Isparta'da Uluslararası Davraz Kongresi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Üniversitelerne kadar patent üretebiliyor. Yazılan uluslar arası makale sayısı ne kadar?

Tüm bu sorulara cevap verilmesi ve eksikliklerin tamamlanması gerekiyor" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Üniversiteler

ne kadar patent üretebiliyor. Yazılan uluslar arası makale sayısı ne kadar? Tüm bu sorulara cevap verilmesi ve eksikliklerin tamamlanması gerekiyor" dedi.

Şahin, ilk kez düzenlenen Küresel Diyalog temalı Uluslararası Davraz Kongresi'ne katılmak üzere bugün Isparta'ya geldi. Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Lütfi Çakmakçı Kültür Merkezi'nde başlayan kongrede konuklara SDÜ'yü tanıtan sinevizyon gösterisi sunuldu, ardından açılış konuşmalarına geçildi. Şahin de en son konuşmayı yaptı.

IŞIK DOĞUDAN YÜKSELECEK

SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof.Dr. Hasan İbicioğlu toplantıda bir konuşma yaptı. Bu toprakların başka ülkelere vereceği çok uygulama olduğunu belirten İbicioğlu,

"İnsanları barış içinde yaşatan modellerin yeniden analizi gereklidir. Farklılıklar Anadolu'da nasıl barış içinde yaşadı. Bu modelin tüm yönleri iyi irdelenmeli. Geçmiş versiyonları şimdi de uyarlayabiliriz" dedi. Doğu ışığına her zamankinden daha muhtaç olduğumuzu anlatan İbicioğlu, şöyle konuştu: "Bu nedenle uluslararası arenadan farklı öğretim üyelerini bir araya getirdik. Dünyanın geleceği Davos'a sıkıştırılamaz. Işık yine doğudan yükselecektir."

YEREL DİLLERİN TÜMÜ ÜNİVERSİTELERDE ÖĞRETİLMELİ

Rektör Prof.Dr. Metin Lütfi Baydar da, bu toplantıların kendimizi dünyaya anlatmak dünyanın da bizi anlaması için fırsat olacağını söyledi.

Küresel diyalogun insanca yaşanabilecek bir özlemin çağrısı olduğunu belirten Rektör Baydar, şunları söyledi: "Temel hakların bir toplumda güvence altına alınması gerekir. Eğer olmazsa çatışma yaşanabilir. Son günlerde tartışma konusu olan üniversitelerde yerel dil eğitimi konusunda üniversitelerinde söyleyeceği olmalıdır."

Türkiye'nin resmi dilinin Türkçe olduğunu, resmi dilimiz Türkçe dışında Türkiye halkının 30 üzerinde yerel dil kullandığını anlatan Baydar, sözlerine şöyle devam etti: "Üniversitemiz de sadece tek bir yerel dilin kullanılması yerine tüm yerel dillerin öğrenebileceği bir bölüm kurulması ve bunların yaşam boyu öğrenim merkezlerinde öğrenilerek bu eğitim, üniversitelere bırakılmalıdır."

Milli eğitimde kullandığımız dilin Türkçe olarak devam etmesi gerektiğini anlatan Baydar, şöyle konuştu: "Yerel diller bölümünde yetiştirilen üniversiteli gençlerimiz yerel dilleri kullanan vatandaşların kamu kurum ve kuruluşlarında işlemlerini yaptırmasında ve yerel dili öğretmede istihdam edilebilir. Böylece resmi dili bilmeyenler de tüm kamu hizmetlerinden eksiksiz yararlanacaklardır. Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılarak eğitim sistemi daha da güçlendirilmeli. Resmi dilimizi anlamayan kalmayana kadar

sürdürülebilecek bir konsorsiyum içinde bu çalışma sürdürülmelidir. Üniversiteler siyasallaşma ve bilimselleşme arasındaki ince çizgide objektif olarak kendini geliştirmeli ve bilimselleşmeyi tercih etmek suretiyle küresel diyalogun geliştirilmesine katkı sağlayacaktır."

ÖZBEK HALKI TÜRKİYE'Yİ ÇOK SEVİYOR

Özbekistan Büyükelçisi Kadirov da, konuşmasında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i övdü ve "Süleyman Demirel'i dünyada tanımayan yoktur. Isparta'da 50 bin öğrenci var. Eminim Isparta'da onun gibi akıllı insanlar var. Ben Türkiye'de dört yıldır çalışıyorum. Türkiye önemli bir ülke, Türkiye'nin iş adamları Özbekistan'da çok rahat çalışıyor. Özbekistan halkı Türkiye'yi çok seviyor. Türkiye'nin yürüttüğü politika iyi politika. Savaşları bitirmek için diyalog gerekir."

EKONOMİK İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİ

İran Ekonomi ve Ticari Müsteşarı Ahmet Noorani ise konuşmasına besmeleyle başladı. Davraz adına bakarak Davos'u ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'one minute' sözlerini anımsatan Noorani, İran halkının nezdinde Isparta'nın çok tanındığını söyledi.

