Isparta il sınırlar içerisinde mermer ocağı izni olan 131 adet işletme bulunmakta. Mermer dışındaki diğer maden gruplarında ise 83 adet işletme bulunmakta. 

131 İŞLETMEDE 7 BİN KİŞİ ÇALIŞIYOR

Mermer ocaklarının ilçelere göre dağılımı şu şekildedir; Isparta merkez ilçeye bağlı 10, Eğirdir’de 68 ve Sütçüler’de ise 53 adet olmak üzere toplamda 131 adet mermer ocağı işletmesi bulunmakta. Bu veriler orman işletme olarak alınan verilerdir. Aksu İlçesi Eğirdir Orman İşletme Şefliğine bağlı olduğu için orada bulunan mermer ocakları Eğirdir ilçesinde gözükmektedir. 

Bu ocaklarda istihdam durumu; 5500 kişi sahada yani mermer ocaklarında, 1500 kişide mermer fabrikalarında olmak üzere toplamda 7000 kişi direk olarak istihdam edilmektedir. Nakliyecisi, köyde bulunan bakkalı, mazotçusu gibi yansıması minimum 20 bin kişi.

OTTOMAN BEJİ DÜNYA PAZARINDA ÇOK KIYMETLİ

Isparta’da bulunan mermer ocakları hakkında açıklamalarda bulunan Batu Mermer Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı, ITSO Yönetim Kururlu Üyesi Maden-Mermer Komitesi Başkanı ve aynı zamanda Isparta Madenciler-Mermerciler Derneği Başkanı olan Mustafa Küçükyaman; mermerden kazanılan her 100 liranın 55 lirasının devlete vergi olarak geri gittiğini söyledi.

Isparta bölgesinde bulunan ottoman beji’nin dünya pazarı açısından çok kıymetli olduğuna vurgu yapan Mustafa Küçükyaman konuşmasında; “Isparta ve Burdur bölgesinde çıkarılan ottoman beji dünya piyasasında rüştünü ispatlamış durumda. Bununla birlikte bölgemizde gri taş dediğimiz sektörde silver taşı olarak bilinen taşımız var. Şu an için bu iki taş dünya piyasasında en değerli olan taşlar. En çok albenisi olan bej taşı genelde toroslarda çıkıyor. Ve bunda en büyük rakibimiz İran, çünkü toros dağlarının uzantısı oraya kadar gidiyor. Orada mazot ve elektrik ucuz olması nedeniyle rekabet şansımız çok az. O nedenle bu süreci çok iyi değerlendirmemiz lazım. Yani dünya piyasası beji talep ederken, modası geçmeden en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Yerine muadil ürünler konmadan çeşme akarken ülke olarak testimizi en iyi şekilde doldurmalıyız. Daha önce traverter ve dimra dediğimiz taşlar vardı ve bunlar 10 yıl önce yok satıyordu şimdi yüzüne bakan yok.”  

DÜNYA MERMER REZERVİNİN %30 TÜRKİYE’DE

Dünyada mermer sektörünün başkenti olan İtalya’da bin yıllık ocakların bulunduğuna değinen Mustafa Küçükyaman; “İtalya mermer taşını çok iyi değerlendirmiş.

Ekonomisine büyük kazançlar sağlamış. Hem taşını satmış hem de mermer teknolojisini satmış. Ve mermer ocaklarını turizme açarak turizmden para da kazanmışlar. Dünya mermer rezervinin % 30’na sahip olan ülkemiz neden mermerini, taşını satmasın. 

ZENGİN HAZİNELERİN FAKİR BEKÇİSİ OLARAK MI KALALIM

Mermerimiz var çıkaramıyoruz, petrolümüz var çıkaramıyoruz, hatta altınımız var çıkaramıyoruz. Biz neden zengin hazinelerin fakir bekçisi olarak kalalım. Koruma-kullanma dengesi içerisinde neden madenlerimizi değerlendirmeyelim. Elbette ki çevre konusunda hassas olacağız. Doğayla en barışık sektör mermercilik sektörüdür. Hiçbir kimyasal madde veya malzeme kullanılmaz. 

Ancak bugün derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olan bazı çevrecilerimiz var. Bu çevreci geçinen insanların evine gidin bakın, en çok oralarda mermer kullanılmış. Kapının eşiğinden tutun mutfağındaki tezgaha kadar her şeyleri mermerden yapılmış” dedi.

ARTIKLAR EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLMELİ

Mermer ocaklarında artıklara dikkat çeken Mustafa Küçükyaman; “Ocaklarda kırık olarak çıkan, rengi bozuk olan doğal taşların artığı karayolları ve özel idareler tarafından değerlendirilebilir. Bu kurumlarımızın yapmış olduğu yolların temel alt yapılarında mermer artıkları kullanılabilir. DSİ’nin yapmış olduğu baraj ve göletlerde dolgu malzemesi olarak kullanılabilir. Beton santrallerinde kullanılabilir. Mıcır elde etmek için yeni ocaklar açılıyor, taşlar-kayalar çeşitli metotlarla patlatılıyor. Bunların hepsi milli ekonomi açısından artı bir yük getiriyor. Yani Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, mıcır elde etmek için orayı-burayı patlatarak hammadde elde etmeye gerek yok. Bu hammadde zaten mermer ocaklarında var ve %50 yarı mamul halde artık olarak duruyor. Bunu devlet ihale şartnamelerine koyarak artık taşların kullanımını sağlayabilir” dedi.

