CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadroğlu, ''Sözüm söz, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının ilk dört ayında bedelli askerlik çıkmazsa, durumu iyi olandan bedel, durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarından bedel almaksızın, çıkmazsa siyaseti de başbakanlığı da bırakacağım'' dedi.
CHP'nin seçim otobüsüyle Dilovası'na gelen Kemal Kılıçdaroğlu, Bağdat Caddesi'de bir kahvehaneye giderek, vatandaşlarla bir süre sohbet etti.
Daha sonra seçim otobüsüne binen Kılıçdaroğlu, Dilovası Kaymakamlığı önündeki meydanda toplanan vatandaşlara seslendi.
''Siz şimdi burada korsan gösteri yapıyorsunuz? Dikkatli olun her an biber gazı gelebilir'' diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, Dilovası'ndan geçen seçimde bin 450 civarında oy aldıklarını bunun da çok az olduğunu söyledi.
Şimdi yeni bir CHP olduğunu ve partisinin halkın sorunlarına kilitlendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Halkın dertlerine derman olan, sizin dertlerinizi çözmek için yola çıkan hiç kimseyi ötekileştirmeden, etnik kimliği ne olursa olsun, düşüncesi, inancı ne olursa olsun herkesi baş tacı yapan yeni bir CHP anlayışı var'' diye konuştu.
Kadınlara da seslenen Kılıçdaroğlu, ''Size seçme ve seçilme hakkı veren CHP'dir. 13 Haziran'da iktidar olduğumuzda göreceksiniz size ekonomik güvence getiren parti de CHP olacak. Geliri olmayan ya da geliri asgari ücretin altında olan her hanede kadının banka hesabına her ay düzenli olarak en az 600 TL para yatıracağız'' şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından seçim otobüsüyle İzmit ilçesinde partisince düzenlenecek mitingin yapılacağı Perşembe Pazarı Alanı'na gelen Kılıçdaroğlu, burada toplananlar tarafından ''Başbakan Kemal'' tezahüratlarıyla karşılandı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, mitinge ilginin çok fazla olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Öyle anlaşılıyor ki Kocaeli ayağı kalkmış. Kocaeli ayağa kalkmışsa Türkiye ayağa kalkmıştır artık. Son zamanlarda Recep Bey'in durumunu biliyorsunuz, ezberi bozuldu, kimyası bozuldu, ağzı da bozuldu. Şifresini çözdüm, itiraflara da başladı. Hiçbir şeye tahammül edemiyor, hiçbir şeye... Efendim neymiş yurtdışından bir dergi CHP'ye oy verin demiş. Vay efendim sen bunu nasıl söylersin. Diyor ki 'Eğer bize bunu söyleseydi biz ona bir dakika sen bizim işimize karşıma derdik.' Ee 2004'te, 2007'de söylediler niye sesin çıkmadı. Artık bütün dünya Cumhuriyet Halk Partisini görüyor. Mısır'daki sağır sultan da artık Cumhuriyet Halk Partisi'nin halkın partisi olduğunu biliyor.''
Kemal Kılıçdaroğlu, yeni Cumhuriyet Halk Partisinin emeğin, alın terinin, demokratların, özgürlük isteyenlerin, kadının, gençlerin, halkın partisi olduğunu söyledi.
Miting alanındaki bir partilinin elinde dövizde yazan, ''Düş gördüm, düş gördüm, düşümü hayra yordum Recep'i düşerken, Kemal'i uçarken gördüm'' cümlelerini okuyan Kılıçdaroğlu, ''Eyvallah. Recep'i düşerken göreceksiniz ondan hiçbir endişem yok. Önümüzdeki süreç içerisinde, seçim kampanyasının başlatıldığı tarihten bu yana artı grup başkanvekiliyken AKP'nin gövdesini silkeliyordum. Dallarını da silkelemek size ait'' şeklinde konuştu.
Kalabalığa ''Söz mü?'' diye soran Kılıçdaroğlu, kalabalıktan ''evet'' cevabını alınca şöyle konuştu:
''Yalnız dalları silkelerken dikkatli olun, her an Recep düşebilir. Onun için o afiş doğru söylüyor. Recep'i düşerken rüyada gördüysek mesele yok. Ama Recep'in de rüyası var. Sabah kalkıyor Kılıçdaroğlu, öğle oluyor Kılıçdaroğlu, ikindi Kılıçdaroğlu, akşam yatıyor rüyasında görüyor Kılıçdaroğlu... 'Kabus mu gördüm' diyor kan ter içinde uyanıyor bakıyor Kılıçdaroğlu yok 'oh rahata erdim' diyor. O sözde kimse karşısında duramazdı onun. Sözde kimse onunla mücadele edemezdi. Sözde onun söyledikleri mutlaka olurdu. Ezberini bozdum, şifresini çözdüm. Artık bundan sonra Recep eski Recep değil. Ağzı bozuk bir Recep'le karşı karşıyayız.''
Kocaeli'yi 1971'li yıllardan beri bildiğini ve üniversite öğrencisiyken kente geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Kocaeli eski görkemli günlerini bugün hatırlamaya başladı. Bugün Kocaeli 1980 öncesinin yürekli Kocaeli'si olacaktır artık. Hakkını arayan adalet isteyen özgürlük isteyen aş isteyen iş isteyen yoksulluğun isteyen görkemli güzel bir Kocaeli var şimdi karşımızda. Kocaeli emeğin alınterinin başkenti. Fabrikaları var. 13 organize sanayi bölgesi var. Ama Kocaeli'de işsizlik var mı? Var hepimiz biliyoruz. 13 büyük organize sanayi bölgesi olmasına karşın Kocaeli'de işsizlik var. Çünkü Kocaeli'de alınterine değer vermeyen bir iktidar var. Çünkü Kocaeli'de istihdam yaratmayan bir ekonomi politikasının getirdiği açmazlar var. Bunu aşacağız halkın iktidarıyla aşacağız. Herkes çalışacak ve üretecek. Herkes üretecek ki yarattığımız katma değeri hakça bölüşelim. Hakça bölüşeceğiz. Bu ülkede yoksulluğu yeneceğiz.''