İran uçaklarının Isparta'ya geldiğini belirten Noorani, şöyle konuştu: "Isparta, İran'da tanınıyor. Hamedan kentinde işbirliği konseyi kuruldu. Bir üst düzey heyet Isparta'ya geliyor. İlişkiler inşallah daha derinleşir. Biz birbirimize çok bağlı olmamıza rağmen birbirimizi çok fazla tanımıyoruz. Köklerimizi çok iyi biliyor. Ancak İran'ı basın organlarında tanıtılan izlenimleriyle anlatıyor. Umarım iki ülkenin yetkilileri ve bilim adamları bu görüşleri düzeltmede umuyorum ki çaba gösterir. Kültürel

işbirliğinin yanı sıra ekonomik işbirliğinin de önemine inanıyorum. Örneğin doğalgaz işbirliği ile bu bağlar daha çok gelişir."

BU TOPLANTI ÇOK ÖNEMLİ

Isparta Valisi Ali Haydar Öner ise konuşmasına Isparta ve SDÜ'den bahsederek başladı. Isparta'da kalkınma ajansı kurulduğunu anımsatan Vali Öner, Akdeniz Kalkınma Ajansı'nın ortak değerlere en çok sahip olma özelliğini taşıdığını söyledi. Bölgenin potansiyelinin harekete geçirilerek ortak sinerji yaratılması ve bölgenin gelişmesinin ortak hedef olduğunu dile getiren Vali Öner, şunları söyledi: "İyi bir başlangıç iyi geleceğin işareti. Kalkınma sürecini hızlandırarak sorunlarımızı çözebileceğimize

inanıyoruz. Antalya'da yer kalmadı. Burdur ve Isparta'da OSB'ler girişimleri bekliyor. Isparta Havalimanı uzun süredir uçuşlara kapalıydı. Isparta Havalimanı, İran uçaklarına hizmet veriyor. Burası Antalya'yı da destekleyici yer olarak değerlendirilirse bölgemiz açısından doğru bir yaklaşım olur düşüncesindeyim. OSB'de yeterli yatırım alanlarımız var. Her alanda girişimcilere yardımcı olmak için hazırız."

Öner, bu toplantının çok önemli olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü ortak anlayışın ortayla konulduğu bir toplantı. Her alanda uyum içerisinde hareket edip fesada düşmezsek bölgemizi de ülkemizi de çağdaş uygarlık seviyesine taşıyabiliriz. Bugün Özbekistan Büyükelçisi'nin Türkçe kullanmasını gönülden takdir ediyorum. Bu toplantılarda inanıyorum ki katılımcılara one minute dedirtmeyecek olgunlukta bilimsel toplantılar düzenlenecek ve herkes için yararlı olacaktır. Ülkemizin hak ettiği

gelişmişlik düzeyine ulaşmasifclmelidir. Üniversiteler siyası daha yaşanabilir çevre bu toplantıların ışığında daha kolay hale gelecektir."

GÜÇLÜ ÜLKE OLACAKSAK BİLGİ ÜRETMELİYİZ

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ise dünyanın küreselleştiğini ve bilgi toplumunun hakim olduğunu söyledi. Her alanda küreselleşmeden bahsedilebileceğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Krizin, domuz gribinin, güvenlik sorunlarının olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bir ülke başarılı olmak istiyorsa küresel ortamı iyi okumalı iyi analiz etmeli. Son yıllarda yaşadığımız kriz bunu gösteriyor. Bu şartlardaki değişim sınırları anlamlı kılmıyor. Bilgi anlamında da sınırlar anlamsız hale geldi. Bölümler arasında

duvarlar yıkılıyor. Bugünün dünyasında farklı alanlardan bilim adamlarını getirip tartışmaları yürütmek çok daha anlamlı. Ülkemizi bu kriz ortamında birinci lige çıkaracaksak, dünyanın ekonomisi en güçlü ülkelerinden biri haline getireceksek bunu ancak gerçek anlamda bilgiyle yapabiliriz. Politikalar bu bilgilerin üzerine inşa edilmeli. Hükümet olarak buna inanıyoruz. Küresel ortamı ne kadar iyi analiz edebilirsek ve politikaları bunun üzerine inşa edersek o ölçüde başarılı oluruz."

Üniversitelerin bu anlamda rolünün kritik olduğunu belirten Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Ekonomiden hukuka birçok alanda üniversitelerimizin bir düşünce kuruluşu gibi fikir üretmesi bizim için son derece önemli. Aydınları, medyası tartışma ortamı canlı olan bir ülkenin siyaseti de çok daha canlı oluyor. Ekonomiyle farklı alanlardaki ilişki iyi kurgulanmalı. Demokrasinin olmadığı bir ortamda ekonomik gelişme mümkün değildir. Türkiye'de önümüzdeki dönem gereksiz tartışmalardan çıkmış, ortak

hedefler koyup birlik içinde bu hedeflere yürüyen bir millet haline geleceğiz. Bir taraftan küresel diyalogdan bahsederken kendi içimizde diyalogdan kaçarsak ülkemize zarar veririz. Farklı tecrübelerimiz inançlarımız olabilir. Fakat bu devlet hepimizin. Hepimiz aynı gemideyiz kendi iç diyalogumuzu da artırmak zorundayız."

