“Değerli hemşerilerimiz, yılın başlarında gerçekleştirdiğimiz ÇALIŞTAY’ dan, yılın sonlarına geldiğimiz bugünlere baktığımızda; Eğirdir Gölüyle ilgili iyimserliğimin giderek azaldığını ve karamsarlığa doğru evrildiğini görüyorum. Sizler de biliyorsunuz ki, Göldeki su seviyesi, DSİ tarafından her gün ölçülüyor… Kayıtlara bakıldığında; son yıllardaki Gölün su seviyesi, sürekli değişkenlik gösteriyor…        

e8afd049-20b8-458b-9112-a830474523c2.jpg  

 Hepimizin bildiği bir gerçek var: Eğer, bir sene çok az yağış varsa, çok fazla buharlaşma varsa, ertesi yıl bunlar Göl seviyesinde kendini gösteriyor, artma veya azalma oluyor. Bu tespitimizi, somut bir veri ile açıklamak istersek, örneğin; 1969 yılında, Gölün maksimum su seviyesi ( 919,31 ) metre. 1975’ de ise; en düşük seviyeye, ( 915,42 ) metreye düştüğünü görüyoruz…( ( (3,5 ) metrelik kot farkının küçümsenmemesi gerektiğine inanıyorum. Ama, kabul etmemiz gereken, küresel bir gerçeklik var. Biraz önce de vurguladığım gibi, yağışlar ve buharlaşmaya da bağlı. Biraz önce; 69’ ve 75’ i karşılaştırdım. 2017 ve 2018’ i karşılaştırırsak; en düşük seviyenin (916, 87) metreden (916,28) metreye düştüğünü görürüz. “…Elimizde, “Çalıştay” ımızın çıktıları var. Bir kitap ve Manifesto. Her iki çıktı da, birer yol haritası niteliğinde. Aslında fazla söze de gerek yok. Zeki bey, sayın valimize iki kez “AÇIK MEKTUP” yazdığını, bugüne dek herhangi bir cevap alamadığını belirttiler. O zaman; farkındalık yaratarak, bütün paydaşlarla, halkımız, sivil toplum, çiftçilerimiz, su ürünleri üreticilerimiz ile Gölümüzden yararlanan tüm toplumsal kesimlerin katılımının sağlandığı, Türkiye’ deki bütün yazılı / görsel / elektronik medya organlarıyla birlikte bir çabanın içine girmemiz gerekiyor. Son tahlilde de;  sayın Cumhurbaşkanımıza duyurup, Gölümüzle ilgili idari tasarrufta bulunması gereken mercilere, direktif vermesini sağlamak gerekir.      

  Eğirdir Gölümüzün sorunlarını, Ulusal medyaya da ulaştırmak suretiyle, yapılacak etkin bir Yürüyüş; hem kamuoyunun dikkatini EĞİRDİR GÖLÜ’ ne çekerek, kamuoyunun oluşmasını, hem de siyasi ve bürokratik erki, harekete geçirerek, Gölle ilgili acilen alınması gerekli önlemlerin hayata geçirilmesini sağlar…”