ACI İLE SEMİREN KİN

Biliyorum meramın en zor anlatılacağı anlar hissiyatın tavan yaptığı dönemlerdir. Hele birde acının üzerinden çıkar sağlamak isteyenler, istismara yeltenenler varsa, konuşmak çok daha risklidir.

Tıpkı Doğan Medyasının istismarı gibi!

Dağlıca da baskın yapılmış pek çok şehit var. Hürriyet’in internet sitesi Cumhurbaşkanının ağzından yalan bir haber yapıyor: 400 milletvekili çıkarılsaydı bunlar yaşanmazdı”
Tabii koroya paralel medya ve birilerinin sözcüsü olan ceridelerde katılmakta beis görmüyor.

Allah hesabını sorsun. Yalanında masum olanı ve yılan gibi buz soğuk olanı da varmış demek.

Doğan Medyasının saz çalıyor diye şekerleştirdiği Selahattin Demirtaş 7 Haziran seçimi için ne diye propaganda yapmıştı? Seni başkan yaptırmayacağız.

Be adam! Birisinin başkan olup olmasının Kürt halkının menfaati ile ne alakası var? Bu sözü senin ağzına kim emzik yaptı? Eğer sen Kürtlerin samimi bir savunucusu olsaydın “barış sürecini devam ettireceğiz” diye seçim çalışması yapardın.

Ya seçimden sonraki ilk cümlesi: “MHP ile bile hükümet kurarız ama AKP ile asla kurmayız” Hâlbuki ilk anda reddettiğin parti, Başkan yaptırmayacağız diye miting miting  dolandığın başkanı bu ülkede Kürtlerin haklarını en ciddi savunan hükümet ve Başbakanı idi.

Allah’ım bu ne kin! Ve bu kin ne kadar farklı kesimleri bir araya getiriyor!

Tıpkı Abdülhamit döneminde olduğu gibi! Abdülhamit yıkıldı da ne oldu? Koskoca imparatorluk en kısa sürede tasfiye oldu. Hem de merhum Kemal Tahir’in dediği gibi bir bakkal dükkânının tasfiyesinden daha kısa bir sürede.

Abdülhamit deyince aklıma geldi. Sultanı hal eden İttihatçıların üç liderinden biri olan Cemal Paşa’nın  torunu Dağlıca katliamı üzerine yazı yazmış.

Yazının başlığı: Hey Sen!  Sonu “seni başkan seçtirmeyiz” nakaratı... Ha bir de “ülkeyi doğuya çeviremezsin” notu ile  hitam buluyor.

Utan be adam! Bende sana diyorum ki “Her Sen o adama duyduğun bu kinin sebebi ne? Ne yaptı da bu adam bu kadar kini hak etti?” Dedenin Suriye’de astırdığı sürgün ettiği türlü işkencelerle Osmanlıya düşman ettiği Arapların gönlünü tekrar kazandı diye mi öfkelisin? Dedenin dağıttığını o topluyor diye mi nefret ediyorsun?

Hem “hey Sen!” diyen torun, diyorsun ki ülkeyi Doğu’ya götüremezsin. Kuyruk acısı işte tam da burada değil mi? Sen ve sen gibi olanlar yönümüzü Batı’ya çevirdiniz de ne oldu? İslam coğrafyasının talan edilmesinden başka!

Bu konuda Batı ile aynı saftasınız. Batı ile birlikte yeni Selahattinleri durdurmak telaşındasınız.

Birde tabii müttefikiniz saz çalan Selahattin ile birlikte... Türkiye masada “bende varım” demesin, kâfi değil mi? Doğu-Batı çatışmasında tarihi rolüne özenmesin, doğunun önderi ve sözcüsü olmasın değil mi? Açıkça söylüyorum PKK’nın tasmasını bugün Almanlar tutuyor. Gelişen bir Türkiye’yi Almanya asla istemiyor, bütün Batı âlemi gibi. Peki ya Kürtler?  Maalesef düşmüşler saz çalanın peşine ümmete ihanet etmekle meşguller. Artık bu konuda Kürtler de masum değiller. Dahası oynanan oyunların farkında da değiller.

İşin ilginç yanı Batı’nın kini ve yasına içeride iştirak eden toplulukların olması! Daha korkuncu yaşanan acıları istismar ederek kinleri için katık etmekten utanmamaları. Otuz yıldır var olan PKK vakıasının günümüz tezahürünün mesuliyetini bu hükümete ciro etmeye çalışmaları.

Diyelim ki başardınız ve farklı bir iktidar geldi oturdu. Bu ülkeye ne vaat ediyorsunuz. Eski kokmaz- bulaşmaz, dünya ile oturan dünya ile kalkan ve kendi halkını adam etmek için döven Türkiye’yi mi?

Eksik olsun!

Hem siz muhalefet iken ne yaptınız? Çözüm sürecinin eksikliklerini göstermek yerine süreçle kavga etmediniz mi? Yeni anayasa hazırlanmasın diye efor sarf etmediniz mi? İç güvenlik yasası çıkmasın diye mecliste üç muhalefet partisi kafa kafaya vermediniz mi?

7 Haziran seçimlerinden sonra hükümet kurmamak için ipe un sermediniz mi?

Kinlerini din edinenler, bence, en kötü dinin peşinden giden bedbahtlardır. Bu bedbahtlar belki insanların bir kısmını aldatabilirler ama tarihi asla