Geçtiğimiz günlerde, haber32.com.tr’de yayımlanan “Nedir Bu Kamu Kurumlarındaki Liyakatsizlik?” başlıklı habere vatandaşlarımızdan onlarca yorum gelmiştir. Herkes, devlet dairelerine gittiğinde bazı memurlar tarafından alışkanlık hâline getirilmiş, birtakım hukuksuz davranışlara maruz kaldığından dert yanmaktadır. Bk. https://www.haber32.com.tr/isparta/nedir-bu-kamu-kurumlarinda-ki-liyakatsizlik-h162041.html

İşini layıkıyla yapan kamu görevlilerini tenzih etmekle birlikte bu tür muamelelerde bulunan memurların en bilinen söylemlerinden bazıları:

“Bu talebin kabul edilmez, al bu dilekçeyi götür.”

“Bu dilekçen buraya verilmez şu kuruma götür.”

“Müdür beyin havalesi olmadan bu dilekçeyi alamam.  Kendisi de şu an yerinde değil, yarın gel.”

“Sözlü olarak yaptığın şikâyet hakkında tutanak tutmayacağız çünkü faili meçhul olursa bizim birimin puanı düşüyor. Şüpheliyi bulursak haber ederiz.”

“Evrak kayıt numarası verilmiyor bizde, sen devletin memuruna güvenmiyor musun?” denilip bir hafta sonra gidildiğinde başvuruyla alakalı hiçbir işlem yapılmamış olması…

Barbaros Büyükdeğirmenci Vefat Etti Barbaros Büyükdeğirmenci Vefat Etti

Bu gibi, vatandaşın dilekçesinin işleme konulmasını engellemeye yönelik her türlü davranış memurun (yahut ona bu şekilde davranmasını emreden amirin) her hâlükârda idari ve bazı durumlarda da cezai sorumluluğunu gerektirir

ŞU 3 ŞARTI TAŞIYAN HİÇBİR DİLEKÇE BAŞVURUSU REDDEDİLEMEZ

Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile vatandaşın kamu kurumlarına başvuruda bulunması son derece kolaylaştırılmıştır:

Dilekçede bulunması zorunlu şartlar – Madde 4:

Yetkili makamlara verilen veya gönderilen dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması gerekir.

Yani bir vatandaş, adı-soyadı, imzası ile adresinin bulunduğu bir dilekçesini kamu kurumuna vermek istediğinde, o kamu kurumundaki evrak kayıt birimi memurunun (böyle bir memur yoksa ilgili memurun) bu dilekçeyi hiçbir şekilde reddetmek gibi bir yetkisi yoktur. İlgili dilekçeyi almalı ve vatandaşa bu dilekçenin kurumca teslim alındığına dair tarihli ve imzalı bir alındı belgesi / evrak kayıt belgesi vermelidir. 

Öyle ki, vatandaşın dilekçesinde aksettirdiği sorununun muhatabı dilekçenin verildiği kurum olmasa bile, memur o dilekçeyi kabul etmek zorundadır. Dilekçenin verildiği kurum, ilgili kuruma bu dilekçeyi göndermekle yükümlüdür:

Gönderilen makamda hata:

Madde 5 – Dilekçe, konusuyla ilgili olmayan bir idari makama verilmesi durumunda, bu makam tarafından yetkili idari makama gönderilir ve ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilir.

NE ZAMAN SUÇ OLUŞUR?

Vatandaşın kamu makamlarına seslerini duyurabilmesi, hak arama özgürlüğüne işlerlik kazandırabilmesi için bir hukuk devletindeki en temel hakkı dilekçe hakkıdır. Öyle ki bu hak anayasal düzeyde koruma altına alınmasının yanı sıra (AY 74) kanuni düzenlemeler ve genelgelerle de kuvvetlendirilmiştir.

Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi

TCK 121- (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.

Dilekçe yazılı olmak ve asgari olarak yukarıda değindiğimiz 3 şartı taşımak zorundadır. Ancak kamu makamlarına yöneltilen talep sözlü de olabilir. Böyle bir durumda talebin tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Tutanak tutulması amacıyla yapılan sözlü beyanın yetkili ve görevli kamu görevlisi tarafından hukuki bir neden olmaksızın tutanağa bağlanmaması durumunda da bu suç oluşur.

