SDÜ Organ ve Doku Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mahmut Bülbül "Bağış var ise nakil var. Nakil var ise hayat var." diyerek organ bağışı konusundaki duyarlılığın artırılması gerektiğini söyledi. Bülbül, organ nakil merkezinde canlıdan canlıya karaciğer nakli içinde gerekli cihazların alınması için çalışma başlatıldığının müjdesini verdi.

160 KADAR BÖBREK BEKLEYEN HASTA VAR
İki yıldan bu yana organ nakli yaptıklarını hatırlatan Bülbül, “Bir ara bir hoca eksikliğinden dolayı ara vermiştik. Değerli hocamız Prof. Dr. Barış Avşar’ın ekibimize katılmasıyla birlikte aynı ivme ile yolumuza devam ediyoruz. Biz karaciğer ve böbrek nakillerini gerçekleştiriyoruz.  Bu bağlamda etrafımızdaki illerden de hasta kabul ettik ve bunları listemize aldık. Listemizde yer alan hastalarımızı yeterli bulmuyoruz. Etrafımızda yaklaşık 500 civarında diyaliz gören hasta var. Ama bunların bize başvuruları henüz o düzeyde değil. Şuanda 160 civarında bizim kayıtlı hastamız var. Bu hastalarımız sıra bekliyor. Biz bu sayının daha çok olduğunu düşünüyoruz. Gastroentroji uzmanlarımıza buradan seslenmek istiyorum; hastalarını bize yönlendirsinler. Kayıtlarını yapalım. Bu hastalar daha yoğun çalışan merkezler tarafından uzun süre nakil imkanına kavuşurken bizde daha az sürede nakil imkanına kavuşacaklardır” dedi.

24 HASTAYA BÖBREK, 9 HASTAYA KARACİĞER NAKLİ
SDÜ Organ ve Doku Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mahmut Bülbül şuana kadar 33 hastaya karaciğer ve böbrek nakli gerçekleştirdiklerini söyleyerek “Bunlardan 24 tanesi böbrek nakli oldu. Bakanlığımızın koordinasyon merkezlerinin bize sıra vermesiyle bu nakilleri gerçekleştiriyoruz. Biz canlıdan nakil yapıyoruz. Ama biz, bağışta bulunulması halinde karaciğer ve böbreğin hastalarımıza nakil edilmesini istiyoruz. İnsanlar etrafından ve yakınlarından alacağı organlarla nakil gerçekleştirmek onların sağlığını da riske sokuyor. Ama kadavra organları değerlendirildiğinde bu iş farklı boyut kazanıyor. Ama bu işin iyi icra edildiği ülkelerde daha çok bağışların olduğunu görüyoruz. Organ bağışı varsa hayat var demektir. Bağışlar yapılsın. Bağışlar hayat bekleyen hastalarımız için çok lüzumlu” diye konuştu.

KADAVRADAN NAKİL ARTMALI
Böbrek nakillerini gerçekleştiren ekipte yer alan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İhsan Yıldız, Isparta’nın organ bağışı konusunda aktif olduğunu ifade ederek “Türkiye’de organ bağışı anlamında Akdeniz Bölgesi önemli bir bölge ve SDÜ bu bölgede çok önemli bir merkez. Akdeniz bölgesinde başarılı organ nakillerinin önemli bir parçasıyız. Halkımız organ bağışı konusundaki duyarlılığını daha da arttırmamız hayati öneme sahip” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. İhsan Yıldız “Şuana kadar yapılan böbrek nakillerinin 10 tanesi canlı, 13 tanesi de kadavra donörlü böbrek nakliydi. İstediğimiz bir sonuç değil. Ama kadavra donörlerinin önde olması sevindirici bir durum. Canlılarımızda bekleyenler var.  Önümüzdeki hafta 3 veya 4 tane canlı nakil planlıyoruz. Bunları da gerçekleştirirsek 2 yıl içinde 35-40 arası nakli gerçekleştirmiş olacağız. Hastalarımızın sağlıkları yerinde. Naklettiğimiz böbreklerden çalışmayan yok. Bir organ ya da hasta hayatı anlamında kaybımız da olmadı. Bu bakımdan çok mutluyuz. Türkiye’de organ nakli konusunda canlıdan nakil ön planda ama biz kadavradan nakillerinin olmasını arzu ediyoruz. Sayı önemlidir fakat kalite daha önemlidir. Başarı organların çalışmasıyla ve hastaların sağlığıyla daha iyi olmasıyla ilgilidir. Her ne kadar sayımız az olsa da kalitemizin yüksek olduğunu düşünüyoruz.

HAYATA PAMUK İPLİĞİ İLE TUTUNUYORLAR
Bu hastalar hayata garip bir şekilde tutulmuş hastalar. Hayatları pamuk ipliğine bağlı olarak diyaliz servislerinde, günde bazen birkaç defa, haftada en az 3 kez olmak üzere makinelere bağlı olarak hayatlarını sürdürüyorlar.

Yaklaşık bir ay önce Meltem isminde bir hastamıza böbrek çıktı ve nakil yaptı. Meltem’in bir nişanlısının olduğunu ve onun da böbrek beklediğini öğrendik. Yaklaşık bir ay sonra da Veli’ye böbrek çıktı. Bu arkadaşlar diyaliz merkezinde nişanlanmışlar ve evlenmeye karar vermişler. Bu durumda bile insanların içinde ümit olması sevindiriyor. Nişanlısına da böbrek nakli yaptık. Bu ay düğün yapacaklarmış. Planladıkları düğün naklin dışında planlanan bir şey.

Bizim servimizde yatan bir okul müdürümüz var. Eşiyle konuşup anlaşmışlar. Eşi senin böyle bir hayat sürdürmeni istemiyorum sana böbreğimi vereceğim demiş. Eşinden böbreği naklettik. Eşi 28’inci evlilik yıldönümünde böbreğini eşine hediye etti. Biz de mutlu olduk” dedi.

Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Sabuncuoğlu da böbrek nakli alanında Süleyman Demirel Üniversitesi Organ Nakil Merkezinin büyük işlere imza attığını dile getirdi ve şunları söyledi: “Tabi ki yaptığımız nakillerden sonra oluşan memnuniyet, bizim için en önemli sonucu oluşturuyor. Hastalarımız ve yakınlarının yüzlerindeki tebessüm bizim için hayati önem taşıyor.”

İRAN’DA ORGANLARI BAĞIŞLIYOR MUSUN DİYE SORULMAZ?
Böbrek Nakli Nefroloğu Prof. Dr. Barış Afşar ise yapılan ameliyatların sayısından çok, alınan sonucun kaliteli olması gerektiğini vurguladı ve “Yaptığımız ameliyatların sonucundan son derece memnununuz. İnsanları, hayata bağlamak sağlıklı yaşamalarına vesile olmak son derece güzel.” diyerek çalışmalarını katlayarak devam edeceklerini söyledi. Afşar açıklamasında “Bazı ülkelerde hastanın böbreğini veriyor musunuz diye sorulmaz. Örneğin İran’da sorulmaz ve orada böbrek bekleyen hasta yok. Onların düşüncesine göre organ Allah’ındır, Allah’ın olan organı hastaya sorup almayız derler. Bizim de halkımızın daha bilinçlenmesi gerekiyor. Bekleyen hastalar nakil sayısı artmasına rağmen birikiyor.”