Faytoncu Acem Oksen (Ahsen) Ağa

1910’lu yıllar… Allah’ın adını dilinden hiç düşürmez! Ispartalılar kendisine Ahsen ağa, Sav köylüler Faytoncu ağa diye bilirlerdi. Aslen Isparta Acem (Ermeni) ailelerinden birine mensup. Ama Türk gibi davranışı, Müslüman görünümlü tavırları sayesinde Ispartalılar, Savlılar, Kuleönü halkı çok severdi. Faytoncu Oksen ağanın kâh Müslüman kâh Ortodoks’ça tavırlarından dolayı Ispartalı Gayrimüslimlerde memnunlardı. Çünkü Müslim cemaatle bir anlamda aralarında bir anlaşmazlık falan çıktığında; dara düştüklerinde, 1912’nin savaş, bunalımlı yıllarında kendileri için faytoncu Oksen ağa Müslim ve gayrimüslim cemaat arasında elçi görevini görüyordu.

Aksen ağayı. Hatta 1910’ların sonlarında İtalyanların Osmanlı toprağı Libya Trablusgarp’ı işgal edecekleri iddiaları Isparta ve Sav cami çıkışları sohbetlerinde konuşulurken, arabacı Ahsen ağa bir Türk edasıyla İtalyanlara karşı tavır takındığı, faytonuna binen müşterilerine arabasını sürerken bile boynunu çevirmeden İtalyanlara argolu laflar atardı.

Bu yıllar Savköy’ ündeki Dalboyunoğlu cami Cuma namazı vaktinde dolup dolup taşardı. Isparta’dan sırf Cuma namazını Sav’da eda için Isparta’dan, vilayet veya medrese görevlileri Sav’a giderler. Cuma namazına kadar Sav-Isparta arasını üç defa bile yolcu taşımak için gider gelirdi faytoncu Aksen ağa. Kendilerini seçkin cemaat kabul eden bazı görevli veya Ispartalılar

Neden Cuma günleri Cuma namazını Sav da kıldıkları sorulduğunda; 5. İslam Halifesi 791’de Harun Reşit’in Antalya’yı Arap orduları adına ele geçirdikten sonra, Kütahya istikametine giderken Sav’da Sinab subaşında iki gün konakladığı anlatılır. Halife’nin mide rahatsızlığını su sayesinde iyileştiğini öne sürerek anlatırlardı.

Faytoncu Acem ağa Cuma günleri yolcu-görevli- götürdüğü Sav Dalboyunoğlu camisinde namaza katılır. Pazar günleri de evlerinin yakınında bulunan Kurtuluş İğneci mahallesinde Çay boyu bölgesindeki Ermeni kilisesine giderdi. İki dini de inanır tavrı Ispartalılarca bilinirdi.

Her iki dinin mensubuydu. Ama hiçbir Ispartalı veya medrese görevlileri bu anlayışına karşı tavır göstermezler, üstelik Ahsen ağayı çok severlerdi. 1911 yılı Ekim ayında Türkiye ile İtalya arasında Trablusgarp savaşı çıktığında cepheye Isparta’dan ağa çiftliklerinden ve köylerden gönderilecek askerler için yardım toplanması kararına en önce sahip çıkan faytoncu Ahsen ağa, çoğu defa faytonuyla yardım toplanmasına yardımcı olur. Faytonuyla Isparta kadısı ve şer’i mahkeme üyesi Şerif efendiyi, varlıklı hayırsever Kaçkınzade hacı Ahmet efendiyi Sav köyüne sık sık faytonuyla taşırdı. Hasat mevsiminde Ispartalı varlıklı ağaların tarla ürünleri hasat edileceği zaman hayırseverler tarla başında yardım toplar, cepheye gönderilirdi.

Faytoncu Ahsen ağa Isparta sancak valisi Behçet beyi hiç sevmezdi. Libya da tüccarlık yapan Ermeni akrabası Isparta’dan sürekli halı götürür. Isparta’ya halı almak için geldiğinde akrabası faytoncu Aksen ağanın evinde kalır. Isparta valisinin Libya da nüfus müdürü iken İtalyanlarla olan samimiyetini, Osmanlı’ya olan ihanetini tüccar akrabası faytoncu Aksen ağaya anlatırdı. Bundan dolayı Mutasarrıf Isparta sancak valisini Faytoncu Aksen hiç sevmezdi.

Vali Behçet Bey Isparta Valiliğine gelmeden önce İtalyanların işgal ettikleri Osmanlı toprağı Trablusgarp’ ta nüfus müdürü imiş. Türk nüfusu kütüklerini sakladığı, İtalyan öncü kumandanlarıyla sıkı-fıkı olduğunun haberlerini Ahsen ağaya anlatır dururmuş. Kısacası İtalyan birliklerinin Libya Trablusgarp’ı işgal etmelerinin yardımını Mutasarrıf Vali Behçet beyin yardımcı olduğunu düşünmüş olduğundan vali beye karşı bir tavrı vardı. Ahsen ağa Türk gibi Trablusgarp’ın işgalinden üzüntü duymuştu. Üzüntüsü ve tavrını faytonuna binen her meslekten, ulemadan insanlarla yol boyunca sohbet ederek ateşli bir şekilde gösterirdi.

