Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, 365 oda ve borsa başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda istişare toplantısında konuştu. Paralel yapıyla ilgili sert açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Biz 17 Aralık sonrası inlerine gireceğiz dedik ve girdik. Eğitimden, hizmetten ve himmetten bahseden yapının faili meçhul cinayetlere bile bulaştığını görüyoruz. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de görecek duyacaksınız" dedi.

12 yıl öncesine kadar bu makinenin bazı çarkları dönüyor, bazıları dönmüyordu. Makinenin çarkları arasındaki uyum yitirilmişti. Her yerinden ses gelen bir makine vardı. Üretemiyordu. Belli seçkin zümreler servetlerine servet katarken ülkenin geri kalanı yoksulluk altında eziliyordu.

Ekonomi bir yıl bir adım ileri gitse ertesi yıl 10 adım geriye gidiyordu. Makinenin her bir parçasının uyum içinde aynı hedef ve idealler için çalışması verimi de kaliteyi de huzuru da arttırdı. Bu uyumun bozulmasına hep birlikte asla ve asla müsaade etmemeliyiz, etmeyeceğiz. Eski Türkiye ’de olduğu gibi makinenin tek bir parçasının bile arıza yapması ilerde daha büyük sorunlara neden olacaktır. Son 1.5 yıldır Türkiye içerden ve dışarıdan belli operasyonlarla hedef alınıyor. Sanmayın ki bunlar şahsıma yöneliktir, sanmayın ki hükümete yöneliktir. Bu operasyon ya da operasyonların tamamı Türkiye ’ye yönelik operasyonlardır. Bunların arkasında bir üst akıl var dedim. Gündeme oturdu: Kim olduğunu biliyorsunuz. Bunları siz araştıracaksınız. Bu operasyonu yapanların hedefi şahsımı değil benim şahsımda aslında sizleri hedef alıyorlar.

Başbakanlığım döneminde dünya krizi yaşarken biz yatırımlara asla dur demedik. Kriz döneminde siz yatırımları durduracak olursanız orada bitersiniz. Türkiye şu anda da asla yatırımlarına dur demeyecek. Dur dememesi için yüksek faizin olmaması gerekir. Yatırımlarla birlikte üretim, istihdam artacak.

Bizi özellikle o özellikle o sıkıntılı dönemlerde biz yapan şu olmuştur: Biz inşaat sektörüne asla dur demedik. İnşaat sektörüne yürüyün dedik. Başı da TOKİ çekti. İnşaat sektörüne dur, sanayiye ilerle derseniz çöküntü başlar. Türkiye ’nin kentsel dönüşümlerle birlikte bu sektörü ayakta tutması gerekir. Birine dur derseniz olmaz. Bunların at başı gitmesi lazım.

Risk almadan netice olmaz. Siyaset risktir. Ticaret risktir. Yaşam risktir. Ecelle risk ortak. Her gün terörle mücadele eden, istikrarı olmayan yoksul bir Türkiye bunların hepsinin işine geliyordu. Üst akıl diyorum ya. Bunların yeni Türkiye ’den rahatsızlıkları var. Maskelere asla aldanmayın. Görünüşe sakın ha sakın itibar etmeyin.

Gezi olayları dediler. Bahane ağaç dediler. Yalova ’da bu Gezici ’ler neden ortada yoklar. Taksim ’de ağaç eksilmedi. 12 ağaç bir yerden başka bir yere taşınıyor. Bir tanesi de çıktı mesele ağaç değildi dedi. O tencere tavacılar yok. Neden yok? Tencere tavaları mı kaybettiler yoksa.

Ağaç bahaneydi. Taksim ’de polisin göstericilere müdahalesini günlerce, haftalarca ulusal ve uluslararası medya verirken kendi ülkelerindeki hadiseleri görmezden geldiler. Uluslararası medya Türk ekonomisini kötülemek için yalan üstüne yalan yazıyorlar. Kredi derecelendirme kuruluşları… Vay hallerine... İstedikleri zaman istedikleri gibi. Türkiye ’yi düşürmeye gayret ediyor. Batan ülkelerin kredi notlarını arttırırken Türkiye için yalan yanlış puanlar çizebiliyorlar.

Bunlar belli odaklardan yönetiliyor. Amaç bizi etkisiz hale getirmek.. Bu sayede eski Türkiye ’ye bir geri dönüş yapabilmek. Türkiye ’nin bağımsızlığına her ne şekilde olursa olsun o namahrem elin uzanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.

17 Aralık'ta biz bu oyunu görmeseydik yani dik durmasaydık, 25 Aralık operasyonu yapılacaktı Başbakan nasıl alınacak, bakanlar nasıl alınacak bunların hepsi hazırdı. İddianameler o polisler tarafından hazırlanmıştı. Hatta bizden sonra kurulacak hükümet dahi hazırdı. Kimin Başbakan olacağı, kimlerin bakanlık yapacağı belliydi. Bunların hepsinin belgesi elimizde.

Kimse kusura bakmasın ben burada acı gerçekleri hatırlatmam gerekiyor. Biz 17 Aralık sonrası inlerine gireceğiz dedik ve girdik. Eğitimden, hizmetten ve himmetten bahseden yapının faili meçhul cinayetlere bile bulaştığını görüyoruz. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de görecek duyacaksınız.

İngiltere'de saray restorayona giriyor ayrılan para ne biliyormusunuz 5 milyar dolar. Onların gazetelerinde yaygara görüyormusunuz. Geçenlerde Cameron'a da sordum 'Oluyor mu sizde öyle yaygara' diye 'hayır' dedi. 'Bunlar normal şeyler' dedi. O yüzden yineliyorum Cumhurbaşkanlığı Sarayı bizim itibarımızdır, itibardan da tasarruf etmek doğru değildir"