Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i...
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Kimi yamyam, kimi hindu, kimi bilmem ne bela. Diyerek mısralarına şerh düştüğü bir zaferdir Çanakkale. Nice şiirler, nice ağıtların yakıldığı, bu toprakların Türk yurdu olduğunun mührünün vurulduğu zaferdir Çanakkale. Çanakkale şiirini okuyup duygulanmıyorsanız, Plevne marşını dinleyip tüyleriniz diken diken olmuyorsa zaten bu yurdun, bu toprakların evladı değilsiniz demektir. Kınalı kuzuların, babaların, evlatların bu vatan için gözünü bile kırpmadan cepheden cepheye koşanların destanıdır Çanakkale.

Yine bugün Cuma hutbesinde denildiği gibi;

Çanakkale, zulmün ve küfrün her türlü imkân ve silahına karşın, iman dolu yüreklerin kıyâm ettiği, yerin ve göğün “Allah-u Ekber” nidalarıyla inlediği bir şahlanıştır.

Çanakkale, “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!” dizelerinin vücut bulmuş hali, Allah yolunda cihad ve şehadet ruhudur.

Çanakkale, Anadolu’nun her evinden, Rumeli’nin her bölgesinden, İslâm coğrafyasının her beldesinden imanı, gayesi ve duygusu bir olan müminlerin sıradağlar gibi omuz omuza vererek gösterdiği ümmet olma şuurudur.

Çanakkale, düşman askerinin yarasını gömleğiyle saran, kendi yarasına ise toprak basan, kırbasındaki suyu düşmanıyla paylaşan kahraman Mehmetçiğin dünyaya öğrettiği İslam’ın savaş hukukudur.

Bugün bize düşen, Çanakkale’de şahlanan bu muazzam ruhu diri tutmaktır. Birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi korumaktır. Milli ve manevi değerlerimize sımsıkı sarılmaktır. Ecdadımızın aziz hatırasına, şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıkmaktır. Çanakkale Zaferi’nin ardındaki diriliş ruhunu gelecek nesillerimize aktarmaktır.

Yine burada Sultan Aldülhamit Han Hazretlerini  anmadan geçemeyeceğim.  

Bu vesileyle tarih boyunca hak ve hakikat uğruna canından geçen aziz şehitlerimizi, İstiklal ve istikbalimiz için mücadele eden kahraman gazilerimizi, hürmet, rahmet ve şükranla yâd ediyorum.

Gelelim bu günümüze, yukarıda söylediğim gibi bize düşen bu muazzam ruhu diri tutmaktır. Bunlar dil ile söylemekle veya yazıya dökmekle olmuyor. Bunlar gözle görülen hizmet ve eserlerle mümkündür. 1915 Çanakkale köprüsü gibi. Ak Parti hükümeti hem bu ruhu diri tutmakta, hem de bunu yapmış olduğu eser ve hizmetlerle ileriye taşımaktadır. Bu ruh bu iktidar döneminde asla tükenmeyecektir.