91. yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz kutlu ve uğurlu olsun. Ermenek’te yaşanan maden faciasında hayatlarından endişe duyduğumuz kardeşlerimize Allah yardım etsin. Ailelerine ve milletimize Allah sabır eve metanet versin.

Cumhuriyet, adı üstünde cumhurun yani çoğunluğun yani milletin katılımıyla ülkeyi yönettiği bir yönetim biçimi. Bu anlamda 12 yıldır koalisyon hükümetleri kurulmayan bu coğrafyada Cumhuriyeti iliklerimize kadar hissediyoruz. Zira ülkenin başında, çoğunluğun seçtiği hükümet var, çoğunluğun seçtiği başbakan var, Cumhurbaşkanı var. 

Cumhuriyetin bu lezzetine rağmen, yakın bir geçmişte basında ve medyada, “her şey seçimden ibaret değil, bazen darbeler dahi demokrasi getirebilir” türünden akla aykırı, insafa muhtaç beyanlar veren muhalif yazarlar ve parlamenterler ortaya çıktı. Bu beyanatlar, ellerinden oyuncakları alınan çocukların hezeyanlarına benziyor. Cumhur akıllarına bile gelmiyor bu meşhur arkadaşların. Kendileri yıllarca azınlıkta olup yönettiler ya bu memleketi cumhur adına, demokrasi adına. Milletin yerine hep onlar düşünüp karar verdiler ya. Yine aynı dönemlerin özlemleri ile eski günlerine yanıp duruyorlar. 

Gezi Parklarında, 17 ve 25 Aralıklarda “olay 3 tane ağaç değil arkadaş” diyerek meydanlara koşan yine bu arkadaşlardı. Her buldukları fırsatta Anıtkabir’e gidip, mitinglerde Atatürk posterleri sallayan yine bu arkadaşlardı. Ordu göreve diyen bu arkadaşlardı. Polisin yakasını tutan ve tokat atanlar da bu arkadaşlardı. Akşamları da kurdukları çilingir sofraları ile birbirlerine hükümet ve başbakan fıkraları anlatarak gülenler ve başka bir iş-güç de yapmak istemeyenler de yine bu arkadaşlardı.

Bu arkadaşların gerisinde her zaman, sirtakisi ile meşhur çok sevdikleri komşumuz Yunanistan, demokrasinin ve cumhurun beşiği olan Avrupa, bölgede güç olma yolunda sarhoş olmuş İran vardı. Stalin ve Lenin’e ihanet etmiş olsa bile ağabeyleri Sovyetler, Sovyetlerin çakalı Suriye, Arapların kibirli diktatörü Saddam ve en büyük ağabeyleri Amerika ve Ortadoğu’nun yaramaz çocuğu İsrail vardı. Sözde cumhuriyet aşığı, ancak özde cumhurun savunucusu olmayan bu arkadaşlar, yukarıdaki ağabey gördükleri ülkelerden, bu ülkeler farklı siyasi çizgilerde bile olsalar türlü türlü faydalanma cihetine gittiler. Daha doğrusu yukarıdaki ülkelerin hepsi tarafından Türkiye siyasetinde türlü türlü biçimlerde kullanıldılar. Hasılı bu arkadaşlar, bu aziz ülke için koltuk değneği oldular yıllarca. 

Yine bu arkadaşların bazıları, haydi ismini de verelim Cumhuriyet gazetesinde yazan bir kadın yazar “91. yıl Cumhuriyet kutlamalarını engellemek için Ermenek’teki maden ocağı kazasını bilerek yaptılar gibi bir paranoya içerisine girdim” diyecek kadar basitleşebildi. Bazıları ise, paralel yapı ile mücadele konusunda Cumhurbaşkanı ve Başbakanı kastederek “bu insanların (paralel yapıya gönül veren) hepsinden helallik almadan cennete giremez” diye fetvalar bile verdiler. Eyvah ki eyvah!

Bu büyük fotoğraf içinde ben Isparta’da yaşayan biri olarak Cumhuriyeti herkesten daha iyi anlıyorum. Hani satrançta oyun dışarıdan daha iyi gözlenir ya, ben de Isparta gibi kendi yağında kavrulan, ülkenin siyasetine şehir olarak değil ama siyasetçi kişi olarak epey katkıda bulunmuş bir ilde yaşayan sade bir vatandaş olarak daha iyi gözlemliyorum, daha iyi anlıyorum.

Teşekkürler Tayyip bey. Güzel insanlar olma yolundayız inşallah ki, Allah yönetim konusunda bu millete sizlerle imkân ve fırsat verdi. Buna canı gönülden inanıyoruz. Bizler de, bu aziz milletin Cumhuriyeti için çalışan kahraman ve isimsiz illerinin vatandaşları olarak önümüzdeki seçimlerde cumhurun çoğunluğuna katkı yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ankara’ya daha fazla vekil gönderelim diyoruz. Her vekillimize saygı duyuyoruz. Cumhurun refahı ve geleceği için Cumhur’a el verelim, destek verelim diyoruz. Yaşasın Cumhuriyet! Benden söylemesi.

İsmail TANIŞMAN—Eski Belediye Meclis Üyes