Sav Dalboyunoğlu Ahmed Ağa medresesi ile Isparta Şakirzade medresesi arasında hocaların görevlendirilmesi anlamında sıkı bir bağları vardı. Sade hocaların görev almaları değil; müfredat yani öğrencilere verilen İslami derslerin yansıra ziraat, hayat bilgisi, çeşitli mesleklerle ilgili de çağdaş anlamda dersler hem Sav’daki hem Isparta’daki Şakirzade medreselerinde verilirdi. Bundan dolayı diğer Isparta medrese hocalarında kıskanç bir tavırla bu iki okula karşı bakışları vardı. Bir derslikli Sav medresesi dönemin üniversitesi demek yerinde olur! Sav köylü olan, Isparta medreselerinden Şakirzade Medresesi ünlü hocalarından Mollasülaymanoğlu Hoca Süleyman ‘ın güçlü edebi yönü bazı fesatlıkları söndürebiliyordu.(Şimdi Sav kasabasında “İpekçi” soyadlı sülalenin Hoca’ nın sülalesinden geldiği kanaatindeyim.

1917’ye Acemlerin (Ermenilerin) Osmanlı’nın Tehcir (zorunlu göç) kanununun çıkışına kadar Arabacı veya faytoncu Ahsen (Oksen) ağa durmadan Sav-Isparta arasında faytonuyla hocaları taşırdı. Bir Sav’a bir Isparta Şakirzade Medresesi arasına gider gelirdi. Müslümanlığa karşı ilgisi Sav’lı Mollasülaymanoğlu Hoca Süleyman ‘ın dini söylemlerine çok güvenirdi. Dini derslerin yanında dünyevi dersler de veren Şakirzade medreseleri (Hem Isparta sancağında hem Savköy’ ünde)  hocası, kadı yardımcısı, Şer’i mahkemesi üyesi Şerif Efendi'yi Sav’a faytonuyla taşıyan Aksen ağa yolculuk sırasında arkasına dönmeden Şerif hocadan İslamiyet’in yüceliği konusunda dersler almaya devam eder.

Faytoncu’ nun İslamiyet’e olan ilgisi herhalde bundandır diye düşünülüyorum. Faytoncu’ nun akrabaları göç yasasıyla Suriye, oradan Fransa’ya gönderilirken Faytoncu Ahsen ağa Müslim kabul edilir. Zorunlu göçe tabi olmaz!

Isparta sancak valisi henüz yeni gelmişti ki; İtalyanlara karşı sevgi besler konuşmaları Ispartalıları, bilhassa Isparta Belediye Başkanı Arapzade’ yi üzer. (Isparta da şu anda aramızda olan torunu Mustafa Bey -Durmaz- bulunuyor. Henüz bunlar konuşulduğu sıralarda Belediye Başkanı Arapzade’ye Libya’dan gelen bir mektup kafalarda soru işareti yaratır.

Faytoncu Aksen ağanın akrabası halı tüccarı Ermeni’nin dedikleri doğru çıkar.

Hatalı Park Yapan Araçlar Çekildi Hatalı Park Yapan Araçlar Çekildi

Mektubun içinde yazılanları ilk öğrenen faytoncu Acem -Aksen- ağa olur. Arapzade’ nin ziyaretinden çıkan vilâyet sancağı mühendisi İbrahim Bey'i faytonuyla evine götürürken her şeyi ondan öğrenir. Demiştik ya söz yerinde ise: Acem faytoncu bir Türk’ten daha bir memleket severdi. Bu hali dillere destandı. Her bir müşterisine Başkan Arapzade’ye Libya’ dan gelen Mutasarrıf valinin Libya da görevli iken İtalyanlarla olan dostluğunu anlatan mektupta yazılanları faytonuna binen müşterilerine anlatır. Tüm Isparta sancağı halkı duymuştu.

Mektupta Isparta Mutasarrıf Valisi olan Behçet beyin Libya da Osmanlı nüfus müdürü iken “…münasebetsizlikler ‘den söz edilerek…” İtalyanların Trablusgarp’ı işgal etmelerinde kolaylık getirdiği, yardımcı olduğu da yazılmakta. (Böcüzade Isparta tarihi, Ali Dede Efendi Mevlevi son dedesi –Kiler Defteri 1983 torunu Ali Mete Tanrıöver) (Mutaf Dede Sefine-i Mevleviyân adlı eserdeki seyahat notları.)… Sav kasabasının böyle bir tarihi geçmişinin olduğudur. 

