Yerel siyaset yapısı itibariyle ülke geneli siyasete pek benzemez. Yerelden elde ettiğiniz ve merkezin size verdiği kaynaklarla sadece lokal olarak sorumlu olduğunuz yerele hizmet etmek ve yereli kalkındırma gibi sorumluluğunuz vardır. Ülkenin siyasi ve ekonomik durumu, dış politikası, eğitim durumu sizi doğrudan bağlamadığı gibi milli güvenlik ve terör problemi gibi devasa sıkıntılarınız da olmaz.

Yaklaşan seçim süreci nedeniyle şehrimizde de yerel siyaset ısınmaya başladı. AK PARTİ ve MHP çekişmesine şehimizde bir milletvekili çıkaran İYİ Parti de dahil oldu. Nihayetinde bu bir hizmet yarışı. Hem vatandaşa hem de şehre hizmet yarışı. Temennimiz, kim daha güzel hizmet edecekse, hangi başkan bu memlekete ülke bütçesinden daha çok kaynak aktarabilecekse, bu şehrin yıllardır derman bulunamayan kanayan yaralarına (ITKM, Kanalizasyon kokusu gibi) kim neşter vuracaksa, kim şehrin sorunlarına çare olacaksa, kim şehri gemahkeme kapılarındalecek onyıllara hazırlayacaksa, kim görevinden sonra yargılanmayacaksa, belediye bürokratları kimin döneminde 150 günlük hapislere düşmeyecekse, kimin yakınları başkanlık makamının rantından faydalanıp rant elde etmeyecekse, kimin döneminde başkanın kendi ailesinden birileri proje çizme rekorları kırmayacaksa, kimin döneminde halka hizmetin aynı zamanda Hakka hizmet olduğu anlayışı ile çalışılacaksa, kimin döneminde hem yasal hem de ölüm sonrası hesap bilincinde olunacaksa “o” başkan kazanır inşallah.

İşte O başkan olursanız;o zaman vatandaşın yani yerelin yani merkez ilçenin yani merkeze bağlı köyler de hariç olmak üzere sadece kendi işinize bakarsınız. Vatandaşın sularını akıtır, yolları asfaltlar, çöpü toplar, kimsesiz hayvanlara bakarsınız. Bütün göreviniz şehri büyütme, güzelleştirme ve geleceğe hazırlama olacaktır. O zaman başarısızlığınızı gizleme adına amaç saptırmak için ülke siyaseti hakkında demeç verme gibi bir zorunluluğunuz da olmaz. Merkezi idare ulusal ve uluslararası sorunlarda ilgi bakanlık ve kurumlarıyla gerekli istişareleri yaparak ülke için millet için doğru olan çalışmaları zaten yapmakta. Halkın merkezi idaredeki yöneticilerden şikayetleri yok. Bu zaten verdikleri destekten anlaşılmakta.

Ayrıca başkanın, merkezin dışında sorumlu olmadığı köylere ve kasabalara hizmet götürmek ve oralarda toplantı yapma ve kalabalıklar toplayabilmek için eğlence düzenlemek gibi problemi de olmaz. Zira İl Özel İdaresi vardır bu konu için. Hem de tüm partilerden oluşan üyelerin bir arada olduğu idaredir bu.

Evet, bu anlamda kolay gibi gözükse de bir hayli de sosyal sorumluluk gerektiren bir iştir belediyebaşkanlığı. Vali değilsiniz belki ama, yerelde vatandaşın günlük ve acil ihtiyaçlarının elzemlerine siz çare olmak durumundasınız. Valilerimiz daha çok merkezi hükümeti temsil adına resmi kurumlarla ilgilenirken, belediye başkanı vatandaşın beşikten mezara tüm işlerini “hizmet” adı altında gerek ücretli gerek ücretsiz karşılama durumundadır. Çünkü şehrin eminidir başkan.

Isparta’da belediye başkanı olmaya aday olan arkadaşlarımızı, yukarıda resmetmeye çalıştığımız profile göre, önce gönlümüzden sonra da aklımızdan geçirelim. Kim bu işi daha iyi yapabilir? Kim bu işin ehli olacaktır? Kim vatandaşı kucaklayıp dertlerine tercüman olacaktır? Kim bu işi görev süresince tertemiz götürebilecektir? Kim belediye yönetimini ailesini karıştırmadan idare edebilecektir? Kim ait olduğu parti ve vatandaş uyumu ile belediye başkanlığı yapabilecektir? Kim yıllardır bu şehirdedir ve bu şehrin dertleriyle dertlenmiştir? Kim gönüllere taht kurmaya adaydır? Kim, kim kim???

Bu kadar “kim?” arasında, haydi cevabını da ver diyen okuyucularımız da olacaktır. Bu yazıda isim kullanmayacağım. Zira aday adayları henüz tüm partilerde netleşmedi. CHP belli değil. Saadet belli değil.. DYP belli değil. Fakat yukarıda sorduğum sorular,şehrimizdeki yarışın iki-üç parti arasında geçmesi muhtemel olsa da bütün partilerin adayları için de geçerli olmalıdır. Bekleyip görelim birkaç gün daha. Sevdamız Isparta.. Kalın sağlıcakla...

İsmail TANIŞMAN