Isparta’da çocukluk yıllarında elektronik eşyalara olan merakı Aksu’yu 49 yıllık bir meslek haline dönüştü. Isparta’da Alman gurbetçi olan komşularının televizyonu ilk defa Isparta’ya getirmesiyle birlikte hayatında Aksu için bambaşka bir dönem başladı ve bu işi yapmaya karar verdi. Televizyonun sadece 1 kişide bulunduğu Isparta’da Aksu radyo tamir etmek için bir ustanın yanına girdi. Ardından kendi tabiriyle radyonun içerisinde bulunan kabloları görünce içten içe bir merak sarmaya başladı. Isparta’da eskiden elektronik eşyaların çok değerli olduğunu belirten Aksu “70li 80’li ve 90’lı yıllarda elektronik çok değerli bir eşyaydı. Şuan ki durumda araba almak gibi bir şeydi. Bu yüzden vatandaşlar onu gözü gibi korurdu. Ben ise içerisindeki sistemi görünce büyük bir merak oluştu. Ben de bu kablo nereden gelip nereye gidiyor? Ne işe yarıyor? Elektrik kablosu nasıl sese dönüşüyor? Çalışırken bu sorulara cevap bulmak için geceleri uyumuyordum.” Dedi. Elektronik işinde her zaman kendini geliştireceksin diyen Aksu “Eskiden teknoloji bu kadar hızlı değildi. Trans torlu radyo, lambalı radyo, teyip, müzik çalar derken bu ürünler günümüzde olduğu gibi hızla yapılmadı. Hepsi silsile şeklinde bir tanesi yapıldı. Geliştireyim derken bir tanesi daha yapıldı. Biz de bu değişen ürünler için kendimizi yeniledik. Kadavra inceleyen doktorlar gibi sürekli birinin radyosu teyibi bozulsun diye dua ederdik. Biri getirdiği zaman içini açıp aynen bir çocuğun çizgi film izlediği gibi radyonun içini açıp izlerdik. Ardından bu işi yapa yapa o ürünü A’dan Z’ye kadar hangi aksamı bozulursa bozulsun sadece 1 saatimi alır. Tabi bu işin sonucu, ama burada önemli olan derinden bir merak. Bir işte ne olursa olsun gelişmek istiyorsanız merak edeceksiniz. Şuana kadar antikasından son sistem televizyonuna kadar bütün ürünleri tamir eder yaparım. Bunu bu işe merakım sayesinde eriştim” dedi.
Kaybolan Meslek Yoktur
Isparta’da hatta Türkiye genelinde artık tamir işlerini özelikle elektroniğe olan ilginin azaldığını belirten Aksu sebebini şu sözlerle ifade etti. “Eğitim en başta eğitim. Bu çocuklara sanat okullarında hiçbirşey öğretmiyorlar. Çocuk buraya geldiği zaman lehim tutmasını bilmiyor. Teorik olarak da bir şey bilmiyor. Bir çocuğa teorik eğitim çok iyi verilmelidir. Verilsin ki içten içe bu işe bir ilgi duysun. Duyduğu ilgi sayesinde bir işi kendi kendine çözebilecek kapasiteye gelir. Ama şuan bu mesleklere talep yok. Öğrenciler ilk başta kendilerine yüksek kazanç getiren iş seçmeye çalışıyorlar. Ama bu ürünleri bilmekte önemli. Hobi olarak bile yapılsa boş zamanlarında keyifli vakit geçirebilecek bir iştir.” şeklinde konuştu.
Haber/ Ali Rıza Cesur