Araştırma: Bayram AYGUN-2022-Isparta                           

Faytoncu Aksen Oksen Ağaya Gelince

Ayrıca yine faytonuyla 1912’lerin hayırseveri Kaçkın Zade Hacı Ahmet Efendi (Günümüzde de: Isparta da akrabaları var)’yi de Sav’a götürür getirirdi. Faytoncu Acemağa ondan da Sav ve Isparta sancağı nüfus bilgileri ile akrabalık bağları hakkında bilgiler alırdı. Hayırsever varlıklı Kaçkınzade Sav da Osmanlı Saray’ındaki şehzadelere ait taşınmazları (tarlaları) takip eder, satım, gelir-gider, üretim işleri için de sık sık ayağı Savköy’ ündeydi.

Bunlardan birisi Sav (2022 Başkanı Şakir İpekle ilgili akraba soyları bağlantısı hakkında Mevlevi son dedesi Ali Dede Efendi’nin -notlarına dayanarak-yazdıklarına kendimce yorum getirdim. Hani araştırmalarıma dayanarak: Bu yazıyı kaleme aldığımda Sav Belediye Başkanı Şakir İpekçi aklıma geldi. Ali Dede Efendi (Aksu) notlarında Savköy’ ünde Şakirzade okulunun bir sınıflık şubesinin bulunduğuna ait notları okumuştum.

Soyadı kanunu 1934’te çıktı. 1935’te soyadı kanunu çıktığından sekiz ay sonra Isparta ve merkez köylerindeki insanlarımıza soyadı verildi. Ali Dede Efendi kapanan Mevlevi dergâhı nedeniyle kendini ibadete ve yazmaya verir. Günlüklerinde soyadı kanunu uygulamalarını, kendine verilen “Aksu” soyadını bu sırada almış. Arkasından Isparta valiliği ve Belediyesi kendisine soyadının verilişinden hemen sonra bir caddenin adı (Aksu Cad.) verilmiş. 1936’da da vefat etmiş.

Ali Dede’nin notlarına dayanarak (şimdi sağ kızından torunu: Eski Ziraat Bankası Müd. Sinan Şenler Bey’in de soyadı kanunu günleriyle ilgili Ali Dede efendinin yazdıklarını ve söylediklerini sözlü tarih olarak yazılarımızda yer veriyoruz. İşte buna dayanarak 1934-35’te Sav köyündeki ahaliye de soyadı verilmiş. Isparta Şakirzade medresesi ve Sav’da uzun süre açık kalmış medreseye bağlı bir okul-sınıf derslerine giren Kaçkınzade ve Şerif efendinin Acem Faytoncu Aksen ağaya anlatılarının bir özetini hatırasında belirten son Mevlevi dedesi Ali Dede Efendi Isparta’da, Kuleönü, Sav’da medrese açan şakirzadelerin Sav’daki akrabalarının olduğudur.

1934’te İpekçi soyadını aldıklarının notunu düşmüşler. Bundan dolayı sülalede 17 Osmanlıdan bu yana Şakir adının verildiği, şimdiki Sav belediye Başkanı Şakir İpekçi’nin de söz konusu bu sülaleye bağlı olduğu iddiasında bulunuyorum. Hem dünya hem manevi dünyamız için toplumu eğitilmesi yolunda medrese, hayır işlerinde öncü olan Sav’daki İpekçi sülalesinin Osmanlı döneminde dokuma işleriyle uğraştıklarına ilişik Ün dergisinde yer alan bilgileri de rastlamaktayız.

Büyük büyük dede ailesi Isparta’dan 1918’de Fransa’ ya, oradan Kanada’ya Brandon şehrine göç etmiş. Isparta Acemlerine mensup (Ermeni) torun. Bulunduğu şehrin üniversitesinde akademisyen. Kültürel Pisidia bölgesiyle ilgili araştırma yayınları akademik anlamda mevcut.

“2011 Isparta Ermeni Ortodoks kilisesi Papalık Yıllığı” defterlerine göre: Araştırmalarını yapmış Ispartalı torun akademisyen Mayda Saris (Sarı) hanımefendinin şahsıma dolaylı gönderilen akademik sözlü tarih notlarında atalarının Isparta’daki sanat ve kültürel yaşantılarını ele almış.

Bazı aktif sanatçı, esnaf (fırıncı, çakmak taşı, kalaycı, semerci, katrancı, berber… Sanatçı ve esnafları anlatmış. Notlarda 1912’deki Acem (Ermeni) Faytoncu Aksen (Oksen) ağa ile ilgili notlara da yer vermiş. Aksen ağanın iki din arasında kalmış, Isparta sancağının kalkınması yolunda cansiperane çaba gösteren birisi olarak tanıtılmış.

Yarı Müslüman yarı Ortodoks olarak öldüğünde Isparta Öküzbattı bölgesinde şimdiki Emre Muhtarlığı, çocuk bahçesi bölgesinde bulunan Acemler mezarlığında gömülü olduğunu,  sonradan kemiklerin Yenice mezarlığına topluca taşındığının notlarını Ün Halkevi dergisi “Muallimi Evvel Necati Efendi Defteri” Cilt8 1941. Araştırma: Bayram AYGÜN. Emekli öğretmen-gazeteci2022 Isparta