Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Dışarıdan baktığınızda güllük gülistanlık sanırsınız gazeteciliği

Ama öyle değildir aslında

Ömrünü tükettiğinin farkına varmazsın bu meslekte

Yandaş ve yalaka değilsen bırak torununu çocuğuna bırakacağın mirasın bile olmaz.

Bir zamanlar Yılmaz Özdil yazmıştı.

‘Millet tapu biriktirirken sen manşet biriktirirsin’

İşte böyledir bizim sevdamız

Hele bir de evliysen vay senin haline

Ne zaman nereye gideceğini kendinde bilmezsin

Hafta sonu piknik programı yapar, mangalın üzerindeki tavuklar kızarmadan

Telsizden geçen haberin peşine düşersin.

Yanı başındaki Antalya’ya gezi amaçlı gitmekse

Önce büyük risk sonra telafisi olmayan krizdir her zaman

İzin kavramı pek yoktur tatilden döndüğümü bilirim

Düğününe son dakikada yetişen de vardır

Tıpkı benim nişanıma kuaför yerine gazeteden gitmem gibi

Bayan gazeteci arkadaşlarım için de durum pek farklı değildir

Bir elinde cımbız bir elinde ayna yoktur onların

Bir elinde telsiz öbür elinde makine vardır

Yadırgayanlar bilmez ama işte bunun içindir o rüküş halleri

Başbakan gelir, bakan gelir, kaza olur, afet olur vs.

Kahvaltı, öğle, akşam yemeği için vakit bile bulamazsın

Varsa cebinde bisküvi ve gofret günün en iyi menüsüdür o

Hep bir yarış içindesindir

Rakip ajanstan önce haberi geçmen gerekir

5 dakika sonra geçtin mi olay olur

Bilmezler senin orada yaşadıklarını

Ellerin titreye titreye kamera tutarsın dakikalarca

Masa başında plazma karşısında oturup sıcacık çayını yudumlayan adam -10 derecede çalıştığına bakmaz

Görüntü niye kayıyor diye hesap sormaya kalkar

İşte böyledir bizim sevdamız

Anlayacağınız kışın çekilecek çile hiç değildir gazetecilik

Hastanede doktorda hemşirede kapıdan girdiğinde tanır seni

‘Şikayetiniz ne?’ diye sormazlar pek

Bilirler üşütüp geldiğini

Telefonu kapatmak yasaktır bu meslekte

Cevap vermemek büyük cezadır

Bakmadığın telefon yüzünden atladığın önemli haberse

Kapının önünde bulursun sabah kendini

Oysa gecenin 03.00’ünde çalan telefon

Sadece seni değil mışıl mışıl uyuyan çocuğunu da uyandırır çoğu zaman

Bazen de ihbarlar yanlış çıkar

Kafayı bulup hayal göreni mi ararsın

Bacada gördüğü dumanı orman yangını gibi anlatanı mı?

Bunun için çalışan gazeteci olmak zordur

Yani yorulursun, uykusuz kalırsın, ev düzenin bozulur

Bir yoğunluğun içinde oraya buraya koşarsın

Bir de bunların üzerine

Bir koyun sürüsünden çalar gibi çalarlar haberlerini

Sende bir koyun sürüsü gibi bakarsın çalınanlara

Daha net bir tabirle söylemek gerekirse

Ömrünün kalan kısmı da

Geçtiğin haberleri internetten alıp

Kopyala yapıştır yöntemiyle izinsiz kullanan gazetecilere sinir olmakla geçer.

Abone olanlara saygı duyarsın

Ama olmayanlar için sadece sinir olursun

Yanlış geçtiğin haberi bile aynen kullanırlar

Fırtınanın ortasında fotoğraf çekersin

Hiç alakasız bir gazetenin sütununda görürsün yarın

İşte böyledir bizim sevdamız

Mahkemeye gidip uğraşacak vaktin yoktur

Bunu bildikleri içinde kolaydır internetteki haberini almak

Neyse hayırlısı olsun

Çalışan gazetecilerin yaptığı haberlerle sayfa dolduran gazetecilerin de gününü kutluyorum

Her gün yeni bir gündem peşinde koşmaya devam edeceğiz

Dünyanın en kısa ömürlü ürünü sonuçta bu gazete

Bugün çıkarırsın öğleye kadar bayatlar

Onun için hemen yenisini bulmak zorundasındır

Biz yeni haberler peşinde olacağız

Esen kalın….