Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün İstanbul'dan, Londra'dan, Frankfurt'tan kalkan ve uzak ülkelere giden hemen her uçağın içinde, elinde valiziyle ürün örnekleriyle, sunumlarıyla bir Türk iş adamına rastlamanın mümkün olduğunu belirterek, ''Kimsenin gitmediği, girmediği, giremediği ülkelere Türk iş adamları rahatça giriyor, son derece sıcak bir atmosferde iş görüşmeleri yapıyor. Ben aynı şekilde, Genel Başkan yardımcılarımız, Bakan arkadaşlarımız, milletvekillerimiz yine aynı şekilde, ülkeler arasında ticareti, yatırımı artırmak için 8,5 yıldır adeta mekik dokuyoruz. Her koldan, her kurumumuzla, her girişimcimizle çok büyük bir heyecan içinde şu anda kollarımızı dünyaya uzatıyor, dünyayı kucaklıyoruz'' dedi.
Erdoğan, Dış Ticaret Müsteşarlığında (DTM) yapılan Dış Ticaret Müşavirler Toplantısı'na katıldı.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmaya 2007 yılında vefat eden ve ismi toplantının yapıldığı salona verilen Hazine Müsteşarlığı Kontrolörler Kurulu Başkanı Hikmet Esen'i rahmetle anarak başladı.
Son üç yıldır büyükelçilerle bir araya geldiklerini ve çeşitli kentlerde yapılan toplantılarda bir yandan Türkiye'nin dış politikasını değerlendirirken, bir yandan da büyükelçilerin deneyimlerini paylaşmalarına zemin hazırladıklarını belirten Erdoğan, samimi bir ortamda gerçekleşen bu toplantıların, merkez ile çevre arasındaki politika birliğini güçlendirirken, yurt dışındaki heyecanın Ankara'ya, Ankara'daki vizyonun da büyükelçiliklere yansımasını sağladığını söyledi.
Büyükelçiler düzeyinde gerçekleştirilen toplantıların bir benzerini Dış Ticaret Müşavirleriyle gerçekleştirmenin son derece önemli, anlamlı ve heyecan verici olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Zira, Dış Ticaret Müşavirlerimiz, bulundukları ülkelerde gerçekten çok büyük bir özveriyle çalışıyor. Türkiye'nin tanıtımına olduğu kadar, ekonomisine de çok önemli katkılar sağlıyorlar. Gerek ihracatımızın rekor seviyelere ulaşmasında, gerek uluslararası doğrudan yatırımlarda rekorları elde etmemizde Dış Ticaret Müşavirlerimizin büyük katkısı var'' dedi.
Aynı şekilde, Türkiye'nin müteahhitlik hizmetlerinde dünyada Çin'den sonra ikinci sıraya yükselmesinde, turizm gelirlerinin artmasında, yurt dışı yatırımlarının, ticaretin dünyanın en uzak ülkelerine, bölgelerine yayılmasında da müşavirlerin önemli katkı sahibi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biliyorsunuz, dış politikada bugün iki önemli başlık farklılık ifade ediyor. Bunlardan biri 'yumuşak güç', diğeri 'kaba güç'. Yumuşak güç artık kaba gücün önüne geçmiş durumdadır. Çok daha fazla önem arz ediyor. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Bölgenizde ve dünyada etkinliğiniz, artık ordularınızla, silahlarınızla, tankla, tüfekle değil, ekonomik gücünüzle, diplomatik, kültürel etkinliğinizle ölçülüyor. Türkiye olarak biz, son 8,5 yılda, dış politikada bu 'yumuşak güç' boyutuna özellikle ağırlık verdik. Tarihimizin, kültürümüzün ve medeniyetimizin bize sağladığı eşsiz birikimden ilham alarak, bölgesel ve küresel ölçekte, süreçlere etki etmek için, her denklemde çözüme katkı vermek için yoğun mücadele sergiliyoruz. Her zaman ifade ediyorum, bizim Türkiye olarak, hiç bir ülkenin egemenliğinde gözümüz yok. Biz, bölgemizde, özellikle de dünyada rol kapmak, şov yapmak gibi bir derdin içinde de değiliz. Zira kan, gözyaşı, zulüm üzerinden çıkar sağlamak gibi bir yanlışın içinde asla olamayız. Bunu Libya konusunda da ifade ettim. Biz, bölgemizdeki ülkelere baktığımızda, yerin altındakileri değil, yerin üstündekileri, insanı, gönüllerdekini görüyoruz. Attığımız adım buna yöneliktir. Aksi takdirde batılı bazı ülkelerin yaptığını biz Türkiye olarak rahatlıkla yapabilirdik. Çok daha artı değerler kapmayı burada hedefleyebilirdik. Ama biz böyle bir yarışın içerisinde olmadık, olmayız, olamayız.''
