Kurbağalar, fareler ve kuşlar... Belediye arsası içerisinde DOP parseline rastlanınca işletme ruhsatı verilemeyen 3.5 milyon dolarlık tesis göz göre göre çürüdü. Havuzlar bataklığa döndü. Şehrin prestij bölgesinde kurbağa sesinden uyunamıyor.

Akdeniz Haber Merkezi'ne Davraz Mahallesi'nde işletilmeyen aqupark tesislerinin bulunduğu bölgedeki vatandaşlardan gelen bir ihbar Isparta'daki rezilliği (!) gün yüzüne çıkardı. 2008 yılında 3.5 milyon dolar maliyetle yapılan bir süre işletilen, 2009'da Belediye yeni yönetiminin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle mühürlediği Roseland Harikalar Diyarı artık murba bataklığı hatta fare ve kuş mezarlığına dönmüş durumda. Trilyonlar harcanarak yapılan havuzlar bataklığa dönmüş durumda. Kurbağaların mekan tuttuğu tesislerde ölmüş fare ve kuşlar bulunuyor. Mahalle sakinleri kurbağa seslerinden geceleri uyuyamıyor.

Roseland Harikalar Diyarı adı altında 2008 yılında Isparta’yı Aqupark’la tanıştıran ve buraya 3,5 milyon dolarlık yatırım yapan Erol Tekeli, dönemin belediye başkanının sözüne güvenerek ruhsat almadan işe başladığını ve şuanda bunun acısını yaşadığını bildirdi.

Isparta’ya ilk aquaparkı getiren, bölgenin prestij merkezi olmasına ve inşaat sektörünün orada gelişmesine vesile olan Erol Tekeli, bugün hayal ettiği yaşantının çok uzağında hayat sürüyor. Roseland Harikalar Diyarı’nın geçirdiği tüm süreç hakkında bilgi veren Tekeli, şunları söyledi:

BAŞKANIN SÖZÜYLE YOLA ÇIKTIK

"2008 yılında biz gıda işinden çıktıktan sonra elimizdeki parayla farklı bir şeyler yapalım düşüncesiyle Aquapark’a karar kıldık. Ama büyük biraraziyi Isparta’da bulma şansımız yoktu. Bu konuda belediyeye danıştık. Bu kadar ticari bir şey olsa da aslında sosyal donatı alanı olacak siz ne düşünürsünüz dedik. Dönemin muhterem belediye

başkanı bizi davet etti ve destek vereceğini söyledi. Aradan birkaç ay sonra tekrar çağırdı. Bizi imara yönlendirdi ve bize 2 arsa gösterildi. Bir tanesi 7 bin m2 diğeri ise köy garajının altındaki 15 bin 816 m2’lik alandı. Biz büyük alanı tercih ettik. Usul gereği ihaleye çıkarmamız gerekiyor dediler. Belediye Meclisi ve Encümen’den ihale kararı alındı. İhale yetek giren biz olduk. Dönemin belediye başkanı biz kirayı yatırdıktan sonra bizi çağırdı ve 'burası 2009 seçimlerinden önce bitecek' dedi. Biz de buranın seçimden önce bitmesinin imkansız olduğunu daha projenin devam ettiğini söyledi. Ama o konudaki baskısına boyun eğdik. Ayrıca kendisi ihalesi bitmiş, teslim olacak bir sentetik buz pistini de bu alana yapacağım, proje çizerken 'pist alanını bırakın' dedi.

2009'DA BİTİRDİK

Biz projemizi Şubat 2009’a kadar bitirdik. Aqualand ve havuz malzemeleri için anlaşmalar yaptık, ön ödemeleri yaptık ve çeklerini kestik. Seçim sürecine girildiğinde başkan bey, projenin imardan çıkması konusunda geri durmaya başladı. Ruhsat çıkmamıştı ancak biz Türk usulü inşaata başlamıştık. Bizim hatamızın yüzde 100’ü de burada. Başkana 'ruhsatlandırması yok buranın' dedik. 'Sen harcını yatırdın rahat ol' dedi. Seçim oldu ve kaybetti. Biz o süreçte tesisi bitirdik. Elektrik aboneliği alacağız TEDAŞ bizden elektrik dosyası istedi. Belediye 'biz burayı tapusu yok diye ruhsatlandıramayız' dedi. 'Buranın düzenleme ortaklık payından gelen bir yer ve buranın tapusunu belediye çıkarmamış' dediler.

