Bu aralar sıkca Chp kanadından dillendirilen darbe söylemleri ve bitmek bilmeyen hırsları yüzünden demokrasiye bir çelme daha mı geliyor sorusunu akıllara getirmiştir.

Anayasa değişikliğinden sonra Chp genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından defalarca bu anayasa "gayri meşrudur" demesi seçim sandığına ve bu halkın iradesine büyük bir saygısızlıktır. Tabi ki bu süreç bununla bitmedi. Yakın zamanda Engin Özkoç’un Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakaretler, Özgür Özel’in tehditleri ve İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “Cumhurbaşkanı gidecek, ya erken seçimle ya da başka bir şekilde” demesi, darbe mi olacak ya da chp darbeden yana mı diye sormaya başladık.

Chp kanadı her ne kadar Canan Kaftancıoğlu’nun sözlerinin çarpıtıldığını ve bu söylemden böyle bir sonuç çıkarılamayacağını söylese de inandırıcı olmadığı gibi chp’nin darbeye ne kadar hevesli olduğunu gizleyemedi. Eğer sandıktan başka bir çözüm var ise biz neden bilmiyoruz. Ya da eğer yanlış anlaşılacak bir söz söyledim diyorsa vah ki ne vah. Bir siyasetçinin söylediği sözlerin nasıl anlaşılacağını tahayyül etmeden söylemesi de büyük bir acemiliktir.

Yine Muharrem İnce’nin ortaya konuştuğu sözler var. Ona da şunu söylemek istiyorum. Sen değilmisin kendi partinin genel başkanına çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş, yenmişde yenmiş diyen. Recep Tayyip Erdoğan’a sarf ettiğin sözler ile seni o genel başkanlık koltuğuna oturtmazlar. Hiç boşuna bir yerlere göz kırpma. O Ekrem var ya seni duman eder. Onun için aklını kullan ve hiç boş işlere kalkışma. Zaten vekil de olamadın sen yan kendi derdine yan.

Bu söylenenleri toplayınca Chp’nin gerilim siyasetinden yana olduğu ve kaos ortamından nemalanmaya çalıştığını anlamamak mümkün değil.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu anayasa gayri meşrudur demesi ise tam bir komedi. Eğer öyle düşünüyorsa kendisi ve partisine ait bütün milletvekilleri orada gayri meşru bir şekilde oturuyor demektir ve bunlar maaş alan milletvekilleridir. Hem gayrimeşrudur deyip hem de orda oturmaya devam etmek ne demektir? Eğer öyle ise anayasa değişikliğinden sonra kurulan bütün kurumlar gayrimeşrudur. Hatta yerel seçimler bile gayrimeşrudur. Buradan ancak bu sonuç çıkartılabilir.

Bütün dünya ve Türkiye şuan Corona virüsü ile uğraşmakta iken bilim kurulunca verilen kararların hükümet tarafından tam ve eksiksiz bir şekilde uygulandığını söyleyen üyeler varken, Sağlık Bakanı bu konuyu tam bir profesyonellikle yönetirken ve diğer bakanlıklarca her daim çalışmalar yapılırken, ölüm oranlarının en düşük olduğu ülkeler arasında iken Chp’nin hiçbir şeyden memnun olmaması da manidardır. Bunlara şunu söylemek istiyorum. Bir laf vardır “Bekara karı boşamak kolaydır” diye. Beyler ülke yönetiyoruz ülke, Memleket yönetiyoruz, dedikodularla bu işler olmaz, sizin düşündüklerinizin veya aklınızdan geçirdiklerinizin olmaması bu mücadelede başarısızlık vardır sonucunu doğurmaz. 83 milyon vatandaşımızın her aklından geçeni yapmak zaten mümkün olmadığı gibi bu yönetme işi de denge meselesidir. 83 milyonun her birinin aklındakini yapamasakta, 83 milyonu memnun edecek sonuçları gece ve gündüzünü birbirine katarak düşünen, çalışan, üreten bir yönetim iş başındadır. Bu böyle biline.

Ayrıca kendisini takip ettiğim İyi parti grup başkan vekili var Yavuz Ağıralioğlu. Kendisini ülkücü olarak biliriz. Yalnız kendisinin çok tehlikeli birisi olduğunu düşünmeye başladım. Neden bunu söylüyorum. Çünkü kendisini iyi partiye yakıştıramamakta, kendisinin genlerinde MHP yatmakta olduğunu iddia ediyorum. Kendisi Def’in bir içinden, bir dışından vurmaktadır. Kendisinin yapmış olduğu siyaseti bir yere kadar anlamlı buluyorum. Ancak bazen kantarın topuzunu kaçırdığını düşünüyorum. Neyse konuyu dağıtmadan darbe meselesine geri dönelim. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devletinde silahlı bir darbe mümkün görünmemektedir. Bakın imkansız demiyorum. Sadece günümüzde böyle bir şeyin olacağını düşünmüyorum. Ancak Chp’nin haykırışlarına bakarsanız, Chp gezi olayları tarzında bir direniş ve Hdp’de 6-7 Ekim olayları gibi bir direniş sergileyebilir diye düşünüyorum. Tabi ki bunlar istihbari olaylar. Gereken kurumlar bunların önlemlerini alacağını düşünüyorum.

Size son sözüm İt ürür, kervan yürür.