Trump’ın seçilmesiyle dünya piyasalarında değer kazanan dolar, Türkiye gibi sıcak paranın yoğun olduğu ülkelerde etkisini daha fazla hissettirdi.

Hükümet kanadı her ne kadar doğrudan dillendirmiyorsa da Merkez Bankası’nın üst üste indirdiği faizler karşısında faiz lobisinin Merkez’e faizleri arttırması için doları bir silah olarak kullandığı inkar edilmez bir gerçek.

Vatandaşın piyasadan çektiği para faiz lobisinin çektiği paranın belki yüzde 10’una ancak tekabül etse yeridir. 

Faiz lobisinin faizleri arttırma adına çektiği bu silaha hükümet piyasaya dolar sürmek gibi ucuz karşılık vermekten ziyade Devletin dolar/euro üzerinden yaptığı sözleşmelerin TL üzerinden ödenmesi, Eximbank aracılığıyla ihracatçılara kullandırılan döviz kredilerinin TL üzerinden kapatılması, Merkez Bankası'nın yabancı para zorunlu karşılık oranlarını indirmesi gibi kalıcı tedbirlere yöneldi.

Başbakan Yıldırım’ın iş dünyasına kontratlarını TL ile yapmaları çağrısına ilaveten, "AVM'lerde, rezidanslarda, ofislerde kiralar niye dolar bazında olsun? Kendi paramıza hak ettiği itibarı önce ulus olarak göstermemiz lazım" sözleriyle parada millileşme hissi dalga dalga yayıldı.

Devlet, dolardan Türk Lirasına dönün çağrısı yapınca haliyle vatandaşın gözü cami, kurs ve hac-umre hizmetleri üzerinden kendini en yakın hissettiği kuruma, Diyanet’e dönüverdi.

Darbe ile birlikte Amerika’ya tepkilerin çığ gibi büyüdüğü bir  ortamda haklı olarak Müslümanlar “Her şeyi anladık da bari İslam’ın temeli olan Hac ibadetimizi yaparken bari şu Amerikalı gavurların parasını kullanıp güçlendirmeyelim. Diyanet olarak Hac ve Umre Hizmetleri Türk Lirası veya Suudilerin parası üzerinden yapılamaz mı?”  diyor.

Aygün yaptığı açıklama da, “Diyanet İşleri Başkanlığı da bu durumdan vatandaşımız kadar rahatsız. Öylesine bir sistem kurulmuş ki adeta buna mahkumsunuz. İş, Diyanet ile bitse bu gün Türk Lirasına geçeceğiz. Ama işler göründüğü gibi değil. Biz Türk Lirası ile işlem yapacak olsak bile uçak biletleri, Arabistan rezervasyon ve otel ücretlerinin tamamı dolar ile... Türk Lirası ile tahsilat yaptığınızı düşünün. Bir haftada neredeyse yüzde 10 değer kazanan doların kur farkını Diyanet nasıl karşılasın? Yani bizim Türk Lirasına geçmemiz yetmiyor Türk Hava Yolları ve Arabistan’ın da buna olumlu cevap vermesi gerekiyor. Söz konusu kurum dışı bir işlem olunca da haliyle bu anlaşmaları yapacak olan Diyanet değil hükümettir. Bu iş Diyanetten çok hükümetin tasarrufu altında uluslararası düzeyde çözüm bekleyen bir konu. Malum geçen yıl Rusya ile Türk Lirası üzerinden ticaret yapma projesi konuşulmuş ama başarılamamıştı. Arabistan ile böyle bir anlaşma yapılabilir mi, başarılabilir mi bilemiyorum.”

Aygün’ün açıklamaları sonrası ortaya çıkan resim gayet net! Eğer Arabistanla böyle bir anlaşma sağlanacak olursa İslam coğrafyasının iki güçlü ülkesinin bu anlaşması domino etkisi yaparak tüm İslam coğrafyasında doların pabucu çok kısa zamanda dama atılabilir.

Bu arada Diyanet'e yönelik olarak başlatılan "Hac ve Umre için dolardan vazgeç Türk Lirasını tercih et" kampanyalarının da pek bir anlamı bulunmuyor. Diyanet bir kurum nihayetinde. Karar verecek olan Diyanet değil hükümet olduğuna göre vatandaşların bu konuda hükümete seslenmesi gerekiyor.

 
Kaynak: Dinihaberler.com