Kripto paralar artık günümüzde hayatımızın bir parçası haline geldi. Haberlerde,  dergilerde, sosyal medyada veya bir sohbette karşımıza sıkça çıkmaya başlayan bu olgu oldukça kafa karıştırıcı olabilmekte. Devletler, kurum ve kuruluşlar arasında dahi ne olduğu, nasıl tepki gösterilmesi gerektiği veya yasal olup olmadığı tartışılan bu konu elbette dini yöndende merak uyandırıyor. Bizde bu konuda bazı bilgiler vermeye çalışacağız. Bu içerik, kripto para rehberleri tarzında olmasada kripto para helal mi, caiz mi konularına değineceğiz.

Önceliklere Türkiyede son birkaç çok kripto para haberi ve gelişmesi yaşandı bu gelişmelerde insanlar meraklandırdı ve din adamlarına danışmaya başladılar. Bu konuda da ünlü ilahiyatçı ve yazar Hayrettin Karaman gibi insanlar da bu konuya açıklık getirmek adına bazı açıklamalarda bulundu. Hayrettin Karamana göre kripto paraların aracıları aradan çıkartan çok farklı bir sistem olduğuna değinen ünlü ilahiyatçı yazar, bankaların aradan çıkmasının olumlu bir yanı olduğunu düşünmesine rağmen Bitcoin (BTC) ve diğer kripto paraların şifreli yapısının kara para aklamayı mümkün kıldığını açıkça söylemese de imâ eden Hayrettin Karaman, bunun birçok açıdan büyük bir olumsuzluğu beraberinde getirdiğini söylüyor. Kripto paraların ve Bitcoinin (BTC) özellikle madencilik altyapısı sebebiyle büyük israfa yol açtığını ifade eden Karaman’ın konu hakkında, bu sistem çok gürültülü çalışmakta ve aşırı elektrik tüketimi sebebiyle, o ortamda aşırı bir sıcaklık meydana gelmektedir. Bundan dolayı, bu sistemin evde veya ev ortamında kurulması tavsiye edilmemektedir. Sistemin madencilik yönü, büyük İSRAF yönüdür” diyerek her yönden kripto paraları değerlendirmekte.

Bu konuda asıl cevap özellikle diyanetten beklenmekte, öyle ki çoğu kişi asıl kanaatin diyanet tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ise son dönemin popüler kripto para birimi Bitcoin (BTC) ve Ethereum'un (ETH) 'Caiz olmadığını'' açıkladı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 'Bir para biriminin para hükmünde olması için, ya değerini devlet otoritesinden almalı, ya da altın gibi zati bir değere sahip olmalıdır” şeklinde bir yorumda bulunuyor. Diyanete göre kripto paralar şu şekilde ifade ediliyor:

Para devletçe bastırılan ve ülke içinde mübadele aracı olarak kullanılan, üzerinde rakamsal değeri yazılı, kağıt ya da metal nesnedir. Sanal para ise arkasında herhangi merkezi bir finansal kurum bulunmaksızın kullanıcılar arasında doğrudan ticari alışverişe imkan tanıyan ve her kullanıcı için özel kriptolanmış/şifrelenmiş para birimidir. Bir para biriminin para hükmünde olabilmesi için ya değerini devlet otoritesinden almalı ya da altın gibi zati bir değere sahip olmalıdır. Sanal paralar her ne kadar bazı kesimler tarafından mübadele aracı olarak kullanılmakta ise de devletin sağladığı itibari değere ve güce sahip olmaması, arkasında merkezi bir finansal kurumun bulunmaması ve devlet teminatı altında olmaması sebebi ile para olarak değerlendirilemez. Ayrıca değer kazanıp kaybetme hususunda spekülasyona açık olmaları, daha çok kara para aklama amacı gibi meşru olmayan iş ve işlemlerde kolaylıkla kullanılabilmesi ve devletin denetim ve gözetiminden uzak olması gibi sebeplerle sanal paraların alım satımını yapmak şu aşamada dinen uygun değildir”

Diyanetin bu açıklamaları ile bazı din adamları tam olarak uyuşmamakta, öyle ki ilahiyatçı  Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ise meseleye benzer şekilde yaklaşsa da ona göre bu kesin bir cevap yok. Her ramazan ayında izleyicilerinden gelen soruları yanıtladığı bir programda, kendisine yöneltilen Kripto parayla hacca ve umreye gitmek haram mı?” sorusuna kesin olmayan bir şekilde cevap vererek şu şekilde yanıtladı:

Uzak durulmasını tavsiye ediyorum. Çünkü olmayan bir para var ortada. Ama haramdır da demiyorum.”

Elbette kripto paraların haram olmadığını düşünen bir kısımda var. Örneğin ünlü ilahiyatçı Cübbeli Ahmet Hoca, Kripto paralara 'Günahtır, bunlar para değildir, bunların değeri yoktur' şeklinde bir yorum yapamayız. Bunun değerini piyasalar belirliyorsa, piyasalarda buna bir değer atfediliyorsa bunun bir değeri var. Bu noktadan günah, sevap diye bakamayız. Ama aldanma, aldatma yönünden bakabiliriz. İslami açıdan elle tutulmuyor, gözle görülmüyor diye bunun bir değeri yoktur diyemeyiz. Artık çoğu işlem dijitalden yapılıyor. Onu dediğimiz zaman elle tutulmayan gözle görülmeyen satılan her şeye sıkıntı girer.” diyerek günah diyemeyeceğimizi fakat arkasında devlet olmadığı, ve sıkıntı yaşadığımızda bir danış bulamayacağımız dan bu tür işlemlerin caiz olmadığını belirtmiştir.

Elbette bu tarz açıklamaları henüz kripto paraların kabul görmemesi, tam olarak kavranamaması veya yasa dışı işlerde kullanıldığından dolayı tehlikeli sayılmasından dolayı görüyor olabiliriz. Çünkü kripto paralar kullanım alanları her ne kadar geniş olsada temelinde bir değiş-tokuş, ve yatırım aracıdır. Bundan yola çıkarak bir çok açıklama yapılabilir. İşin din yönünden bakıldığında genelde tutumlu bir bakış açısı görüyoruz, bunun sebebi din adamlarının bu tür teknolojiler yeni yeni hayatımızda olduğundan, yanlış bir şekilde aksettirmek istememeleri olabilir.