Isparta ve Türkiye gündeminde öne çıkan başlıkları dilim döndüğünce yorumlamaya çalışacağım.
Yeni Eğitim ve öğretim yılı birçok soru işaretleri ile başladı.
Yaklaşık 11 aylık aradan sonra öğrenciler arkadaşları, öğretmenleri ve okullarına kavuştu. Bu süre zarfında uzaktan eğitimle bir üst sınıfa atlayan öğrencilerin yeni dönemde yüz yüze eğitimle daha çok bilgiye ulaşacaklarını ve verim alacaklarını düşünüyorum.
Coronanın gölgesinde Bakanlığın ısrarla yüz yüze eğitimde ısrar etmesini doğru buluyorum. Gerçekten de yüz yüze eğitim öğrencinin daha çok disipline olacağı ve daha çok bilgiye ulaşacağı ve ciddi bir eğitim alacağı süreçtir. Ama bu süreci iyi atlatmak, en önemlisi corana illetine bulaşmadan geçirmek önemli. Kaş yapalım derken göz çıkarmanın bir anlamı yok.
Benim anlayamadığım ama milyonlarca insanın ısrarla aşıdan kaçtığı bu süreci hızlı bir şekilde atlatabilmemizin yolu aşıdan geçiyor.
12 yaşa kadar inen aşılama sürecinde Bilim kurulu üyeleri, sağlık bakanı ve yetkililer, devlet yetkilileri ve yerel yöneticilerin sürekli aşı olun demesinin altında yatan gerçekleri görmeyenlerin ancak kör ve sağır olduğunu düşünüyorum.
Özellikle Eğitim ve öğretimin başladığı bugünlerde hala aşısını olmayan ya da tamamlamayan öğretmenlerin olması çok acı. Karşısında mini minnacık yavruların oturduğu bu öğretmen arkadaşın taşıdığı riski ve bulaştırma yolu ile virüsün dağılma hızını düşünmek bile istemiyorum.
Toplumsal bağışıklık kazanmamız için toplumun en az yüzde 90’nın en az iki-üç aşı olması gerekiyor, aksi halde günlük vakaların 20-30 binlere çıktığı ülkemizde kaybettiklerimizin sayısının da hızla artacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Hastanelerin yoğun bakımlarında yatan ve entübe olanların % 90’nın aşı olmayan yada aşısını tamamlamayan kronik hasta ve yaşlılardan oluştuğu gerçeğinden yola çıkarak, bu süreçi lehimize çevirmenin tek yolunun aşıdan geçtiğini bir kez daha söylemekte fayda görüyorum.
Virüsün ilk çıktığı günlerde MASKE-HİJYEN VE MESAFE kuralına birde AŞI‘YI ekleyerek virüsle mücadelede kazananın insanoğlu olması için daha çok disipline olmalı, sorumluluk taşımalı ve kuralları uygulamamız gerekiyor. Yoksa sevdiklerimizi kaybetmeye ve psikolojik travma yaşamaya devam ederiz!
Bu arada İlk ve orta dereceli okulların açılmasından sonra önümüzdeki günlerde Üniversitelerde yüz yüze eğitime başlayacaklar. Öğrenci şehri Isparta’da sayıları 100 bine ulaşan öğrencisi, akademik ve idari personeli ile adeta bir eğitim şehri olan Isparta’da iki Üniversitemizde hazırlıklarını tamamlayarak öğrencilere sağlıklı bir ortamda eğitim verebilmek için bekliyor.
Hizmet sektörünün yoğun olduğu, buna paralel olarak bu sektörde çalışan binlerce insanın istihdam edildiği Hizmet sektörü de 17 aylık süreçte çok mağduriyet yaşadı. Adeta karabulutların dolaştığı ölü bir şehri andıran Isparta’da Üniversite öğrencilerinin gelecek olması ile birlikte sektör temsilcilerinin yüzü gülmeye başladı.
Tokyo ve Pekinde yapılan olimpiyatlarda Altın, gümüş ve bronz madalya alarak ülkemizi gururlandıran ve bayrağımızı gönlere çektirerek istiklal marşını okutan sporcularımızın başarıları ile nasıl gurur duyduk ise Milli Futbol takımımızın önceki gün akşam Hollanda’dan 6 gol yemesine de bir o kadar üzüldük.
Voleybolda Filenin sultanları gerek olimpiyatlarda, gerekse Avrupa şampiyonasında elde ettiği başarıları ekran başında büyük bir heyecan ve gururla takip ettik. Gerçekten de bugünlerde bu tür başarılara ihtiyacımız var. Toplum olarak çok gerildik, psikolojik olarak yıprandık, ekonomik olarak daraldık ve sonuç itibari ile zor günlerden geçiyoruz. İnsanların umutlarının tükendiği, karamsarlığın hakim olduğu, pahalılığın tavan yaptığı, işsizliğin ayyuka çıktığı, toplumsal şiddetin diz boyu olduğu saymakla bitiremeyeceğimiz birçok olumsuzlukların yaşandığı bugünlerde gerçekten de bir tebessüme, bir başarıya, bir mutluluğa o kadar hasretiz ki, bunu insanların yüzünde görebiliyoruz.
İşte tüm bu olumsuzluklar, Avrupa şampiyonasında ortaya konan kötü futbol ve alınan sonuçların etkisinden bir türlü kurtulamayan Milli futbolcularımızda bilinçaltı yapmış ve 4 gol atarak yendiği Hollanda’dan 6 gol yiyebiliyor. Geçmişte gazete manşetlerinde ‘Yenildik ama ezilmedik’ başlıklarını okurduk. İnanın Hollanda karşısında sadece yenilmedik aynı zamanda ezildik, bittik ve yok olduk.
Sonuç olarak sadece futbolda değil her alanda toparlanmamız, silkinmemiz ve kendimize gelmemiz gerekiyor. Bizi yönetenlerin topluma önce moral ve motivasyon aşılaması gerekiyor. Sonrasında disipline olup önce şu corana virüsünden kurtulup kendimize gelmemiz ve daha sonra çok çalışıp, üretip ekonomik olarak kalkınmamız, daha da önemlisi kaybettiğimiz umutlarımızı yeşertip hayata pozitif bakabilmeliyiz.
Her zaman olduğu gibi yazımı önce sağlık sonra huzur ve mutluluk dileklerimle noktalıyorum. Saygılarımla.