TALEBE GÖRE İHRACAT YAPILIYOR

Dünya mermercilik sektöründe talebe göre işlenmiş, yarı işlenmiş veya tamamen hammadde olarak üretim yapıldığına değinen Mustafa Küçükyaman; “Genelde Arap ve Avrupa ülkeleri mermeri tam işlenmiş olarak talep ediyor. Yani son kullanıcının ihtiyacına göre alım yapıyor. Mermerin en büyük alıcısı olan Çin ise hammadde olarak talep ediyor. Türkiye’de üretilen mermerin % 54’nü Çin alıyor. Bazı çevrelerce deniyor ki mermerimizi işleyelim öyle ihraç edelim ve daha fazla katma değer sağlayalım diyorlar.

Çin’de işçilik, elektrik, mazot ucuz. Dolayısıyla bizim kesinlikle rekabet etme şansımız yok. Adamlar haklı olarak illaki yarı mamul dediğimiz blok olarak istiyorlar. Şimdi biz vermeyelim mi diyelim, sen vermezsen İran verecek. Yani durup dururken hazır pazarımızı niye kaptıralım. O bakımdan nasıl talep ediliyorsa öyle vermememiz gerekiyor. Aksi durumda mermer pazarımızı en büyük rakibimiz İran başta olmak üzere başka ülkelere kaptırırız. Yani biz dünyaya kağıdından-kalemine, makinesinden-oyuncağına kadar her kalem türünde ihracat yapan Çin’e mermer ihraç ediyoruz. Bunu en iyi şeklide değerlendirmemiz lazım” dedi.

TEKNOLOJİ DÜNYA STANDARDINDA 

Mermer sektöründe kullanılan teknolojiye değinerek konuşmasına devam eden Mustafa Küçükyaman; “Ülkemizde mermer ocaklarında kullanılan teknoloji dünya standartlarındadır. Sadece loder dediğimiz, halk arasında lastikli tekerlekli yükleyici kepçe olarak bilinen makine dışarıdan geliyor. Yani %90’nı yerli makinelerden oluşuyor. Kesim ve işleme makineleri başta olmak üzere diğer bütün ekipmanlar ülkemizde üretiliyor. Mermer sanayisi alanında Bucakta bazı makine üretimleri var. Bu makineler ülkemizin tamamında kullanıldığı gibi ihraç bile edilmektedir.”

ORMANLIK ALANLARIN SADECE BİNDE ALTISI KULLANILIYOR

Türkiye’de ormanlık alanlarında yapılan madencilik faaliyetlerinin %0,006 olduğunu altını çizen Mustafa Küçükyaman; “Ormanlık alanlar yok ediliyor diye bir algı yaratılmak isteniyor, işin gerçeği öyle değil. Ülkemiz genelinde ormanlık alanların her bin metrekaresinin sadece 6 metrekaresinde madencilik faaliyetleri yapılıyor. Isparta ortalaması ise 3,5 metre kare, ormanlık alanın en yoğun olduğu Sütçüler ilçesinde bu rakam 5 metrekareye tekabül ediyor. Yani Türkiye ortalamasının altında bir rakam. Bir hektar yere yıllık 35 bin lira kira ödüyoruz ve burada ekonomik değeri olan ağaçları da devlet kendisi alıyor.

BİR RUHSAT İÇİN 4 BAKANLIKTAN 17 GÖRÜŞ ALINIYOR

Bir mermer ocağı ruhsatı alabilmek için 4 bakanlığa bağlı 7 kurumdan 17 görüş alınıyor. Bir klasör içerisinde abartısız 500 adet yazışma evrakı oluyor. Yani bazı zamanlarda kağıt taştan bile ağır oluyor. Ocaktaki sızdırmaz fosseptik çukurundan tutun, makinelerin eski yağlarına ve filtrelerine kadar her işlem kontrol ediliyor. Hatta oradaki çalışanların içecekleri suyun analizleri bile isteniyor. Ve bu kontroller uydudan elektronik ortamda yapıldığı gibi sık-sık ziyaretler yapılarak mahallinde inceleniyor. Mesela benim mermer ocağıma 2017 yılı içerisinde 16 defa gelerek kontrol etmişler. Biz bu durumdan şikayetçi değiliz, bilakis çok memnunuz. Kontroller en iyi şekilde yapılsın ve koruma-kullanma dengesi içersinde üretim olsun istiyoruz. O bakımdan bilgi eksikliğinden dolayı çevre hassasiyeti olan herkesi gelsin ocaklarda misafir edeyim. Yerinde görsün ve ona göre kanaat oluştursun.”

200 MİLYON DOLAR MİLLİ EKONOMİYE KATKI

Son olarak Isparta’da mermer sektöründen elde edilen finansal verileri paylaşan Mustafa Küçükyaman: “2017’de Isparta’dan bugüne kadar yaklaşık 62 milyon dolarlık ihracat olmuş.  Ocağı Isparta’da bulunup da şirket merkezleri dışarıda olanlar var. Bunları da hesaba kattığımızda Isparta taşından yaklaşık 200 milyon dolar milli ekonomiye katkı sağlandığını görmekteyiz. Türkiye’de madencilik sektöründe 1.405.740 kişi çalışıyor. 2016 yılında maden ihracatımız 3,8 milyar dolar olmuş” dedi.