Selim, üniversiteye başladığından beri harçlığının bir kısmını çıkarabilmek için yerel bir gazetede foto muhabiri olarak çalışmaktadır. 3 senedir bu işi layıkıyla yapmakla beraber son sene derslerinin yoğunlaşması, hevesini kaybettiğini hissetmesi ve aldığı ücretten duyduğu memnuniyetsizlik sebebiyle eskisi kadar verimli çalışamaz olmuştur. Gazetenin patronu Cüneyt Bey, birkaç kez kendisiyle bu hususta görüşmüş, gerekli uyarılarda bulunup ücretinde iyileştirme de yapmıştır. Hiçbiri fayda etmemiştir. Eski Selim’den eser yoktur…

Müdahalelere rağmen bir sonuç alınamayacağı anlaşılınca, Selim bir gün patronun odasına çağırılmış ve performansındaki yetersizlik sebebiyle işten çıkarıldığı kendisine bildirilmiştir. Cüneyt Bey, hakkı gözeten bir işverendir. Bu yüzden daha önce hesaplamış olduğu işçilik alacakları tablosunu Selim’e anlatmış, onun da rızasını alarak toplamda 10.000 TL’yi bulan işçilik alacağını elden ödemiştir. Akabinde, taraflar “Hiçbir alacağım kalmamış olup tüm dava haklarımdan feragat ediyorum.” yazılı sözleşmenin altına beraber imza atmışlardır. 

Selim, birkaç ay sonra işçilik alacağı talepli icra takibi başlatmıştır. Dava sürecinde, elindeki sözleşmeyi mahkemeye sunan Cüneyt Bey, hâkimin “Bu sözleşme geçersiz.” beyanıyla yıkılmış, nihayetinde davayı kaybederek 10.000 TL daha ödemek zorunda kalmıştır. Peki Cüneyt Bey, benzer durumlarda bundan sonra nasıl hareket etmelidir ki bir daha mağduriyet yaşamasın?

  

İBRA SÖZLEŞMESİ (İBRANAME)

Alkollü Sürücünün Çarptığı Yaya Öldü Alkollü Sürücünün Çarptığı Yaya Öldü

Sözlük anlamıyla ibraname; taraflar arasında alacak verecek kalmadığını gösteren bir “aklama belgesi”dir.

İşçinin işten ayrılırken tüm hak ve alacaklarının ödenmesi karşılığında imzalayarak işverene verdiği ibranameler, uygulamadaki hatalar nedeniyle, çoğu zaman mahkemeler tarafından geçersiz olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla iş ilişkisi kapsamındaki ibranamelerin, yasa ve içtihatlar ile belirlenen geçerlilik şartlarını haiz olması gerekir.

GEÇERLİLİK İÇİN ARANAN ŞARTLAR (TBK 420)

1. SÖZLEŞME YAZILI OLMALI

İbra sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir; noterde düzenlenmesi zorunlu değildir.

(Adi yazılı şekil ne demektir: Kimin tarafından ne şekilde yazıldığının önemli olmayıp, sadece irade beyanında bulunan tarafın imzasının önemli olduğu sözleşme şekli. Resmî kurumlarca düzenlenmesi / onaylanması gerekmez.) 

Noterde düzenlenen ibra sözleşmesinin ise, işçinin iradesinin baskı altına alındığı ile sözleşmenin düzenlendiği zamana ilişkin ihtilafları ortadan kaldırabilmesi açısından işverenin lehine olacağı şüphesizdir.

 2. İBRANAME, İŞ AKDİNİN FESİH TARİHİNDEN EN AZ 1 AY SONRA İMZALANMIŞ OLMALI

Tarafların sözleşmenin sona ermesi ile beraber acele olarak işçilik hakları üzerinde tasarruflarının önlenmesi amaçlanmıştır. Zira işçi bir an alacaklarına kavuşmak için üzerinde fazla düşünmeksizin ibra sözleşmesini imzalamaktadır.

1 aylık bekleme süresi ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. Yani işçinin feshe bağlı alacakları, fesih tarihi itibarıyla muaccel hâle gelecek, ödenmezse faiz işleyecektir.  

3. İŞÇİLİK ALACAKLARININ TÜRÜ VE MİKTARI DETAYLI BİR ŞEKİLDE YAZILMALI

“Tüm işçilik alacaklarım ödenmiştir.” gibi genel nitelikteki ifadeler yerine; fazla mesai ücretleri, yıllık ücretli izin alacağı, prim, ihbar - kıdem tazminatı vb. gibi işçilik alacaklarının nitelikleri ve miktarları ayrı ayrı, açık ve anlaşılır bir biçimde sözleşmeye yazılmalıdır.

4. ÖDEME EKSİKSİZ VE BANKA ARACILIĞIYLA YAPILMALI

Ödemenin banka aracılığıyla yapılmasını öngören düzenlemenin amacı gerçek miktarın işçinin eline geçtiğinin ispat edilmesidir.

Bu şart kritiktir: Zira bir ibraname, yukarıdaki 3 şartı taşımıyor olsa bile, banka aracılığıyla yapılan ödeme makbuz hükmündedir. Yani, banka ödeme dekontu, olası bir davada işveren lehine delil olarak kullanılarak, hükmedilen işçilik alacağı miktarından mahsup edilebilecektir. Elden ödeme yapılmış olması ihtimalinde ise işverenin ödemeyi ispatı çok güçleşecek ve hikâyemizde olduğu gibi mükerrer ödeme riskiyle karşı karşıya kalınacaktır.

Kaynakça:

1. 6098 Sayılı Kanuna Göre İbraname - Arş. Gör. Ayça İZMİRLİOĞLU – Yaşar Üniversitesi E-dergisi 2013, Cilt 8, Sayı Özel, 0 - 1482, 01.06.2013

2. Türk Borçlar Hukukunda Ve İş Hukukunda İbranın Hukuki Boyutu - Banu Bilge SARIHAN - Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (NEÜHFD), C. 3, S. 1, 2020.

Av. Onur TANIK