Isparta’mızın profesyonel liglerdeki tek temsilcisi Emrespor mücadele ettiği 3. Lig 3.Gruptaki ikinci yarı maçlarında da tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Bilindiği gibi Emrespor için ikinci yanının ilk maçında Kocaelispor karşısında 2 – 0 önce geçmesine rağmen bu iki farklı üstünlüğünü koruyamadı ve iki gol üst üste yiyerek bir puana razı oldu. Emrespor’un ilk yarıda da 1 – 0 mağlup olduğu ikinci yarının ikinci haftası kendi saha ve seyirci önünde oynadığı Arsinspor maçı tam bir rezalet ve hezimet oldu. Zira, Kırmızı – Beyazlı ekip, tamamen değişmiş kadrosuyla, bir haftada 3 Teknik Direktör değişimi ile çıktığı bu maçta 3 – 0 farklı skorla mağlup duruma düştü. Maçın 90'ıncı dakikasında Erkan İnan bir gol atarak Emrespor’un şeref sayısını kaydedebildi. 
 
Emrespor, geçtiğimiz hafta deplasmanda ligden düşmesine kesin gözüyle bakılan ve Mardinspor’un ardından sondan ikinci sırada yer alan Diyarbakırspor ile karşılaştı ve  Fatih Kemikler'in maçın 27. Dakikasında attığı golle sahadan 1 – 0 galip ayrıldı. Ben, bu maçı futbol kalitesi bakımından önemsemiyorum. Çünkü karşısındaki takımın durumu belli. Bu konuda bir şey demeye gerek yok. Dolayısıyla, Emrespor’un galibiyetini de son derece normal olarak görüyorum. Normal olmayan şeyin bu maçta Emrespor’un sahadan galibiyetle değil mağlubiyetle ayrılması olurdu. Ancak, bu maç için ben karşıdaki takımın gücünden çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi ili olan Diyarbakır’da maç oynamanın terör bölgesi olması açısından son derece zor olduğunu belirtebilirim. Kaldı ki, zaten maç da dediğim atmosferde oynandı. Maç daha başlamadan sahaya taş, çakmak hatta monotof kokteyli atıldı. Yani, takım saha içinde rakibinden çok saha dışı olaylarla mücadele etti. Dolayısıyla, öyle bir cehennemden üç puanla çıkan Emrespor’u bu yönden tebrik ediyorum ve alınan 3 puanın altın değerinde olduğunu düşünüyorum. 
 
Şuanda takım hakkında ne diyeceğimi bilmiyorum. İyi de diyemeyeceğim kötü de. Çünkü, her hafta Teknik Direktör değişiyor. Takımın neredeyse tamamı değişti. Takıma alınan 15 yeni futbolcu ile takımda futbolcular birbirlerini daha yeni yeni tanımaya başlıyor. İnşaallah bu tanışma ve birbirine adaptasyon bir an önce gerçekleşir de takım sahada gerçek gücünü gösterir. Eğer takım, Arsinspor maçındaki gibi sahaya birbirinden kopuk, kimin ne yaptığı belirsiz bir şekilde çıkmaya devam ederse en kötü sonuç olan amatör kümeye düşmekten başka yol kalmayacaktır. Bu da, Isparta’da kimsenin istemediği üzücü durum olacaktır. 
 
