Emrespor’a gerçekten yazık oldu. Maçı 45 dakika galip götüren Kırmızı – Beyazlıların hesaplayamadığı bir şey vardı o da hakem faktörü. Zira maçın hakemi Erkan Engin, maçın son 10 dakikasında K. Maraşspor’un gol atması için adeta dokuz takla attı. Yapmadığı sadece topu alıp ayağıyla Emrespor kalesine göndermek kaldı. Bu durumda ortaya bir geçek çıktı ki, o da istediğin kadar güzel takım kur, istediğin kadar sahada mükemmel mücadele et, oynadığın maçlarda hakem gelir, alnının akıyla hak ettiğin 3 puanı uyduruk bir penaltı veya faul atışı vererek elinden alır gider. 
Evet değerli sporspeverler, işte Emrespor’un Pazar günü kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı K. Maraşspor maçında aynen durum böyle oldu. 
 
Isparta’da oynanan ve 3 – 1 kaybedilen Arsinspor maçının ardından kulübü ele alan İsmail Çalışkan, futbolcusundan teknik direktörüne kadar takımı baştan sona değiştirdi ve yeniledi. Öyle ki, bu süreçte 25 futbolcu gönderildi ve 25 yeni futbolcu alındı. 3 Teknik Direktörün işine son verildi ve dördüncüsü olan şuandaki Emrah Volkan Sayılgan getirildi. 
 
Takım, bu ‘Kökten’ değişikliğin ardından büyük bir atılıma geçti. Gerçi, bu atılımda son sıralardaki takımlarla oynamanın da avantajı vardı ama olsun. Yine de başarı başarıdır ve Emrespor 3 maçta 3 galibiyet alarak 9 puan topladı ve 18 puanla sondan dördüncü sırada yer alırken 10. Sırada kadar yükseldi. 
 
Emrespor, üç galibiyetin ardından dördüncü maçta kendi saha ve seyircisi önünde grubun güçlü takımlarından K. Maraşspor ile oynayacaktı. Bu maç öncesi geçtiğimiz hafta Salı günü Levent Doğan arkadaşımla Kanal32 Televizyonunda yapmış olduğumuz ‘Spor Özel’ programına Teknik Sorumlu Emrah Hocayı konuk ettik. Emrah hocayı o programa kadar fazla tanımıyordum gerçekten. Emrah Hoca, programda yaptığı açıklamalarla futbolcusundan başkanına kadar kulüp olarak kenetlendiklerini ve ligde gidebilecekleri yere kadar giderek ligi en iyi yerde bitirmeyi hedefledikerini belirterek, K. Maraşspor maçını da kazanacaklarını ve bu konuda futbolcularına sonuna kadar güvendiğini söyledi. 
 
İşte, Pazar günkü K. Maraşspor maçı bu atmosferde başladı. Daha önceki söylediğim gibi skora endeksli olarak stadyuma gelen taraftar ve sporseverler yine öyle yaptı ve 3 maç üst üste kazanan takımlarını izlemek için stadyuma koştu. Yani, Maraş maçından önceki ilk maçı 1500 dolayında taraftar izlerken, K. Maraşspor maçında bu sayı ikiye katlanmış ve 3 bin dolayında taraftar gelmişti maça. Ben bu sayının Emrespor’un bu şekilde başarılı olarak maçlarını kazanmaya devam etmesi halinde önce 5 binlere ardından 10 binlere kadar çıkacağına inanıyorum. 
 
Emrespor, önceki üç maçta olduğu gibi maça çok güzel başladı. Sağ ve sol kanatları kullanarak rakip kalede gol aradı. Takıma yeni transfer edilen ve ilk defa deplasmanda oynanan Mardinspor maçının ikinci yarısında oyuna girdiği halde 2 gol atma başarısı gösteren Muhammet Onur Demir, taraftarlarının önüne ilk defa Maraş maçında çıktı ve oyunda kaldığı 50 dakika boyunca kıvrak hareketleri ve şutları ile takdir topladı. Ancak, Muhammet’in maçın 51. Dakikasında sakatlanarak yerini Biray’a bırakması Emrespor için büyük şansızlık oldu. 
 
Maçtaki Hakem faciası maçın 30. Dakikasında başladı. Muhammet K. Maraş ceza sahası içinde Oğuz tarafından düşürüldü. Bir anlamda resmen biçildi. Ancak, maçın hakemi bu pozisyona ‘devam’ diyerek Emrespor’un mutlak penaltısını vermedi. 
 
