CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek, ''Öfkelenen, küfreden, bağıran, çağıran kim? Kadınlara, gençlere, çiftçilere, saygısı yok. Ölen insana bile saygısı yok'' dedi.
Eskişehir'de Sıhhıye Meydanı'nda düzenlenen mitinge katılanları selamlayan Kılıçdaroğlu, ''İsterseniz konuşmaya başlamadan önce Recep Bey'i kızdıralım. Kızdıralım mı? Zaten ezberi bozuldu, bir de Eskişehir'de bozulsun. Genel istek üzerine söyleyelim; Allah'ına kurban Eskişehir'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, mitinge katılanların ''vur vur inlesin, Recep Tayyip dinlesin'' sloganı atması üzerine, şunları söyledi:
''Hiç meraklanmayın, ona dinleteceğim, dinleyecek. Adam gibi dinleyecek. Öyle ağzının bozulduğunu da bakmayın. Ezberi bozulduğu için ne söyleyeceğini bilemiyor ama Kemal kardeşiniz şifresini çözdü. İtiraf dönemine başladı artık. İtiraf ettireceğim, bütün suçlarını itiraf ettireceğim.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Zonguldak Üniversitesini biz açtık'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Anadolu Üniversitesi'ni (AÜ) de o açtı herhalde. Hocam duymasın. En son söylediği galiba 'ODTÜ'yü de biz kurduk.' İşin garip tarafı; Eskişehir'e geliyor, AÜ'nün güzel bir okulu ve havaalanı var, kurucusu burada, aramızda, Anakent Belediye Başkanı, benim tuhafıma giden şu, bütün Eskişehirlilerin gözünün içine bakarak 'o havaalanını biz yaptık' diyor. Ne diyeceksiniz buna? Bir ülkeyi yönetmeye kalkan insan önce yurttaşına doğruları söylemeyi öğrenecek.
Hiçbir yerde, hiçbir zaman sizi kandırmayacağım, size yalan söylemeyeceğim. Yalan söyleyenlerden de hesap soracağım. Buraya gelip '56 tesisi hizmete açtık' diyor. Bilen var mı, gören var mı? Mardin'de de 78 tesisi açtı. Merak ettim, sordum; bu kadar tesis açıldıysa Mardin gibi bir yerde işsizlik bitmiştir, o tesislerin listesini göreyim, dedim. İlkokulun boyası yapılmış tesis bir, köy hizmetlerine ait bir parkı belediyeye devretmişler, onu belediyenin tesisi olarak açmışlar, tesis iki. Bu ülkede herkesin barış ve güzellik içinde yaşamasını, herkesin aş iş sahibi olmasını istiyoruz. Yapay gündemlerle meşgul değiliz.''
Kılıçdaroğlu, çiftçilerin durumunun iyi olmadığını öne sürerek, şöyle konuştu:
''Pancar üreticilerinin durumu nasıl? Hiç meraklanmayın Recep Bey yakında yurt dışından pancar getirir, ekmeye ne gerek var? İthal kurbanlık koyun geldi, ithal angus geldi. Bir ara ithal doktor getireceklerdi. Yakından ithal öğretmen gelecek. Yakında yurt dışından Recep Bey'e destek vermek için ithal vatandaş da gelecek.
Mazotun litresini 1.5 lira yapacağız, halkın iktidarında. İlk dört ay içinde mazotu 1.5 lira yapmazsam hem siyaseti hem de genel başkanlığı bırakacağım. 'Parayı nereden bulacaksın' diyorlar. Bu ülkede para var mı? Bu ülkede para var. Kime? Hortumcuya var, yandaşa var, yedi göbek sülaleye var. Vatandaşa gelince yok. Bizim iktidarımızda yandaşa yok, yedi sülaleye yok, hortumcuya yok, halka var olacak.
Esnaf çalışır. Primi, vergisini öder. Emekliliği dolar, emekli olur. Emekli aylığıyla geçinemeyince çalışır. AKP bir yasa çıkarttı. 'Sen misin çalışan? Çalışırsan emekli aylığından yüzde 15 keseceğiz' diyorlar ve kesiyorlar. Esnaf kardeşimize sözüm var. 'Benim aylığımdan kesinti devam etsin, biz sürünmeye alıştık, bundan sonra da sürünürüz' diyorsan eyvallah, adres belli AKP'ye gidersin oyunu kullanırsın ancak, diyorsan ki 'yeter artık', bu sefer sırtını AKP'ye dönüp, karşına bakacaksın, karşıda Mustafa Kemal'in partisini göreceksin, altı oku göreceksin, halkın partisini göreceksin ve gideceksin 12 Haziran'da 'evet'e mührünü basacaksın. İlk dört ay içinde esnafın emekli aylığından kesilen yüzde 15 kesintiyi kaldırmazsam genel başkanlığı ve siyaseti bırakacağım.''
600 bin kamu çalışanının toplu sözleşme beklediğini, süresinin geçmesine rağmen hiçbir sendika başkanının itiraz etmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İşçinin hakkını savunan sendika başkanı duydunuz mu? Nerede bunlar? O işçilerin hakkını CHP savunuyor. Çünkü, biz örgütlü toplumdan yanayız. Taşeron işçiliği de bitireceğiz. Onlar da halkın iktidarında rahat bir nefes alacak.
Hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir siyaset anlayışına sahibiz. Bu ülkede herkesi kucaklayacağız. Bu ülkeye barışı ve huzuru getireceğiz. Halkın iktidarında hiçbir çocuk annesinin kucağında açlıktan ölmeyecek. Halkın iktidarında hiçbir anne çocuklarına sabah kahvaltısı veremedi diye intihar etmeyecek. Huzurun adresi Cumhuriyet Halk Partisi.
Güzel bir pankartınız var: 'Her türlü kaset itinayla yapılır. Tayyip Kasetçilik' diyorsunuz. Onlar zaten öyle.
Bakınız Hopa'da olaylar olduğu gün arkadaşlarım aradı, önce, yaşamını kaybeden emekli öğretmen arkadaşımızın ailesini arayıp başsağlığı dileğinde bulundum. Yine otobüsten düşüp yaralanan ve şu anda yoğun bakımda olan polis arkadaşımıza ulaşmaya çalıştım, ona da geçmiş olsun dileklerimi iletmek için. Yoğun bakımda olduğu için ulaşamadım.''
Kılıçdaroğlu, alandakilerin ''eşkıya dünyaya hükümdar olmaz'' tezahüratı üzerine de şöyle dedi:
''Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz, elbette hükümdar olmayacak. Bizim iyi niyetimize, yüreğimizdeki insan sevgisine bakın. Biz geçmiş olsun taleplerinde bulunuyoruz, onun bize ettiği küfürlere bakın. Allah aşkına küfür eden adamdan bu ülkeye hayır gelir mi? Az önce Diyanet İşleri Başkanı ile havaalanından karşılaştık; 'merhaba' dedim, 'merhaba' dedi. 'Size bir şey anlatacağım' dedi, 'hay hay' dedim. Dedi ki; 'bir lider Hz. Muhammed'e gidiyor, bana öğüdün olacak mı diyor. Öfkelenme, diyor.' Ne kadar güzel bir şey. Öfkelenen, küfreden, bağıran, çağıran kim? Kadınlara, gençlere, çiftçilere saygısı yok. Ölen insana bile saygısı yok. İnancımız gereği ölen insanın arkasından 'iyi bilirdik' diye söyleriz. Allah aşkına bu ülkede kim taş taş üstüne koyduysa saygı gösterdik. Hiç kimsenin arkasından bir şey söylemedik. Ne İnönü'nün, ne Menderes'in, ne Bayar'ın, ne Özal'ın, ne Erbakan'ın, hiç kimsenin arkasından bir şey söylemedik. Ona bir bakın, söylediği laflara bir bakın, ne yenilir, ne yutulur. Bu adama oy vermek doğru değildir.''