Tüm temennim takımın bir an önce iyi bir futbol ortaya koymaya başlamasıdır. Çünkü, Emrespor için ikinci yarının ilk beş maçı tam bir fırsat. Zira, takım son sıralardaki takımlarla oynuyor. Kocaelispor’u ve Arsinspor’u yenemeyerek bu fırsatın yarısını heba etti. Geriye üç maç kaldı. Bunun biri olan Diyarbakırspor maçı üç puanla kapatılarak ilk adım kayıpsız atlatıldı. Bu hafta Isparta’da oynanacak olan Elazığ Belediyespor maçı takımın üst sıralara tırmanma açısından büyük önem taşımaktadır. Eğer, takım Elazığ Belediyespor’u mağlup eder, ardından gideceği ligin son sırasındaki takım olan Mardinspor deplasmanından da galibiyetle dönerse alacağı 9 puanla hem düşme potasından uzaklaşır ve üst sıralara doğru tırmanır hem de ligde kalma adına çok önemli bir atım atmış olur. Onun için Emrespor bakımından şu önümüzdeki iki haftanın yani Elazığ Belediyespor ile Mardinspor maçlarının Emrespor için ligde kalma adına dönüm maçları olacağını düşünüyorum. Bu iki maçta kaybedilecek puan yada puanlar Emrespor’u çok kötü günlere sürükleyecektir. Neticede Emrespor bu iki maçta ya hep, ya hiç diyecektir. Zira, takım daha sonra grubun güçlü takımlarından Kahramanmaraşspor ile kendi sahasında, Beylerbeyi ile deplasmanda oynayarak ligde yoluna devam edecektir. İkinci yarının başlaması ile birlikte ligde ilginç ve düşündürücü soruçlar alınmaya başlandı. Bu tür sonuçların devam edeceğini akıldan çıkarmamak lazımdır. Örneğin; sondan üçüncü sıradaki Kocaelisspor’un geçtiğimiz hafta grubun  lideri olan Darıcı Gençlerbirliğini 1 – 0 mağlup ettiği gibi. Bu tip sonuçlar, Emrespor için bir handikap olacaktır. 
 
Gelelim işin taraftar bölümüne. Her zaman yazdım Ispartalı sporsever sonuca gelir diye. Eğer takım Arsinspor maçındaki gibi defansından forvetine kadar  ‘Rezalet’ bir futbol oynar ve bunun doğal sonucu olarak da sahadan hezimeti işaret eden bir skorla ayrılırsa bu stadyumda maçlara kimse gelmez ve yakında maçı izleyecek kimse kalmaz. Bunun böyle bilinmesi lazım. Yok eğer takım derli toplu, her kademesi güzel futbol oynar ve bu güzelliğini de gol ve gollerle süsleyebilirse işte o zaman stadyumdaki taraftar ve sporsever sayısı her geçen hafta artar. Aslında taraftarı azaltmak veya çoğaltmak Emrespor’un ortaya koyacağı futbol ve alacağı sonuçlara bağlıdır. Zira, bu stadyum geçmiş yıllarda 100 kişi karşısında oynanan maçları da gördü, 10 bin kişi karşısında oynanan maçları da gördü. Tarih bu tür durumları çok yazdı. 
 
Son olarak, Emrespor’un sahibi olarak nitelendirebileceğim İsmail Çalışkan konusuna değineceğim. Bir mahalle takımı olan Emrespor’u 3. Lige çıkaran o dönemin Başkanı İsmail Çalışkan’ın bu emeği ve başarısı gerçekten takdire şayandır. Çünkü, sayın Çalışkan Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek bir mahalle takımını profesyone lige çıkarma başarısı göstermiştir. 
 
Bilindiği gibi, Emrespor kulüp hüviyetinden çıktı ve Anonim Şirket oldu. İsmail Çalışkan da bu şirketin başı yani sahibi. Bu şu demek, Emrespor’un Isparta’da herhangi bir kişinin ticari amaçla kurduğu bir şirketten hiçbir farkı yok. Nasıl ticari bir şirketin sahibi şirketinde çalışan istediği kişiyi işten atıp istediği kişiyi işe alabiliyorsa, Emrespor A.Ş’nin sahibi İsmail Çalışkan da istediği Teknik Direktörü veya Futbolcuyu kovup, istediği Teknik Direktörü veya futbolcuyu göreve getirebilir. Zaten bunun örneğini de son bir aydır bariz bir şekilde görmekteyiz. Özellikle  daha iki hafta önce sayın Çalışkan bir haftada 3 Teknik Direktör değiştirdi, takımdaki bir çok futbolcuyu değiştirerek istediği futbolcuları getirdi. Takımın tüm giderlerini sayın Çalışkan kendisi karşılıyor ve kimseden yardım almıyor.
 
