Gül Yetiştiriciliği ve Gül Endüstrisi: Isparta'nın Gül Tarlaları, Gül Hasadı, Gül Yağı Üretimi ve Dünya Pazarındaki Önemi

Tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelen gül, insanoğlunun ilgisini çeken ve pek çok alanda kullanılan önemli bir bitki olmuştur.

Kokusuyla ve güzelliğiyle insanları büyüleyen gül, aynı zamanda kozmetik, parfümeri, sağlık ve gıda endüstrilerinde de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, gül yetiştiriciliği ve gül endüstrisi, ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir yere sahiptir.

Özellikle Türkiye'nin Isparta şehri, gül yetiştiriciliği ve gül endüstrisinde dünya çapında tanınan bir merkez konumundadır. Isparta'nın dağlık ve iklimi gül yetiştiriciliği için son derece uygun olan bölgelerinden biri olması, bu alanda başarılı bir endüstri oluşturmasını sağlamıştır. Şehrin eşsiz coğrafi yapısı ve iklimi, dünyanın en kaliteli güllerinin yetiştirilmesine imkan tanımaktadır.

20200619102536139_gul7

Isparta'da gül yetiştiriciliği genellikle köylüler tarafından küçük ölçekli aile işletmeleri şeklinde yürütülmektedir. Geleneksel yöntemlerle yetiştirilen güller, uzman eller tarafından özenle bakılarak büyütülür. Gül hasadı, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında gerçekleştirilir. Hasat edilen gül yaprakları, gül yağı üretimi için işlenmek üzere toplanır.

Gül yağı üretimi, Isparta'nın gül endüstrisinin en önemli aşamalarından biridir. Hasat edilen gül yaprakları, özel olarak tasarlanmış damıtma tesislerinde işlenir. Bu süreçte, gül yaprakları buharla damıtılarak gül yağı elde edilir. Isparta'da elde edilen gül yağı, dünya genelinde yüksek kalitesi ve benzersiz kokusuyla tanınmaktadır.

Isparta'nın gül yağı üretimi, dünya pazarında önemli bir yer tutmaktadır. Parfümeri endüstrisinde sıklıkla kullanılan Isparta gül yağı, kalitesi ve özgün kokusuyla tercih edilen bir üründür. Ayrıca kozmetik ürünler, sabunlar, losyonlar ve diğer kişisel bakım ürünlerinde de sıkça kullanılmaktadır.

20200619102414232_gul3

Gül yetiştiriciliği ve gül endüstrisi, Isparta'nın ekonomik ve kültürel hayatında önemli bir role sahiptir. Bu sektör, binlerce insanı istihdam etmekte ve şehrin ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, gül festivalleri ve etkinlikleri aracılığıyla geleneksel kültürün yaşatılmasına da katkı sağlamaktadır.

03-06-2023-gul festivali mustafa ceceli konseri (7)

 Isparta'nın gül tarlaları, gül hasadı, gül yağı üretimi ve dünya pazarındaki önemi, şehrin zengin doğal kaynakları ve insan eliyle yürütülen uzun yıllara dayanan geleneğiyle şekillenmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar, Isparta'nın uluslararası alanda tanınmasını ve değerini artırıyor.

ISPARTA DA GÜL ÜRETİMİ NASIL BAŞLADI?

Isparta gülcülüğü, 150 yıllık bir tarihe sahiptir. Daha gülcülük Isparta'da bilinmez iken Burdur, Denizli, Çal yörelerinde Gül tarımının yapılmakta olduğu bilinmektedir. Gülcülüğü Isparta'ya, Yalvaç ilçesinden gelip Isparta'ya yerleşen Meydanbeyoğlu, Mehmet İzzet'in oğlu İsmail Efendi getirmiştir. Bu getirişin de çileli, çok ilginç bir öyküsü vardır.

İsmail Efendi, iyi bir medrese eğitimi almış ve kendini sürekli geliştirerek görüş açısı oldukça geniş bir kişi olarak yetişmiştir. Gülcüzade İsmail Efendi’nin ilk ticari teşebbüsü dokumacılık olmuş, çeşitli ustalardan aldığı bilgilerle kurduğu dokuma tezgahları sayesinde bu mesleğin Isparta ve Burdur çevresinde hızla yayılmasını ve bir çok kişinin bu mesleği öğrenmesini sağlamıştır.

Yeni Uygulama Miras Haksızlıklarına Son Verebilir Yeni Uygulama Miras Haksızlıklarına Son Verebilir

120419783 3468839366512313 6889732558462532155 N

1889 yılında Bulgaristan’a bağlı Kızanlık bölgesinden Denizli’nin Çal ilçesine gelen bir tapu memurunun gül çiçeğinden yağ elde edebildiğini öğrenmesi ile bu kişi ile mektuplaşmış ve Gülcülük üzerine geniş bilgilere sahip olmuştur.  O vakte dek, Isparta ovasına ne ekilip dikilir ise pek gelir getirmiyor, çalışıp çabalamalar boşa gidiyordu. İsmail Efendi Burdur, Denizli, Çal yörelerine doğru bir geziye çıktı.