-''BAYRAK ONURUMUZDUR, GURURUMUZDUR''-

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Benim arkamdan bir sürü laf ediyorsun; çıkalım televizyona, iki uygar insan gibi tartışalım. Gelir mi? Peki, neden gelmez? Çünkü, yeteri kadar bilgisi olmayabilir. O zaman başka bir teklifim oldu; alırsın bakanlar kurulunu gelirsin, ben tek başına çıkacağım. Gelir mi? Gelmesi için üç temel koşul var. Bir, geçmişin temiz olacak. İki, kul hakkı yemeyecek. Üç, Kemal kardeşinizin karşısına çıkması için mangal gibi yürek lazım, mangal gibi yürek olacak.
Son zamanlarda bayrak üzerinden siyaset yapıyor. Bayrak bizim onurumuzdur, gururumuzdur. Bayrak göndere çekildiğinde hepimiz saygı duruşunda bulunuruz. Onun dalgalanmasını büyük bir keyifle izleriz. Bayrak 73 milyon yurttaşımız ortak paydasıdır, bizim ulusumuzun şanıdır, şerefidir. O Recep Tayyip Erdoğan'ın değil, herkesindir.''

-''HOCALARIN HOCASI YILMAZ BÜYÜKERŞEN''-

Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in Eskişehir'i çağdaş bir kent yaptığını ve kente onur kazandırdığını belirterek, şöyle konuştu:
''Üstelik sadece Türkiye'de değil, Eskişehir'in ününü dünyaya taşıyan, çevre dostu, işçi dostu, kent dostu, insan dostu, öğrenci dostu, çiftçi dostu, çöpte kağıt toplayanların dostu, hanımların, gençlerin, üreticilerin, alın teri dökenlerin dostu o hocamız, hocaların hocası Yılmaz Büyükerşen. Havaalanını da o yaptı, Recep Bey sahip çıktı. İnsanda biraz... Neyse bir şey diyecektim gene demeyeyim. İnsanda biraz arlanma olur. Ya arkadaş, havaalanını yapan birisi, sen çıkmışsın 'ben yaptım' diyorsun. Hiç meraklanmayın Recep Bey'in ezberini bozdum, kimyasını çözdüm, şifrelerini de çözdüm. Hiç meraklanmayın siz.
Yeni CHP, işçinin, emekçinin, hanımların, gençlerin, esnafın, sanayicinin partisidir. Bu toplumda herkesin partisidir. Ne dedik? CHP varsa herkes için var. CHP varsa sizin için var. CHP varsa bu güzel ülke için var. CHP varsa bir tek çocuğun bile yatağa aç girmediği bir Türkiye için var. CHP varsa huzur için, bağımsızlık için, onurlu bir Türkiye için var. CHP varsa herkes için var.
Eskişehir, 12 Haziran'da ayağa kalkacak. Söz mü? Eskişehir'in bir tarih yazmasını istiyorum; demokrasi tarihi, özgürlük tarihi yazacak. Söz mü? Ben sözünüze güveniyorum. Milletvekili adaylarımızı size, sizi de Allah'a emanet ediyorum.''