CHP, İnfaz Kanunu için AYM'ye başvurdu CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, cezaevlerinden yaklaşık 90 bin kişinin tahliyesini karşılayan infaz düzenlemesi 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bir Takım Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bir takım maddelerinin iptali için Tüzük Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Başvurunun gerisinde gazetecilere açıklama yapan Altay, 22 Nisan'da ilgili kanunun şekil bakımından iptali için yaptıkları başvurunun hala bir sonuca bağlanmadığını hatırlattı. Altay, kanun görüşmelerinde, Türkiye Büyük Ahali Meclisinin (TBMM) iç tüzüğünün 92. maddesine açık bir anormallik olduğunu bahis ederek "Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmede kimi indirimleri öngören kanunun kimi hükümleri, TBMM'nin iç tüzüğünün 92. maddesine göre bağışlama niteliği taşıdığı için ayrıca niteliği içeren maddelerin oylamasında hem de tümünün oylanmasında 5'te 3 çoğunluğun kabul oyu açık açık gerekir. Bu kanunun oylanmasında bu aranmadığı için açık bir eylemli iç anayasa ihlali olduğunu verdiğimiz dilekçede ortaya koyduk." dedi. CHP, İnfaz Kanunu için AYM'ye başvurdu Altay, başvurularında, kanuna ilişkin içerik ve hakkaniyet ilkesi bakımından da belirledikleri olumsuzlukların yer aldığını savundu. TBMM'de iki yıllık süre içinde 189 milletvekiliyle ilgili bini aşkın suç duyurusunun bulunduğunu kaydeden Altay, "Bu, yargının geldiği nokta bakımından üstünde derin düşünülmesi gereken bir şart. Erdoğan, kendisine karşısında olan herkesi terörist olarak suçlama edip yaftaladığı için onun tahakkümündeki savcılar da Erdoğan'ı eleştiren, biat etmeyen, düşüncelerini yazan, slogan atan, tweet atan herkesle ilgili terör örgütüyle ilişkiden dolayı TBMM'ye fezleke gönderiyorlar." iddiasında bulundu. Altay, açıklamalarına şu şekilde devam etti: "Başvurumuz ile herkes için uygulanan denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme indiriminde, Terörle Uğraş Kanununun 7. maddesinin 2'nci fıkrasına girenlerin de yararlanmasını istedik. Türk Cinayet Kanunu'nun 314. maddesinin 3'üncü fıkrasından suç oluşturan alanların da denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmeden yararlanmasını istedik. Yeniden başvurumuzla Türk Cinayet Kanunu'nun 220. maddesinin 6, 7 ve 8'inci fıkralarından hüküm giyenlerin de yararlanmasını istedik. Yani düşüncesini Twitter, Facebook aracılığıyla görsel ve yazılı medya yoluyla ifade edenler bundan yararlansın dedik." Hırsızların yararlandığı ceza indiriminden gazetecilerin de faydalanması gerektiğini dile getiren Altay, "Darpçının, gaspçının, arsızın yararlandığı indirimden yazarlar ve düşüncesini açıklama edenler yararlansın istedik." ifadesini kullandı. Altay, başvurularında terör örgütü kurucuları, yöneticileri ve üyeleriyle ilgili bir istek bulunmadığının altını çizerek "bununla birlikte mahsus öldürme neticesi nedeniyle ağır yaralama, gaddarlık, cinsel hücum, cinsel dokunulmazlığa aleyhinde işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizliliğine alanına aleyhinde suçlar, uyuşturucu ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu, devlet sırlarına karşısında suçlar ve casusluk suçları denetimli serbestlikten ve koşullu salıverilmeden yararlanmasın. Bu suçların dışındaki denetimli serbestlik oranı 2 bölü 3'ten 1 bölü 2'ye insin diye başvurumuzu yaptık." açıklamasında bulundu. Bir mahkumun, açık cezaevine geçirilip geçirilmemesinin yönetmelikle yok kanunla düzenlenmesi gerektiğini düşündüklerini söyleyen Altay, hem istinaf veya temyiz sürerken adli denetleme uygulamasının ilk derece mahkeme göre kaldırılmasını dürüst bulmadıklarını dile getirdi. Altay, mahkum ve tutukluların mahkemedeki tutumunun cezaevindeki tutumu gibi değerlendirilmesini de içten bulmadıklarını belirterek mahkum ve tutukların kütüphanelerden yararlanmasına gelen ağır kısıtlamaları da mahkemeye taşıdıklarını bildirdi. Altay, hukuk sisteminin hakkaniyetli olması gerektiğini vurgulayarak "Düşünenin hapiste hırsızlık yapanın haricen olduğu bir hukuk sistemi hakkaniyetli değildir. Düşüncesini açıklamaktan diğer hiçbir kusuru olmayan insanın cezaevinde hüküm giymesi ama sokakta yürüyen bir kadının çantasını kaparken o kadının kolunu kesen insanın dışarı çıkması hakkaniyetli değildir." değerlendirmesinde bulundu. Engin Altay, 15, 16, 18, 23, 25, 31, 32, 37, 46 ve 48'inci maddeler ile geçici madde 6'nın da içinde olduğu toplam 14 madde için itirazda bulunduklarını açıkladı. Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur