Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü ve Jeofizik Mühendisliği bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şakir Şahin; Isparta'nın kırıklı bir yapıya sahip olduğunu, yer yüzü katmanının ise yumuşak bir topraktan meydana geldiğini belirterek, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Isparta'da en büyük olası depremi 6.5 büyüklüğünde değerlendirdi. 

Isparta'da etkili olabilecek 2 fay kuşağının olduğunu ve Isparta'nın da bu fay kuşağının ortasında kaldığını belirten Şahin, Isparta'nın 1. derece deprem bölgesi olduğunu söyledi. 

Topak yapısının yumuşak olmasından depremin şiddetli hissedildiğine değinen Şahin, "Isparta büklümü ile nitelendirilen fay kuşağı Aksu bindirmesi ve Burdur fayıdır. Isparta zaten bu fay kuşaklarının hareket geçmesi ile depreme maruz kalıyor. Isparta'nın toprak yapısı pomza ve kumdan meydana geliyor. Yani yumuşak bir yapı söz konusu. Ayrıca Isparta çanak biçiminde bir yer. Olası depremde bu konular göz önüne alındığında Isparta depremi şiddetli hissediyor. Bu Isparta'yı içine alan kuşakta depremi ise en çok Burdur ilimiz hissediyor. Isparta kırıklı bir yapıya sahip" dedi. 

"AKDENİZ BÖLGESİ EGE'YE KAYIYOR" 
Akdeniz Bölgesinin gün geçtikçe Güney Ege Bölgesine doğru kaydığını belirten Şahin, bu durumun Afrika levhalarının, yani kütlelerinin Güneyden Türkiye'yi ittirmesinden ileri geldiğini söyledi. Akdeniz Bölgesinin kırık fay hatları ile dolu olmasından da kolayca hareket ettiğini belirten Şahin "Akdeniz Bölgesi Afrika levhalarına maruz kalmasından dolayı Ege Bölgesine kayıyor. Özellikle Burdur ve Sivrihisar mevkilerinde kayma oranı oldukça fazla" diye konuştu. 

"DEPREMİN YÜZÜ SOĞUK" 
Deprem anında vatandaşların paniğe kapılmasından dolayı ciddi zararların meydana geldiğini ve deprem öncesi önlemlerin alınmadığını belirten Şahin, vatandaşların en büyük yanlışı bu konuda yaptığını söyledi. Deprem sonrası önlemlerin hiçbir işe yaramadığına işaret eden Şahin, "Deprem anında çaresiz kalıyoruz. Sadece deprem anının bitmesini bekliyoruz. 

Yanlış zamanda yanlış yerlerde bulunmamalıyız. Özellikle merdiven boşlukları ve tavan altları can kaybının en fazla yaşandığı yerler. Depremin yüzü soğuktur. 

Deprem anında en iyi yapılacak şey, paniklemeden hareket etmektir. Deprem anında hayat boşluğu denilen alanları yakalamamız gerekiyor.ezilmesi zor alanlarda kendimizi korumalıyız. Bunlardan birkaçı; çamaşır makinesi, çek yat ve koltuklar. Türkiye'de yaşanan en büyük sıkıntı, deprem öncesi önlem almamak. Deprem sonrası zaten önlem alamıyoruz. 

Herkes kendi açısından olaya bakıyor. Bu da bize ciddi zararlar veriyor. Şehirleşme bence toprak yapısına göre yapılmalı. Yani binanın yükünü hafifletmemiz lazım.Halkımızın deprem konusunda bilinçlendirilmesi için ortak bir komisyon kurulmalı" dedi.

(İHA)