Gelirlerini de şirketin sahibi olması hasabiyle kendi kafasında planladığı tasarıya göre değerlendiriyor. Bir anlamda Emrespor, İsmail Çalışkan’ın aile şirketi gibi oldu. Bu da şu demek oluyor; Eğer Emrespor ligde başarı gösterirse bu başarı tamamen İsmail Çalışkan’ın ve kurduğu takımın, başarısızlık olursa da bu başarısızlak tamamen sayın Çalışkan ve kurduğu takımın olacaktır. Başarı sağlandığı zaman Isparta tarafından takdir edildiği veya edileceği gibi, başarısızlık olduğunda da sonuna kadar eleştirilecektir. Sayın Çalışkan tüm bunlara şimdiden hazır olmalıdır. Bunun sebebi de, sayın Çalışkan’ın sahibi olduğu şirketin ‘Spor’ adına faaliyet göstermesi ve çok sayıda taraftarının bulunmasından dolayıdır. Örneğin, sayın Çalışkan’ın bu şirketi PVC üzerine çalışan bir şirket olsa başarısızlığı sadece Çalışkan’ın kendisini bağlar ve en kötü sonuçla iflas eder gider. Ama, konu spor üzerine olunca ve maçlara da yüzlerce taraftar geldiği için bu  durum bir kişiyi ilgilendiren bir durum olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla eleştiriler de doğal olarak bu yüzden gelecektir. 
Son olarak şunu söyleyeceğim. Sezon boyunca hatta göreve başladığından bu yana hiçbir maça gelmeyen sayın Vali, geçtiğimiz hafta Emrespor’un Arsinspor ile kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı maça geldi. Ben sayın Valiyi Şeref Tribününde görünce gerçekten şaşırdım ve Emrespor adına çok mutlu oldum. Ancak, Emrespor adeta güneşin tutulması gibi yıllar sonra görebildiği bu olguyu sahadan farklı mağlup olarak çok kötü kutlandı. Vali bundan sonraki maçlara gelmezse kimsenin ‘Neden gelmiyorsun’ deme şansı kalmadı. 
 
Bu arada diğer bir önemli konuya daha değinmek istiyorum. Bilindiği gibi Bölgesel Amatör Lig (BAL)'inde Isparta'yı İl Özel İdarespor ve Gönenspor takımları temsil ediyor. Bana kalırsa temsil etmiyor rezil ediyor. Ne bu böyle arkadaş? Rezilliğin biri bin para. Gönenspor deplasmanda 14 - 0, kendi evinde 7 - 0 yeniliyor. Takım eksi 71 gol averajıyla sondan ikinci sırada. Sondaki takımın bile averajı Gönenspor'dan iyi. Ligden çekilin bari de Isparta'nın adını  rezil etmeyin. Buradan Gönen Belediye Başkanı Mete Elcim'e çağrım şudur ki, sayın Başkan takımı bir an önce ligden çek. Hem bundan sonra spor için yapacağın masraflar Belediyenin cebinde kalsın. Bu paraları daha hayırlı yatırımlarda kullanırsın. Hem de, hem ilçenin hem şehrin adını başka yerlerde yerler altına alma. İl Özel İdarespor takımı Gönenspor kadar olmasa da o da çok kötü sonuçlar alıyor. Özel İdare de sondan dördüncü sırada ve gol averajı eksi 23. Böyle olmaz. Böyle koca bir şhir temsil edilmez. Hep mağlubiyet hep mağlubiyet. İki takım da grupta ligin dibine demir atmış durumdalar. Yazıktır, günahtır. 
 
Saygılarımla....