Maç boyunca ‘şükürler olsun takım artık ŞUT çekmeyi öğrenmiş’ dedirtecek pozisyonlar oldu. Bilindiği gibi, ligin ilk yarısında gerek gol atma gerekse şut çekme konusunda takımda büyük bir eksiklik ve sorun olduğunu defalarca yazmış ve ‘Şut olmazsa gol de olmaz’ diye uyarılarda bulunmuştum. Allaha şükürler olsun ki, Emrespor, K. Maraşspor maçında kaleyi gören her pozisyonda futbolcular kaleye şut çekmeyi ihmal etmedi. Bunlar da Maraş kalesinde zaman zaman büyük tehlikeler yaşattı. İşte bunlardan birisi de maçın 40. Dakikasında Ersoy’un ceza sahası önünden çektiği sert şutu taleci son anda kornere çelebildi. Emrespor, bu beceri ve gayretini maçın 42. Dakikasında golle süsledi. Kale sahası önündeki karambolde topla buluşan Ersoy topu adeta kalenin tavanına çakarak durumu 1 – 0 yapan golü kaydetti. 
 
Maçın hakemi adeta kart kolik gibi önüne gelene kart gösterdi. Bunlarda hakemin hatası kadar Emresporlu futbolcuların da vardı. Çünkü, hakem düdük çaldıktan sonra topa vurmak bilerek kart görmekten başka bir şey değildi. Profesyonel bir futbolcu bu hataya asla düşmemelidir. Çünkü, böyle basit bir hatadan görülen kırmızı kart maçın ilerleyen dakikalarında zorunlu olarak yapılan faulün ardından gelecek ikinci sarı kartla kırmızı karta dönüşebilir ve futbolcu takımını 10 kişi bırakabilir. Böyle bir t ehlikeyi bile bile göze almak son derece yanlış oldu. 
 
K. Maraşspor’da Ispartaspor’dan iki sezon önce tanıdığımız iki futbolcu vardı. Çünkü, Aydın İnanç ve Bünyamin Kılınç, bu futbolcular bir zamanlar Ispartaspor’un başarısı için ter dökmüşlerdi. Şimdi bir Isparta takımı olan Emrespor’a karşı forma giydiler. Aydın İnanç, faul atışından attığı golle maçın berabere bitmesini sağladı. 
 
Uzun süre maçı galip götüren Emrespor maalesef maçın son 5 dakikasında uyduruk bir faul atışından yediği golle beraberliğe ve bir puana razı olmak zorunda kaldı. Çünkü, maçın hakemi Erkan Engin, maçın son 10 dakikasında K. Maraşspor’a gol attırmak için adeta dokuz takla attı. Emrespor ceza sahası köşesindeki ikili mücadele sonucunda uydurduğu faul atışında Aydın topu direkt olarak kaleye gönderdi ve top 90 tabir edilen yerden ağlara gidince Emrespor’un çok yaklaştığı 3 puan maçın son dakikalarında elinden uçup gitti. 
 
Evet, Pazar günkü maçta sadece Hakem rezaleti yaşanmadı. Emrespor açısından da eksiklikler ve hatalar vardı. Bunlardan birincisi, Emrespor 1 – 0 galip durumda iken yüzde yüzlük iki gol pozisyonunu harcadı. Eğer o pozisyonlar gol olsaydı durum 2 – 0 ve hatta 3 – 0’a giderdi ki, rakibin de azmi kırılırdı. Yani, pozisyonların golle sonuçlandırılamaması futbolda her zaman söylenen ‘Atamayana atarlar’ kuralının işlemesine sebep oldu. İkincisi ise, uzaktan çekilen şutlar için kalecilerin çok iyi çalıştırılması gerekir. Özellikle yan topların kaleci tarafından mutlak alınması gerekir. Ama, Maraş maçında böyle olmadı. Kaleci akın, yan top denilebilecek bir yerden ceza sahası köşesinden çapraz pozisyonda atılan topu yakalayamadı ve golü yedi. 
 
Üçüncüsü de, güzel oyun oynamanın dışında maçı yöneten hakemin kötü niyetli olduğu da düşünülerek hareket edilmeli ve aynı K. Maraş maçındaki gibi hakim kepazeliklerine karşı tedbirli olunması gerekirdi. Ama bu da yapılamadı ve uyduruk bir faul atışının ardından yenile golle altın değerinde 3 puan heba olup gitti. 
 
Emrespor bu hafta sonu deplasmanda Beylerbeyispor ile oynayacak. Rakip takım son günlerde hemen hemen tüm maçlarını kaybediyor. Dolayısıyla ligdeki durumu da iyi değil. Onun için ben Emrespor’un deplasmanda da olsa rakibini yenerek ligdeki çıkışını sürdüreceğine  inanıyorum. 
 
Saygılarımla...