ÇALIŞMA YAPTILAR AMA…

Sonra dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Uğur Bestelci’nin odasına gittik. O gün ben odasında ağlamışım. Çünkü ruhsatlandırılmadığı an benim battığım an. Bana dediler ki; 'biz çalışalım ve çözüm bulalım'. Gerçekten çözüm bulma adına bir çalışma yaptılar ve Meclisten buranın lejant kodunu değiştirdiler. Fakat değiştirdikleri lejant kodu şuanda problem olan şey. Çünkü orası sağlık, kültür alanı olarak ayrılmış, burayı sosyal donatı olarak değiştirip, spor alanına, şu anda da mahkeme kararlarında dayandığı nokta oldu. Biz acizliğimizden o dönemde hukuken bunların ne anlama geldiğini bilmiyoruz ve iyi niyetli yaklaştıklarını düşünüyoruz. Halen de öyle düşünüyoruz

Mühürleme sonrası yerel idari mahkeme de biz davayı kazandık. Biz orayı 2 yıl çalıştırdık. 3. yıl belediye kazandığımız davanın aynı gerekçesiyle evraksız yine mühürledi. Biz Cumhuriyet Savcılığı’na başvurduk. Sonra geldiler mührü söktüler. 1 hafta sonra da resmi barakayla tekrar mühürlediler. Biz de İdari Mahkeme’ye bunu şikayet ettik ve daha önceki kararı gösterdik. İdari Mahkeme konuyu tekrar dava konusu yaptı. Biz o davayı kaybettik. Danıştay 2010’da yerel mahkemede kazandığımız davayı reddetti. Bozma gerekçesi ise düzenleme ortaklık payından gelen bir alanı Belediye hiçbir şekilde sabit yapı yapma için kiralayamaz ve ihale edemez. Kiralamış ve ihale etmişse bile bu sabit yapının oradan taşınması gerekir.

Bu sabit yapı ya yıkılır ya da belediye imar birimi bu işe çözüm bulur. Belediyenin imar kısmında çalışan arkadaşlar bunun çözümünü çok iyi biliyorlar. Çünkü zamanında biz kendilerine danıştığımız ve akıl aldığımız insanlar. Onlar şimdi söz sahibi. Buranın çözümü Yusuf Beyin siyasi uhdesinde. Buranın sorununuç özmek istiyorsa yapacağı tek şey imar müdürlüğüne diyecek ki; 'burayla ilgili bir çalışma yapın ve meclise gönderin'

BURASI KAÇAK BENCE YIKILMALI

Ben oranın yıkılması taraftarıyım. Böyle bir kaçak yapı Isparta’ya yazık. Burası kaçak. Burayı dönemin belediye başkanı kendisine siyasi malzeme olarak kullandığından kimsenin haberi yok, bilmiyor da zaten. Tesis yapılırken belediye inşaat kontrolleri 50 kez geldi, onlar fark etmedi bile. Kendi sentetik buz pistini yapanlar orayı bilinçsiz yaptı. Böyle bir kaçak yapıvar. Ben de aquaparkı oraya bir gecede koydum. Bunun cezasını ben çekmem lazım. Ne meclis, ne encümen kararı var. Ne de belediye başkanının ihale kararı var. Bunun altına imza atan daire müdürleri, bunun kararını veren meclis ve encümen üyeleri bunlar masum insanlar. 'Ben art niyetli bir gecekondu yaptım oraya oyüzden gelin mahkeme kararını uygulayalım' diyorum.