Oralarda ne ekip dikiyorlar, topraktan nasıl daha çok gelir sağlıyorlar baktı, çekti. Gülcülük büyük oranda yapılır ise iyi para getirir, Isparta topraklarında da gül yetişir, kanısına vardı. Hiç vakit geçirmeden otuz dekar toprak sağladı. Çukurları açtırdı. Çevrede bulunan süs güllerinin içinden yağ gülü olabileceklerden, fidanlar aldı.

Otuz dönüm yerin otuz dönümüne de gül dikti. Yeni dikilen gülün üç ile beş yıl sonra en iyi ürün vereceğini biliyordu.  Daha üçüncü verim yılı gelmeden gülyağı çıkarma işinde kendine gerekli olacak araçların bazılarını yerli ustalara Isparta'da yaptırdı.

Ustaların yapma güçlerinin dışında kalanları da Bulgaristan'a dek gitti; oradan aldı, geldi. Gülyağı çıkarırken gerekecek suyu da "Bambullu Ceviz" denen yerden getirdi, bahçesine akıttıktan sonra, sabırla üçüncü ürün yılını beklemeye başladı.

Dört gözle beklemekte olduğu üçüncü ürün yılı geldi. Don, kar, kış, rüzgar, yağmur, dolu... anlayamadığı bir tabiat olayı nedeniyle gül fidanları hiç çiçek vermediler. Emekleri, harcadığı bunca para boşa gitti. Umudunu bir yıl sonrasına, dördüncü ürün yılına bağladı. O yıl da bahçesi iyi çiçek verdi; bu kez gülyağı çıkarma yöntemini bilmeyişi yüzünden başarılı olamadı...

Sordu, soruşturdu, inceledi, araştırdı, gülyağı çıkarma yöntemini en küçük ayrıntısına varana dek öğrendi. Kendini, bir sonraki ürün yılına iyiden iyiye hazırladı.

Kış mevsiminin soğuklu, karlı günleri geçip, gittiler. İlkbahar mevsimi gelir gelmez, Gülcü İsmail Efendi'nin bahçesinde bir diriliş, bir canlanma görüldü.. Bakımlı, tertemiz bahçedeki insan boyunu aşan gül ağaçları, önce yeşil yeşil yaprak, sonra da pembe gül tomurcukları vermeye başladılar.

Mayıs ayının ilk haftasında havalar ısınınca bahçe, top top koca koca yapraklı, pembe renkli güllerle, doldu kaldı.. Gül sezonu bir ay kadar sürdü. "Gülyağı" ve "Gül Suları" nı değerince sattı; gelirini  otuz dönüm gül bahçesini 50, 75, 100... dönüme çıkarmak, yaptığı gülcülüğü daha da büyütmek, genişletmek işinde kullandı.

Gülcü İsmail Efendi, gül dikecek olanlara yardımcı oldu. Bir kaç yıl içinde de her yere gül dikilmiş, Isparta Kenti de Gül Bahçelerinin içinde kalmış oldu. Isparta bundan sonra gül üretmesiyle tanındı, gülcü oluşuyla da anıldı.

Gül Yetiştiriciliği: Yağ gülü (rose damascena) Anadolu’ya 1870’li yılların başında Bulgaristan’dan gelen göçmenler tarafından getirilmiştir. Isparta’da ise yağ gülü üretimi 1888 yılında, gülyağı üretimi de 1892 yılında “Müftüzade İsmail Efendi” isimli şahıs tarafından gerçekleştirilmiştir.

Müftüzade İsmail Efendi tarafından imbik adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilmeye başlanan gülyağı uzun yıllar yaygınlaşarak, bu metotla üretilmeye devam edilmiştir. Köy tipi gülyağı üretimi; Atatürk’ün Isparta’ya gelişinde verdiği talimat uyarınca, “İktisat Vekaleti” tarafından modern gülyağı fabrikasının 1935 yılında kurulması sonucu yerini büyük ölçüde sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmaya başlamıştır.

Gülbirlik’in 1958 yılında kurduğu İslamköy Gülyağı Fabrikası, 1976 yılında kurduğu diğer gülyağı tesisleri ile Türk gülcülüğü ve gülyağı üretimi şekil değiştirmiştir. Günümüzde köy tipi gülyağı üretimi, yerini tamamen sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmıştır.

Isparta ili, Türkiye’de özellikle gül yağı ve gül ürünleri üzerine önemli bir merkez haline gelmiştir. Yörede bir çok yerli ve yabancı gül işleme fabrikaları bulunmaktadır. İlde Gülbirlik’e ve özel kuruluşlara ait, 5 adedi büyük olmak üzere toplam 15 adet gül yağı fabrikası bulunmaktadır.