Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Atasoy, ''Ankara kedisi yok olmak üzere. Bir an önce önlem alınmazsa Ankara kedisini gelecek nesiller tanıyamayacak'' dedi.

Prof. Dr. Atasoy, Ankara kedisinin saf ve doğal bir kedi türü olmasının yanı sıra Türkiye'nin ulusal hazinelerinden biri olduğunu belirterek, Ankara kedisinin uzun beyaz tüyleri, gözlerindeki farklılıklar ve kulaklarının sağır olması gibi özellikleriyle tanındığını, ancak yeterince korunamadığı için orijinal özelliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Ankara kedisinin neslinin tükenme noktasına geldiğini ileri süren Atasoy, geçmiş yıllarda sokaklarda dahi Ankara kedisi görüldüğünü, ancak bugün rastlanamadığını bildirdi.

Kedilerin artık sadece Atatürk Orman Çiftliği'nde ve Ankaralı bazı ailelerde bulunduğuna ve üretildiğine işaret eden Atasoy, bu üreme şekillerinin de kedinin gen mutasyonu açısından çok sakıncalı olduğunu, aynı DNA yapısına ait birinci derece akraba olarak dünyaya gelen nesillerin geçmişteki orijinal Ankara kedileri kadar özgün olmayacağını kaydetti.

Bu kedilerin geçmişinin 16 ve 17. yüzyıla dayandığını ifade eden Prof. Dr. Atasoy, ''Memleketi Türkiye olan Ankara kedisi, en eski uzun tüylü kedi soylarındandır. İlk kez 16. yüzyılda haçlı seferleri sırasında Avrupa'ya götürülmüş ve dünyada ilk defa bu yüzyılda tanınmıştır'' diye konuştu.

Atasoy, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Zootekni Bölümü olarak Kazan ilçesinde ''kedi araştırma merkezi'' kurup soyu tükenme tehlikesinde olan Ankara Kedisi'ni yaşatacak bir proje başlattıklarını, projenin Ankara Valiliği İl Özel İdaresi ve Ankara Büyükşehir Belediyesinden büyük destek gördüğünü ancak projenin mali destekçisi olacak Devlet Planlama Teşkilatından (DPT) geri çevrildiklerini, projeleriyle ilgilenilmediğini iddia etti.