İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hüseyin Oruç, BM Soruşturma Komisyonunun İsrail'in Mavi Marmara gemisi saldırısına ilişkin hazırladığı Palmer raporu hakkında ''Bu rapor, bu şekilde dünya kamuoyunda ve BM tarafından kabul görürse, dünyanın hiçbir noktasında, hiçbir sivil toplum kuruluşu güvenli bir şekilde insani yardım yapamayacaktır'' dedi.

Oruç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze'ye insani yardım taşıyan filoyu oluşturan koalisyonda İHH'nın dışında 5 sivil toplum kuruluşu daha bulunduğunu ve halen ortak çalışmayı sürdürdüklerini belirtti.

''İsrail'in insanlık suçu işlediğini ve BM'nin suçun temizlenmesi için kirli bir çalışma yürüttüğünü'' öne süren Oruç, ''Koalisyon içerisindeki hiçbir sivil toplum kuruluşu raporu kabul etmiyor'' dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ''Rapor, açıkçası bizim için yok hükmündedir'' açıklamasıyla Türkiye'nin bu konuda net bir tavır ortaya koyduğunu anlatan Oruç, şunları kaydetti:

''Hazırlanan rapor kendi içerisinde ve BM'nin diğer birimleriyle çelişen, İsrail baskısıyla hazırlanmış bir rapordur. Raporda, kimsenin kabul edemeyeceği bir sonuç ortaya çıkıyor. Hatta daha ileri gidip ticaretin önünde çok büyük keyfilikler oluşturacaktır. Bu sadece Türkiye'yi değil, bütün dünyayı ilgilendiren bir konudur. Hukukun bittiği bir noktaya gelinmiştir. Biz de kesinlikle bu raporu kabul etmiyoruz. Biz başta teknik bir olay olarak bakıyorduk ve bununla ilgili BM İnsan Hakları Konseyi bir heyet oluşturmuştu. Ayrıntılarıyla izlemiş, araştırmış ve bütün delillere ulaşarak incelemişti. Palmer Komisyonu gibi masa başında hazırlanan, zamana yayılan ve karşılıklı pazarlıklarla oluşturulan bir rapor değildi. Bu rapor, konseyde, genel kurulda kabul edildi. Raporda İsrail'in hukuksuz bir ambargo yürüttüğü söyleniyor. İsrail'in bunu yapan sorumlularının insan hakları mahkemelerinde, uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini söylüyor. Palmer raporundan da benzer sonuç çıkmasını beklerdik. Aynı delillerden 2 zıt kararlar çıkması gerçekten düşündürücüdür. Bu da raporun, siyasi ve İsrail yönlendirilmesiyle çıkarılmış rapor olduğunu gösteriyor.''

Türkiye'nin daha uygun şartlarla bu olayın çözülmesi için yollar aradığını ve 15 aydır sabrettiğini belirten Oruç, artık özür dilemenin, tazminat ödemenin ve karşılıklı konuşma vaktinin geçtiğini, bundan sonra hukukun ve mahkemelerin devreye gireceğini söyledi.

Oruç, hem Türkiye'deki hem de koalisyonda bulunan diğer ülkelerin mahkemelerindeki davalarını hızlandıracaklarını ifade ederek, ''Umut ediyoruz ki uzun bir süre olmadan sonuç alacağız. Ayrıca, koalisyon olarak Palmer raporu ile ilgili de hukuk mücadelesi başlatacağız. BM'nin sivil toplum kuruluşları hakkında hiçbir delili olmadan 'Haklarında soru işaretleri var' diye bir rapor hazırlaması kabul edilebilir bir şey değildir'' diye konuştu.