ISPARTA, POSTMODERN DEMİREL SENDROMUNU AŞMALI!!!

 

…VE BAKAN YILDIRIM’IN ARDINDAN ISPARTA

 

                           Zeki TARHAN – ANKARA

                                                                ------------------------------------

 

                                            İKİNCİ BÖLÜM

 

             Ulaştırma Bakanımız sayın YILDIRIM’ın, Isparta seyahatinin ardından Isparta’ya baktığımızda; Isparta kamuoyunun odaklandığı tek konu DEREBOĞAZI !!! Sayın Bakanın Ankara dönüşünü DEREBOĞAZI Yolundan yapması, o yolda inceleme ve alan çalışmasında bulunması, güzergahtaki dağ ve orman ekosistemini gözlemleyerek eko-turizm bağlamında irdelemelerde bulunması, sayın Bakanın bu yoldan ilk kez geçmesi de dikkate alındığında, Bakan YILDIRIM’ın bu yoldan büyülendiği sonucuna varabiliriz…

                                                             ***

          Sektör olarak, turizm ve tarım ikileminde bocalamanın anlamsız olduğunu düşünüyoruz…Keza, Antalya’nın dünya turizm merkezi olduğunu yadsımanın da. Sakın tarımsal potansiyeli ıskaladığımızı falan düşünmeyin. Isparta ve Antalya,bu alanda da bir bütüntür,birbirinin tamamlayıcısıdır. Bakan YILDIRIM, bütün bunları düşünerek ISPARTA-DEREBOĞAZI-ANTALYA Yolunun Duble Yol olması kararına varmıştır. Bu kararında; Isparta’nın sivil toplumu ile gerçekleştirdiği diyaloglar ve karşılıklı fikir alış-verişlerinin de,bu çorbada mutlaka katkısı olmuştur.

                                                              ***

       Gelin Bakan YILDIRIM’a bir kulak verelim,bakalım ne diyor: “…İmkânlar sınırlı,istekler sınırsız.İmkânlarımız ölçüsünde,hangisini yapabiliriz diye düşünüyoruz…Doğruyu bulmaya çalışıyoruz…Burada ortaya konan fikirler ışığında,değerlendirme ve çalışma yapacağız…”

       İktisat öğrenimimizi yaparken,Hocalarımız bize şöyle öğretmişlerdi:” İhtiyaçlar sonsuz,kaynaklar sınırlıdır.” Evet, sayın Bakanımızın söylemi,bu iktisat kuramının başka bir ifadesi.Anlamlar arasında bir fark yok.

       Gerçi, Prof.Dr.Haydar BAŞ, “Milli Ekonomi Modeli” ‘nde bu kuramın tersini savunuyor,yani; “Kaynaklar sonsuz,ihtiyaçlar sınırlıdır.” Tabii bizler,bu tür kuramsal tartışmalara girecek değiliz.

                                                              ***

        Sivil Toplum dedik ya, bakın sivil toplumdan ihracatçı METAMAR, sayın Bakanımıza ne diyordu: “…Dereboğazı Yolu’nun planlanması sırasında, LİMAN entegresinin de düşünülmesi gerekiyor…Isparta-Burdur çevresi, MERMER’cilik açısından ciddi bir potansiyel taşıyor…İhracat maliyetleri yüksek.Özellikle Limana ulaşım maliyetleri yüksek.Yol yapım çalışmalarında bu konu da düşünülmeli…”

        Görüyorsunuz değil mi,Isparta’daki reel sektörün sesi bu.Bu sese kulak verilmez de,neye kulak verilir Allahaşkına?...

        METAMAR’dan yükselen bu sese, bendeniz Zeki TARHAN kulak verdim. Ve düşündüm ki, ANTALYA Çevre Yolunun da,bu bağlamda DEREBOĞAZI ile irtibatlandırılması kaçınılmazdır. Sayın Bakanımız da bu sese mutlaka kulak vermiştir.

                                                               ***

           MERMER deyip geçmeyin. Isparta’nın dağlarının zirvesi, MERMER’le kaplı.Mermer rezervleri,görünür-görünmeyen-hazır rezerv olarak müthiş bir potansiyel. TIRLARA yüklenen blok mermerler,Antalya Limanına geliyor, Adeta yüzen Fabrika olan Gemilerle Deniz ve Okyanuslar aşılarak, yolculuk sürecinde yarı mamül ve  de mamül ürün olarak Uzak Doğu Asya’ya, Çin’e ve Hindistan’a ihraç ediliyordu…(%98 Çin-%2 Hindistan)

          Tabii, bu işin ekolojik yönü de vardı elbette.Dağ ve Orman eko-sistemimiz yok olma sürecine de giriyordu.Bu durumu da,”SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA” açısından irdelemekte yarar vardı…