Medeniyetler İttifakı Projesinin, bu tavrın bir örneği olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Küresel kriz sürecinde, başta G-20 Platformu olmak üzere, hırsla kazanmaya, sınırsız harcamaya karşı uyarılarımız bu tavrımızın bir örneğidir. Bölgemizde, çatışmaları, anlaşmazlıkları, husumetleri gidermek için, barış için sarf ettiğimiz gayretler bunun örneğidir. Biz, ulaşabildiğimiz her yere, dünyanın her köşesine, Türkiye'nin barış, kardeşlik, dayanışma ve paylaşma mesajlarını iletiyoruz. Bunun yanında, Kızılay'la, TİKA'yla, Yunus Emre Enstitüleriyle, TRT'yle, Dış Türkler Başkanlığımızla, Türkiye'nin 'yumuşak gücünü', Türkiye'nin barış mesajlarını tüm dünyaya iletiyoruz. Dış Ticaret Müşavirliklerimiz hiç kuşkusuz, Türkiye'nin en önemli güç enstrümanlarından birini oluşturuyor. Kızılay'la, TİKA'yla, ihtiyaç sahiplerine yardım elimizi uzatıyoruz. Yunus Emre Enstitüleri ile Türkçe öğretiyoruz. TRT ile dünyaya Türkçe ulaşıyoruz. Dış Türkler Başkanlığımızla soydaşlarımıza, vatandaşlarımıza ulaşıyor, onların dertlerine çözüm üretiyoruz. Kültür temsilciliklerimiz, din müşavirliklerimiz, eğitim müşavirliklerimiz aynı şekilde bulundukları ülkelerde bizi en güzel şekilde temsil ediyorlar. Yoğun bir şeklide buralarda da kurumlarımızı, temsilciliklerimi reforme etmenin hep gayreti içerisindeyiz.''
Dış Ticaret Müşavirlikleriyle ekonomi gibi son derece önemli bir alanda, hem Türkiye'nin, hem de faaliyette bulunulan ülkelerin çıkarlarının gözetildiğini belirten Başbakan Erdoğan, ''2002 yıl sonunda Türkiye'nin ihracatı hepinizin bildiği gibi 36 milyar dolar. Bunu, 2008 sonunda 132 milyar dolara kadar yükselttik. Tüm dünyada malum dış ticaret hacmi daralırken, bizde de bir miktar gerileme oldu ancak, 2010 yılını 114 milyar dolar gibi oldukça yüksek bir rakamla kapatmayı başardık. Burada sizlerin hepinizin çok önemli katkıları var. Dış ticaretimizin yapısı önemli ölçüde dönüşüme uğradı. İhraç mallarımız, ihracat yaptığımız ülkeler çeşitlendi'' diye konuştu.

-''2 TRİLYON DOLAR MİLLİ GELİRE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ''-

Dış ticaretin yanı sıra Türk iş adamlarının da çok başarılı olduğunu ve takdiri fazlasıyla hak eden bir performans sergilediklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bugün İstanbul'dan, Londra'dan, Frankfurt'tan kalkan ve uzak ülkelere giden hemen her uçağın içinde, elinde valiziyle ürün örnekleriyle, sunumlarıyla bir Türk iş adamına rastlamak mümkün. Kimsenin gitmediği, girmediği, giremediği ülkelere Türk iş adamları rahatça giriyor, son derece sıcak bir atmosferde iş görüşmeleri yapıyor. Ben aynı şekilde, Genel Başkan yardımcılarımız, Bakan arkadaşlarımız, milletvekillerimiz yine aynı şekilde, ülkeler arasında ticareti, yatırımı artırmak için 8,5 yıldır adeta mekik dokuyoruz. Her koldan, her kurumumuzla, her girişimcimizle çok büyük bir heyecan içinde şu anda kollarımızı dünyaya uzatıyor, dünyayı kucaklıyoruz. Bu heyecandan, bu hareketlilikten hiç kuşkusuz müşavirlerimiz de etkileniyor ve onlar, bu heyecanı bizzat ve yerinde hissediyorlar. Biliyorsunuz, Hükümet olarak Türkiye'yi bir 2023 vizyonu ile farklı bir konuma oturtmak istiyoruz. Bazı hedefler koyduk, bu hedefleri açıkladık ve şu anda hedeflerimize ulaşmak için de yapacaklarımızı, takvimimizi süreç içinde ortaya koyuyoruz. 2002'den bugüne kadar, 8 yılda Türkiye üç kat büyüdü. 230 milyar dolarlık milli gelirini 736 milyar dolara yükseltti. Önümüzdeki 12 yılda Türkiye ekonomisini 3 kat daha büyütüp, 2 trilyon dolar milli gelire ulaşmayı hedefliyoruz. Kişi başına milli geliri aynı şekilde önümüzdeki 12 yılda 2,5 kat artırıp, nüfusun da artacağını göz önünde bulundurarak, 25 bin dolara yükselteceğiz.''
Erdoğan, bu hedefler içinde dış ticaretin önemli yer tuttuğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
''İhracatımızı 36 milyar dolardan, 2008 sonuna kadar üç kattan fazla, yaklaşık 4 kat artırarak 132 milyar dolara çıkarmıştık. Bu aslında bizim için bir çıtadır. Buraya geldik biz. Şimdi 114 milyar dolar olması bizim burada kalmamız anlamında değil. Bu geçici bir olaydır. Bunu biz rahatlıkla aşıp bu yıl zaten inşallah 132'yi yeniden yakalayacağız. Bu tabii hepimizin ortak inancı ve dayanışmamızla olacak. Önümüzdeki 12 yıl içinde de 4 katlık bir artışla, ihracatımızı 500 milyar dolara yükselteceğiz. Türkiye İhracatçılar Meclisi, İhracatçılar Birliği ile de koordinasyon halinde, bu hedefimizin gerçekleşebileceğine dair projeksiyonunu ortaya koydu.
Meselenin aktörleri, bunun imkansız olmadığını görüyor, bunu gerçekleştirmek için, 500 milyar dolara ulaşabilmek için şimdiden heyecanla çalışıyorlar. Ben de tüm arkadaşlarımı bu noktada kutluyor, tebrik ediyorum.''