MAHALLENİN RANTI 500 KAT ARTTI

Şuanda orası mühürlü. En son ikinci olarak 2012 yılının Mart ayında mühürlendi. Belediye Başkanı Günaydın’dan randevu talep ettim. Kendisi talebi olumlu karşıladı. 'Bu konunun çözümüyle gel' dediler. Burada bir kamu yararı, ikincisi benim yararım, üçüncüsü vatandaşın yararına çözüm bulunmasını istiyorum. O mahallenin 5 yıl içinde rantı yüzde 500 arttı. Bundan belediye ve orada yatırım yapan arsa sahipleri, müteahhitler faydalandı. Oranın o hale gelmesine neden olan ben tamamen zarar ettim. Bu hak mı? İnsanlar ilan verirken aquapark ve havuz manzaralı diye veriyor.

PATRONDU İŞÇİ OLDU

10 yıllığına kiraladım. O zaman için yıllık 32 bin liraydı. Ben oraya 3,5 yıllık kira ödedim. Sonrasını ödemedim. O dönemdeki değerle yaklaşık 3,5 milyon dolarlık bir yatırım. İlk davayı kazanınca biz oraya 700 bin liraya çelik konstrüksiyon yaptırdık. Isparta’da sıcaklar 60 gün sürüyor. Biz o yatırımı 60 gün için yapmadık. Üstünü kapatıp 12 ay kullanılabilir hale getirecektik. Üstüne açılır kapılır sistemi kurduk. Sadece montajı kalmıştı. Mühürleme olmasaydı 15 gün sonra onuda yapacaktık.

Şimdi ben işçi olarak çalışıyorum. Biz yatırım yaparken hem ticari hem de sosyal amaçlı yatırım yaptık. Benim çağrım; insanların vicdanını dinlesinler. Ben kaçak yapı yaptıysam yıkın. Ben bu parayı sileli çok oldu. Bu suç sadece benim mi? Yoksa o gün mecliste ve encümende karar alıp, bunun altına imza atan daire müdürlerinin hiçbiri mi buranın tapu konusunda sorumlu değilmi? İnsanlar bu kadar onursuz mu? Benim bir talebim yok. Ben hayatıma yeniden başladım ve işçi olarak çalışabiliyorum. Ama birilerine de peşkeş çekmeyeceğim. Oranın yıkılması konusunda da hemfikirim. Herkes siyasi olarak meydanlarda konuşuyor ya hak diye. Ben Allah’a havale ediyorum. Ben suçluysam 6 yıldır mal varlığımı ve tüm gayrimenkullerimi kaybettim ama umudumu kaybetmedim. Halen mücadele ediyorum.”

Gönüllü bekçilik yapan Ahmet Akar: Vijdanım sızlıyor

"2 yıldır burada bekçilik yapıyorum. Akşam saat 17.00’ kadar buradayım. Buradaki ağaçlar kurumasın, köpekler, kediler aç kalmasın diye bekliyorum. Durasım yok da vicdanım sızlıyor o yüzden bekliyorum. Mahalle halkından da çok şikayet geliyor. Kurbağa seslerinden şikayetçiler. Geçen yıl itfaiye geldi temizlemek için, yapamadılar, öğleden sonra gelelim dediler, bir daha uğramadılar. Kuş, fare, kirpi gibi hayvanlar var. 3 yıldır bu şekilde duruyor burası. Her yer yıkıldı bakımsızlıktan. Ben ağaçları suluyorum. Köpekler için çöplerden ekmek toplayıp geliyorum. Bu tesise üzülüyorum. Çürüyor gidiyor. İnsanlar havuza girmeye Antalya’ya gidiyor. Isparta’mızda var ama bu durumda."

DOP nedir: Düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile MEB’na bağlı ilk ve orta öğrenim kurumları, ibadet yeri, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzöl­çümlerinden %40 kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin muvafakati ile tespit edilen karşılığı bedeldir.”