Sevgili dostlar merhaba,

Bugün sizlerle yaşanmış bir olayı, bir hatırayı paylaşacağım,

Yaşanmış bir anı,

1998 yılının Ocak ayıydı,

Dinar’da köy hizmetlerinde çalıştığım yıllardı.

Yoğun kar yağışları devam ediyordu,

Bizde gece-gündüz demeden yolları açık tutmak için çalışıyorduk,

Sabah saatleriydi,

Afyon-Isparta devlet anayolu üzerinde 2 kilometrelik mesafede bulunan Kazanpınar Köy yolunu karlardan temizlemeye başlamıştım.

Kar yağışı devam ediyordu,

Aynı zamanda tipide vardı,

Görüş mesafesi kısalmıştı…

Tam yolu yarılamışken karşıdan gelen bir karartıyı fark ettim,

Biraz daha yaklaşınca bir insan olduğunu gördüm,

Kucağında bir çocuk,

Karda yıkıla, kalka, zor bela yürüyor…

Tam yanına varınca durdum ve greyderin içerisine aldım,

Nefes-nefese, kan ter içerisinde kalmış,

Genç bir adam,

Ve 3-4 yaşlarında bir çocuk…

Adı; Umut

Hemen Umut’u kucağıma aldım,

Üşümesin diye,

Öyle sarıp sarmalamışlar ki,

Sadece gözleri gözüküyordu,

Hiç unutamıyorum,

Zeytin karası o gözleri…

Kaç kolunu açarak,

Yüzünü, gözünü açtım,

Merakla bakınmaya başladı,

Ben neredeyim acaba der gibi…

Greyderin içi,

Göstergeler,

Levyeler,

Yanıp sönen ışıklar…

Bir onlara bakıyor,

Bir bana…

Bu şekilde tam 5 dakika geçti,

Belki de 10 dakika geçti, biz farkında değiliz…

Sanki zaman durmuştu…

Bir süre sonra hepimiz şaşkınlığımızı üzerimizden atmıştık,

Çocuğun babasına dönerek,

Birazda sert bir ses tonuyla,

Bu havada nereye gidiyorsunuz be kardeşim diye sordum,

Babası hastaneye gitmek üzere yola çıktıklarını söyledi,

Tekrar biraz daha sesimi yükselterek,

Günler torbaya mı girdi, hastaneye gidecek bugünü mü buldun diye çıkışınca,

 Babası alçak bir ses tonuyla,

Abi çocuğum lösemi hastası,

Bugün mutlaka Isparta’ya tıp fakültesine hastaneye gitmemiz gerekiyor, deyince…

Bir anda dilim, damağım kurudu,

Nutkum tutuldu,

Yutkunamaz oldum…

Kar açmayı bırakıp hemen geri anayola doğru döndüm,

Isparta’ya giden otobüsleri beklemeye başladık.

Çok şükür 20-30 dakika sonra uzaktan bir otobüs belirdi,

Kamil Koç,

Hemen sinyal çakmaya başladım ve otobüsü durdurdum,

Ve binip gittiler…

Tabi sonraki zamanlar hep takip ettim,

Umut’a ne oldu diye,

Babası köyün hocasıydı,

Tedavileri çok iyi gidiyordu,

2’inci yılında Umut’un tedavisi daha iyi olsun diye hocanın tayini Ankara’ya çıkmış ve gitmiş…

Artık haber alamaz olmuştum,

İnşallah sağlığı yerindedir…

 Sevgili dostlar bu hafta “Lösemili Çocuklar Haftası”

Dikkat çekmek amacıyla bazı etkinlikler yapılıyor…

Öncelikle lösemili çocuklar olmak üzere,

Tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum…

Allah yardım eylesin,

Şifa kaynağı olsun…

Lösemi,

Diğer bir deyişle, kan kanseri,

Veya ilik kanseri…

Çok zor bir hastalık,

Özellikle çocuklarda…

16 yaşın altında her yıl ortalama 15.000 çocuk lösemi oluyor,

Hem de küçük yaşlardan itibaren…

Bu “lanet” olasıca hastalık, en çok 2-5 yaşlarında ortaya çıkmakta,

1 yaşın altında ve 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevap azalmakta,

Ve çocuk çağdaki kanserlerin %35 lösemilerden oluşuyor…

Allah herkesin yardımcısı olsun,

Sağlık dileklerim kuş olsun, üzerinize konsun ve hiç uçmasın,

Cumanız ve kandiliniz mübarek olsun…