Memur, “Amirden bu şekilde talimat aldım.” demek suretiyle de sorumluluğu üzerinden atamaz. Zira kanuna aykırı ve konusu suç olan bir emir, memur açısından hukuka uygunluk sebebi değildir. Böyle bir durumda hem amir hem memur bu suçtan sorumlu olur.

Süreli işlemlerde, dilekçenin süresinde verilmesine rağmen, kabulünün geciktirilmesi hâlinde de bu suç oluşur. Örneğin idarece tanınan bir vergi indirimi hakkından yararlanmak isteyen vatandaşın, kendisine tanınan süre içinde verdiği dilekçesinin, süre geçtikten sonra verilmiş gibi kayıt altına alınması hâlinde de bu suç oluşur.

Dilekçe resmî olarak kayıtlara girdikten sonra, dilekçe hakkında işlem yapılması gerektiği halde hiçbir işlem yapılmadan bekletilmesi, kasıtlı olarak saklanması, ilgilisine bilgi verilmemesi gibi fiiller söz konusu olursa da TCK 257’de düzenlenen görevi kötüye kullanma / görevi ihmal suçları gündeme gelir.  

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE ISPARTA’DAN ÖRNEK BİR KAMU KURUMU İŞLEMİ

Dilekçe verme hakkının engellenmesinin önüne geçmek isteyen vatandaşların şu iki yöntemi uygulaması hâlinde muhatap idarenin, dilekçeyi kayıt altına almamak gibi bir şansı bulunmamaktadır:

  • E-imza ve e-tebligat adresi alıp, dilekçeyi kamu kurumlarının detsis.gov.tr’den temin edilebilen kayıtlı elektronik posta adreslerine göndermek.

  • Noterden bir ihtarname çekmek suretiyle dilekçeyi kamu kurumlarına posta yoluyla göndermek.

Bu yöntemler bir çözüm yolu olsa da sistemin düzgün işlemesi hâlinde vatandaşımızın katlanmasını gerek kalmayacak prosedürler içermektedirler. Çözüm için, her devlet dairesinde bir evrak kayıt birimi kurulmalı, asgari şartları taşısın taşımasın her evrak, tarayıcısı bulunan bir cihaz vasıtasıyla kayda geçirilmelidir. Bu cihazı vatandaş doğrudan kullanabilmeli, evrak sunulduğunda otomatik olarak bir kayıt numarası vermeli; şartları tamam olan dilekçe yetkili memurca ilgili birime havale edilmeli, şartlarında eksiklik bulunan evrak hakkında da yetkili memurca vatandaşa bilgi verilmelidir.

Yukarıdaki fotoğrafta, geçtiğimiz günlerde Isparta Defterdarlığına sunmuş olduğumuz bir dilekçeye ilişkin evrak kayıt belgesini görüyorsunuz. Verilen dilekçenin üzerine bilgisayardan otomatik olarak çıkarılan evrak kayıt belgesi yapıştırılmış, belli bir oranda da olsa dilekçe hakkının kullanılmasının kolaylaştırılarak, kaydının ispatı hususunda vatandaş lehine bir düzenleme getirildiği gözlemlenmiştir. Kamu kurumlarımızda benzer uygulamaların gelişerek devam etmesi gerekmektedir. 

Av. Onur TANIK

Kaynakça:

1. ÖZBEK Veli Özer/KANBUR Nihat, “Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi”, V. Ö. Özbek, TCK İzmir Şerhi, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı-Gerekçeli-İçtihatlı), 2, Özel Hükümler (Madde 76-169), Seçkin Yayınevi, Ankara, 2008.

2. Çakmut Özlem Yenerer, “Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK m.121)”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi(MÜHF) Hukuk Araştırmaları Derneği (HAD), C.23, S.1

3. DURAN GÖKHAN YAŞAR DİLEKÇE HAKKININ KULLANILMASININ ENGELLENMESİ SUÇU (TCK M. 121). Türkiye Barolar Birliği Dergisi 2019, no.142 (2019): 59 - 92.