-ÇEVRE KİRLİLİĞİ-

''Sanayi gelsin ama çevresiyle gelsin'' diyen Kılıçdaroğlu, sanayinin insan sağlığına ve çevreye zarar vermemesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü.
''Az önce Dilovası'ndaydık. Dilovası çevre açısından çevrenin getirdiği sağlık sorunları açısından Kocaeli'nin en ciddi sorunu olmaya devam ediyor. Kanser vakaları arttı. Araştırma yapan bir üniversite hocası gerçekleri ortaya koydu. Ama hemen onu neredeyse vatan haini ilan edecekler. Allah aşkına çevre insan içindir. Çevre çocuklarımız içindir. Çevre hastalanmak için değil huzur bulmak içindir. O nedenle her zaman söylüyorum, her yerde de söyleyeceğim. Çevrenize, kentinize, işçinize, sendikanıza sahip çıkın. Kente çevreye sahip çıkarsak çocuklarımıza sahip çıkmış oluruz. Çocuklarımıza sahip çıkarsak geleceğimize sahip çıkmış oluruz. Geleceğimize sahip çıkarsak özgür bağımsız yürekli Türkiye'ye sahip çıkmış oluruz.''

-EMEKLİLERİN DURUMU-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''emeklilerin durumunun çok iyi olduğunu söylediğini'' belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Peki millet mi doğruyu söyler Recep Tayyip Erdoğan mı? Ben de millete inanıyorum. Madem millet doğruyu söylüyor o zaman emeklilerin durumu iyi değil demek ki. Emeklinin sorunlarını en çok dile getiren genel başkan benim. Emeklinin milli gelir artışından pay almadığını söyleyen pay verilmesi gerektiğini söyleyen genel başkan benim. Emeklinin yıllardır beklediği intibak yasasının çıkmasını isteyen, bunun sözünü veren genel başkan benim. O zaman 9 milyon emeklinin 9 milyonun da oyunu istiyorum. Bir tane fire istemiyorum. Emekli kardeşlerime açıkça sesleniyorum. Eğer durumum iyi diyorsan, aldığım parayla gül gibi geçinip gidiyorum diyorsan, huzur içindeyim diyorsan, yaz tatillerini evet ben Kanarya Adaları'nda yapıyorum diyorsan git oyunu Haziran'ın 12'sinde AKP'ye ver. Ama durumum iyi değil geçinemiyorum milli gelir artışından pay almıyorum beni ikinci sınıf insan yaptılar diyorsan sırtını AKP'ye döneceksin karşıya bakacaksın. Altı oku göreceksin. Mustafa Kemal'in partisini göreceksin. Ülkenin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan partiyi göreceksin. Kocaeli'den Türkiye'deki çalışan bütün esnaflara sesleniyorum, emekli olup çalışan esnaflara... Onlara diyorum ki, ilk 4 ayda sizin maaşlarınızda kesilen yüzde 15 kesintiyi kaldırmazsam Başbakanlıktan da siyasetten de ayrılacağımın sözünü veriyorum. Sözüm söz. benim sözüm Recep Tayyip Erdoğan sözü değildir. Benim sözüm halkın sözüdür. Benim sözüm temiz siyasetindir. Benim sözüm sözünün arkasında duran insanların sözüdür. Size sözüm var yüzde 15'i kaldıracağım.''
Kılıçdaroğlu, Başbakanlığının ilk 4 ayı içinde mazotu 1,5 TL yapmaz ise Başbakanlığı da siyaseti de bırakacağının sözünü verdiğini vurguladı.

-BEDELLİ ASKERLİK-

12 Eylül darbesinin gençleri siyasetin dışına ittiğini ve gençlere ağır bedeller ödettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
''12 Eylül darbesi birçok gencimizin idamına yol açtı. 12 Eylül darbesi yüreğimizde derin yaralar açtı. şimdi gençler ayakta ve ülkelerine sahip çıkıyor. Şimdi gençler diyorlar ki, 15 ay askerlik olmasın 9 ay askere gidelim diyorlar. Şimdi gençler diyorlar ki bekledik askerlik dönemimiz geçti bedelli ya da bedelsiz kısa süreli askerlik yapalım diyorlar. Sözüm söz Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının ilk dört ayında bedelli askerlik çıkmazsa, durumu iyi olandan bedel, durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarından bedel almaksızın çıkmazsa siyaseti de başbakanlığı da bırakacağım. Bunun sözünü veriyorum. Durumu iyi olan ailelerden alacağımız bedelin karşılığında öğrencilere yurt yapacağız, çocuklar yurtlarda kalacaklar. Kimseye minnet etmeyecekler. Karanlık odaklara değil, onları özgürce düşüncelerini ifade edebilecekleri cumhuriyetin yurtlarında onları ağırlayacağız orada kalacaklar. İnternet yasaklarını da kaldıracağız, yasakçı düzene son vereceğiz.''