Tanıtım Yazıları (Reklam)

Atatürk’ün dilinden, 19 Mayıs'a dair anıları

Şüphesiz 23 Nisan’da yaşadığımız duygulardayız.

Abone Ol
Şüphesiz 23 Nisan’da yaşadığımız duygulardayız. Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mızın 101. yılı, Koronavirüs sebebi ile evlerimizde geçirdiğimiz günlere denk geldi. Olur Ya de bundan sebep Atatürk’ün 1937’de gençlere seslenirken, geri dönüp 1919’a bakarak umudunu yitirmeyişini vurgulayan konuşmasını anlatmak istiyorum. Evet, bugün evlerimizde olmak, çalışanlarımız için pandemi şartlarında çalışıyor almak fazla baskı; fakat biz vazgeçemeyiz. Biz Türkiye gençleriyiz! İlkokul sıralarından beri anlatıldığı gibi şanlı bir tarihe sahibiz. Öyleyse derhal bize adanmış bu şanlı bayramdan şiddet olarak yalnızca gençlerin yok, hepimizin bayramı ve natürel ancak Sevgili Cet’mızın doğum günü kutlu olsun! “Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da, Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıktı.” Hepimiz ilkokuldan beri bu cümleyi ezberden biliyoruz. Fakat bir cümleden çok fazlası! Bu cümle, yaşanmışlığı oldukça derin anların hikâyesi. Bu tümce, kalbimizde ülkemiz için duyduğumuz sevgiye giden yolda bir sancak. Bize hediye edilen bir bayramın birincil adımı… İşte Atatürk, bu adımı attığında yaşadıklarını anlatıyordu gençlere… 6 Mart 1937’de, Ankara’da eğitim gören Bursalı gençlerle, katıldığı 'Uludağ Gecesi’nde buluşmuştu. Afet İnan, dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar da oradaydı. Ve Atatürk, gençlere bitap düştüklerinde onlardan neler beklediğini, ne yapmaları gerektiğini anlatıyordu: “Yorulmadan beni peşine düşüp takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Ama arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Kuşkusuz yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak yok, yorulduğunuz zaman deha defalarca yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni peşine düşüp takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya, yalnız bunu size açıklama yapmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, katiyen ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize, aralıksız olarak, yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. Acilen çocuklar eğleniniz…” Gençlere nasihat veren, yol belirten konuşmasının ardından Atatürk, yerine oturmuştu ki, bu kez salonda bulunan gençlerle birlikte cümbür cemaat ayağa kalkıp, tek kalp Gençlik Marşı’nı söylemeye başladı… “Dağ başını duman almış Gümüş dere durmaz akar Güneş ufuktan şu anda doğar Yürüyelim arkadaşlar. ...” Atatürk marşı dinlerken ve bir yandan da eşlik ederken ziyadesiyle duygulanmıştı. Bitmiş gençlere seslendi ve bu kez Samsun’a çıkarken içinde bulunduğu durumu paylaşıyordu… “Arkadaşlar! Ben 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün, elimde maddî hiçbir güç yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir şiddet vardı. İşte ben, bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım. Samsun’dan Anadolu içlerine kırık bir otomobille gidiyordum. Yanımda öteden beri yardımcılığımı yapan Salih ve Cevat Abbas’tan biri bulunuyordu. O kırık araba Anadolu yollarında ilerlerken ben daima düşünür ve yardımcıma şu anda sizin şakıdığınız şarkıyı söyletirdim. Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hareket ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir baskı çıkacağına pek emindim ancak, bunu yarı gözlerimle görüyordum. O şarkıyı okutup her yerde ettirmekten amacım, Türk’ün bu güneşi doğunca başarılı olacağını anlatmaktır. Bu sebepledir oysa, hemen şimdi söylenen şarkı benim on sekiz senelik bir anımı tazeledi.”
Atatürk'ün 1937 tarihli bu konuşması, aslına bakılırsa öteki tüm konuşmaları gibi, adeta bir vasiyet niteliğinde. Şiddet bulmak, silkelenip toparlanmak için yürüdüğümüz yolda kulağımıza küpe mümkün… Şu Anda hepimizin dilinde Gençlik Marşı! 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız bir defa daha, tüm coşkumuzla kutlu olsun… Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi 1.4.1937 * Damla Karakuş email protected Instagram: biyografivekitap Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur