememekte, verseler bile geri ödemesi imkansız faiz oranları sunmaktadırlar. Artık bir Türk vatandaşının anne-babadan destek almadan çalışarak bir ev sahibi olması imkansız hale gelmiştir. Bir tedbir alınmazsa ve böyle giderse bir ev kiralaması da imkansız hale gelecektir.

TÜRK VATANDAŞLARININ ALAMADIĞI EVLERİ

Tarım Müdürlüğünden Karalekeye karşı önemli duyuru Tarım Müdürlüğünden Karalekeye karşı önemli duyuru

YABANCILAR RAHATLIKLA ALABİLİYOR

Bunun temel nedenleri; enflasyon, kur artışı, akaryakıt zamları, halkın alım gücünün düşmesi, yabancılara konut satışı ve kiralanmasıdır. 30 kat kur farkı Türk vatandaşlarının alamadığı evleri yabancıların rahatlıkla satın alabilmesine neden olmaktadır. Yabancılar birden fazla mülk sahibi olup ve bu mülkleri çok kolay bir şekilde alabilirlerken, Türkiye’de doğmuş, büyümüş, askerlik yapmış, vergi vermiş, vatanına hizmet etmiş bir vatandaşın tüm ömrü boyunca biriktirdiği birikimi ile bir konut dahi alamayacak durumda olması haksız rekabet yaratmaktadır.

ANTALYA’DA EV BULAMAYAN YABANCILAR

ISPARTA’YA AKIN ETMEYE BAŞLADILAR

Komşumuz Antalya’da varılan noktada bırakın asgari ücretlileri ve emeklileri, memurların bile şehir merkezinde yeni binalarda ikamet etme şansı kalmamış, şehrin ücra köşelerinde çok eski ve depreme dayanıksız evlerde oturmak zorunda kalmışlardır. Yakında Türk vatandaşlarının Antalya’da azınlıkta kalma tehlikesi baş göstermiştir. Antalya’da ev bulamayan veya pahalı bulan yabancılar da Isparta’ya akın etmeye başlamışlardır. 5 yıl sonraki geleceğimizi görmek istiyorsak Antalya güzel bir örnektir. Türk vatandaşları yabancıların yatırım amacıyla satın aldıkları evlerde kiracıları olarak yaşamaya başlamışlardır. Antalya’da kiralar bugün itibariyle asgari ücretin üstündedir ve her geçen gün artmaya devam etmektedir. Türk vatandaşlarının alım gücü her gün düşerken yabancılarınki artmaktadır. Mal-mülk hızla el değiştirmektedir.

ISPARTA’YA DA YAKIN ZAMAN DA SİRAYET EDECEK

VE EKONOMİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR

Yabancı yatırımcıların orta direk halkla konut alımında yarıştırılması doğru değildir. Yabancı yatırımcıların Türk vatandaşına iş alanı açılacak şekilde sanayi, fabrika, üretimhane vb. yatırımlara teşvik edilmesi gerekmektedir. Keza yabancıların konut yatırımlarını Antalya bölgesinde günlük kiralama yöntemi ile kazanca çevirdikleri ve vergi beyannamesi vermedikleri de bilinmektedir. Bu durum Isparta’ya da yakın zaman da sirayet edecek ve ekonomimizi olumsuz etkileyecektir.

YABANCILARA EV SATIŞI VEYA KİRALANMASINA

KOTA KONMALI VEYA YASAKLANMALIDIR

Bu nedenle yabancılara ev satışı veya kiralanmasına kota konmalı veya yasaklanmalıdır. Yarın çok geç olmadan, bugün hala vakit varken uyarmayı bir görev addediyoruz”.