                                                                ***

        Bakın, Bakan YILDIRIM, son noktayı nasıl koyuyordu: “…DEREBOĞAZI YOLU’nun “BÖLÜNMÜŞ YOL” olarak yapılması konusu, AK PARTİ’nin sözüdür. AK PARTİ’nin hiçbir sözü yerde kalmaz. Sayın Başbakanımızın sözü, bizim için emirdir. Yolun fizibilitesinin ve projelendirilmesinin yapılması için, talimatımı verdim.Projelendirmeden sonra, etap etap bu Yolun “DUBLE YOL” haline dönüştürülmesi için çalışmalara başlanacak…”

       …Evet, artık spekülasyonlar ve de siyasi polemikler sona erer mi dersiniz? Sona ermesini isteriz tabii…Ama konunun, istismar edilmeden kamuoyunda canlı tutulmasında da yarar var.

                                                                 ***

           Ne diyordum? Ha; ”ISPARTA,POSTMODERN DEMİREL SENDROMUNU ARTIK AŞMALI !!! Sizce de aşmalı değil mi sevgili okuyucularım. Postmodernizm; en genel anlamda “Büyük anlatılara” , “Büyük Projelere” , “Büyük İlkelere” itirazdır.Ve bunların olanaksızlığı iddiasıdır. Belirli bir durum içinde ve olumlu yada olumsuz anlamda modernizmden farklılaşan tüm siyasal ve maddi/toplumsal değişimleri, öte yandan düşünsel ve kuramsal ürünleri ve kültürel pratikleri kapsayan bir formülasyon.

            Kısaca, yeni bir söylemin adı postmodernizm.Bu; hem kültürel,hem düşünsel,hem de maddi nitelikler açısından bir dönemin sona ermesi ve kendi içinden ötesine geçilmesi anlamında ileri sürülen bir kavramlaştırma.

            “Post” eki, “SONRA” anlamına gelmekte ve modernizmin aşılmaya çalışılmasını da içermekte…”Post” öneki; bir sonralık anlamına geldiği kadar, ötesi anlamına da gelir.

                                                                 ***

            9.Cumhurbaşkanımız sayın DEMİREL, Isparta’mızın yetiştirdiği değerli bir siyaset ve Devlet adamıdır.Kendisi mühendisliği ile övünür.Genç yaşta, Celal BAYAR’ın dediği gibi,”Bizim Su Müdürü” olmuştur.Parti Lideridir,Başbakandır ve Cumhurbaşkanıdır.Ombudsman’dır O. Ve “BİR BİLEN” dir. Cumhuriyetle yaşıt DEMİREL’in bir başka lâkabı da “BABA”dır.

           BABA’nın siyasi muarızları dün nasıl ki varsa,bugün de vardır ve olacaktır da.”Dün dündür,bugün de bugün” DEMİREL’in bu sözü,aslında değişim ve de dönüşüm sürecini en iyi anlatan bir söylem biçimidir.

         BABA, modernizmin temsilcisi ise, Isparta’nın ulaşım altyapısını hazırlamış olmanın gururunu yaşamalıdır.70’lerde Isparta-Dereboğazı-Antalya Yolu 1.Tünelindeki Akdeniz’e ilk ışığı düşünmeli, 50’lerdeki Isparta-Dereboğazı Yol çalışmalarını,Dereboğazı ıı. Tünelini,95’li yılları…Ve Kargı Kısığı ilk geçişini ve Karacaören Barajlarını bir sinema şeridi gibi gözünün önünden geçirmeli.

         Bütün bunlar modernizm ise, Antalya ilinin su ihtiyacının karşılanmasını, postmodernizm olarak değerlendirebilir miydik?...

        90’lı yılların başlarında Havalimanımız ve 97’lerde hizmete hazır hale getiriş…Evet,bütün bunlar modernizm.

                                                                    ***

         Demirel’in Harran Ovası ve ATABEY Ovası sulama sistemleri modernizm,ama bugün BOĞAZOVA sulama sistemi DAMLA SULAMA postmodernizm.

         Isparta-Dereboğazı-Antalya Yolunda, ülkemizde ilk defa uzun tulde uygulanan emülsiyonla sathi kaplama modernizm, ISPARTA-DEREBOĞAZI-ANTALYA Duble Yolu postmodernizm.

                                                                    ***

       N’olur,ne modernizmi yadsıyalım ve nede postmodernizm’den vazgeçelim.Benim Bakan YILDIRIM’ın ardından ISPARTA’ya bakışım, okuduğunuz iki bölümlük yazımdır.Isparta,kendini aşmalı artık.Ne demişti BABA: “Dün dündür,bugün bugündür”

      Hoşça kalın,sağlıcakla kalın…

                                                            ---- SON ----