AKP hükümetinin orta vadeli ekonomik programından da bahseden Bakan Yılmaz, önümüzdeki üç yıl içinde bu krize nasıl cevap verilebileceğini anlatan katılımcı bir program olduğunu söyledi.

2012'DE YÜZDE BÜYÜME HEDEFİ

Ülkenin güçlü yanlarını esas alarak küresel krizden çıkıp yeniden sürdürülebilir bir büyüme dönemine girmek istediklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Bizim diğer ülkelerden avantajlı yönlerimiz var. Öncelikle bizim güçlü bir siyasi istikrarımız var. İkincisi mali yapımız çok güçlü. Üçüncüsü finansal yapımız çok güçlü. Bankalarına müdahale etmeyen tek ülke Türkiye. Bu üç büyük artımızla bu krizden yapısal anlamda etkilenmiyoruz. Bu yıl için küçülme söz konusu, gelecek yıl 3.5, 2012 de yüzde 5 büyüme

trendine gireceğiz. Yapısal reformlarla daha güçlü ekonomiye gideceğiz. Bu üç yıllık dönemde 1 milyon 250 bin inanılmaz istihdam oluşturma hedefindeyiz."

Aktif iş gücü politikalarla istihdamı artırmak istediklerini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yerel potansiyeli yeni süreçte harekete geçirmemiz gerekiyor. KOBİ'leri destekleyecek şekilde kalkınma ajanslarını devreye sokuyoruz. Kurumsallaşmayı tamamlayıp 2010 yılında en azınifclmelidir. Üniversiteler siyasdan bir hibe programı geliştirmek. Bu sayede yerel potansiyel harekete geçecek ve genel kalkınmaya katkı sağlanacak. Isparta önümüzdeki günlerde en çok gelişen illerin başında olacaktır. İşte

teşvik, işte üniversite, işte kalkınma ajansı, yeter ki kendi enerjimizi buralara yönlendirelim."

ÜNİVERSİTELER NİTELİKLİ ELEMAN YETİŞTİRMENİN BİRAZ UZAĞINDA

Toplantının son konuşmasını TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin yaptı. Bu kongrenin temasının küresel diyalog olduğunu hatırlatan Şahin, "En çok ihtiyacımız olan şey bu. Teknoloji o kadar gelişti ki dünya küresel köy haline geldi. Terörü, göçü tek başınıza çözemezsiniz. İşbirliğine ihtiyacınız vardır. Bu kongrede iyi tespitler yapılacaktır ve kitaplaştırılırsa siyasiler de bundan yararlanacaktır.

Bizim bazı sokaklarımızda havra, cami ve kilise yan yanadır. Biz dünyada barıştan yana bir anlayış içinde yoluna devam ediyoruz. Komşularınızla sıfır sorunla yaşayıp bunu gerçekleştirmek için gayret edeceksiniz. Bu topraklar diyalogun tartışılabileceği en güzel alanlardan biridir."

Üniversitelerin yeni eğitim öğretim yılına başladığını anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan yetiştirmek için vardır. Peki üniversiteler bu hedefin neresindedir? Bunu başta YÖK ve üniversiteler değerlendirecektir. Ama bunun uzağındayız. Lise mezunlarının tümü yüksek tahsil yapma imkanına sahip mi? Ne kadar üniversiteler patent üretebiliyor. Yazılan uluslar arası makale sayısı ne kadar? Tüm bu sorulara cevap verilmesi ve eksikliklerin tamamlanması

gerekiyor. 18 milyon kişi Türkiye'de eğitim görüyor. Birçok ülkenin nüfusundan daha fazla bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilirsek Türkiye'yi kimse tutamaz. Türkiye, çağdaş uygarlık seviyesini yakalar hatta önüne geçer."

Buraya gelmesinin önemli bir nedeni olarak komşuluk hukuku olduğunu belirten Şahin, "Davraz adı spor kulüplerinin kamp yaptığı, adale kasların geliştirildiği mekan olarak akla gelirdi. Ama artık zihinlern geliştirildiği yeni fikirlerin ortaya konduğu bir mekan haline gelecektir."

SDÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen üç gün sürecek kongreye Meclis Başkanı Şahin'in yanı sıra Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Durmuş Günay, Özbekistan Büyükelçisi Ulfat Kadirov, BDK Başkanı Tevfik Bilgin, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Doç.Dr. Erdem Başçı ve çeşitli üniversitelerden yerli ve yabancı öğretim üyeleri katıldı.