1930 yılının sonları... Rejimin sahipleri “halk bakalım adam oldu mu?” meraklarını tatmin için muvazaalı bir muhalefet partisi kurulmasına karar verirler. Kurdurulan Serbest Fırka kısa sürede çığ gibi büyür. Bunalan halk, sarıldığının yılan olduğunun farkında değildir. Çok değil sadece üç ay sonra rejim üvey partisini Genel Başkanı Fethi Bey eliyle kapatacaktır.
            Sıra halka gereken dersi vermeye gelmiştir. Fakat bunun için önce bir olayın yaşanması lazımdır ki sopa atılabilsin.
            İşte bu amaçla Serbest Fırka’nın kapanışından bir ay sonra Menemende korkunç bir olay yaşanır. Evvela Manisa çevresinde sarhoş ve esrarkeş serseri takımından altı kişi seçilir. Bu kişiler bir sabah vakti Menemene girer ve camide sabah namazını kılarlar.
            Çıkışta Sancak-ı Şerifi (!) açar ve halkı isyana teşvik ederler.
            Askeri karakol yakındır fakat müdahale gecikir. Bundan cüret alan Şeriatçılar(!)  kendilerini rollerine fena kaptırırlar. Bu arada yedek asteğmen Kubilay koşarak olaya müdahale etmek ister. Gözü dönmüş caniler evvela tüfekle zavallıyı ayağından vurur ve düşürürler, sonrada kör bir testere ile hunharca kafasını keserek eylemlerini canavarca nihayetlendirirler.
            Yaşanan bu iğrenç olay bahane edilerek ülkenin genelinde ne kadar sevilen din âlimi varsa takibata uğrar ve bigünah yargılanırlar. Aralarında Erbil’li Şeyh Esad gibi asılanları da vardır.
            Bu hadiseden niçin bahsettim? Şu sıralar aynı oyun daha büyük bir ölçekle Nijerya’da sahneye konuluyor da ondan. Güya Şeriatçı Boko Haram örgütü, ‘Batılı tarz eğitim haramdır’ bahanesiyle 200 kız öğrenciyi kaçırmış.
            Buna çok içerleyen ABD önderliğindeki Batılı müttefikler bu kızları kurtarmak için harekete geçmeye hazırlanıyorlarmış. Anlaşılan o ki Batı yeni bir işgalin arifesinde.
            Fakat bu arada küçük bir ayrıntıyı unutursak resmin tamamını asla göremeyiz: Nijerya dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz deposu olan ülkelerinden biri. Ayrıca Amerikan mallarının iyi bir tüketicisi, yani Amerika tarafından kaybedilmesi göze alınamayacak büyük  bir Pazar.
            Daha da önemlisi nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bu Afrika Ülkesinin Türkiye ile olan ilişkileri son zamanlarda son derece iyi.  Nijerya, 28 Şubat sürecinde Askeri cunta tarafından yıkılan Erbakan Hükümeti sırasında kurulan D8 gurubunun da üye ülkelerinden birisi.
 Son önemli ayrıntı, dönem başkanlığını Pakistan’dan, yılsonunda İstanbul’da yapılacak zirve ile alacak olan Türkiye, D8 ekonomik işbirliği örgütünü atıl vaziyetten kurtarıp yeni bir dönemi başlatmayı hedefliyor. Bu bağlamda ilk kez enerji alanında bakanlar düzeyinde bir toplantı düzenlenmesi planlanıyormuş.
Enteresan değil mi? Türkiye’nin önderliğinde İslam Ülkelerinden oluşan ekonomik bir birlik enerji konusunu masaya yatıracak... Gelişmenin Batı’nın hoşuna gitmeyeceğini kestirebilmek için kâhin olmaya gerek yok!
Nijerya’da kaçırılan kızları Şeriatçı(!) örgüt köle olarak satacağını ilan etmiş...  Hangi köle pazarına götürüp satacaklar artık bilinmez? Lakin söylenen zırvanın “ortaçağ” dönemini çağrıştırdığı kesin... Bu da boşuna değil, çağrıştırsın ki damarlardaki kan evvela donsun, sonra hışımla aksın; üstelik laik, laik...
Ondan sonra koro halinde başlansın İslam’ın yaşanan çağın gerisinde kalıp sorunlarına cevap vermeyeceği iftiraları. Amaç Müslümanların birliğini engelleyip ümmet olarak ayağa kalkmasına engel olmak!
Günümüzde Şeriat hakkında Müslümanlar hariç herkes konuşuyor. Kafa kesiciler, analarından hür doğanları köle ediciler silahlarıyla şeriat adına konuşuyorlar. Batı konuşuyor, laikler konuşuyor, fakat Müslümanlar konuşamıyor; konuşsa bile halen daha kuşdiliyle konuşuyor.
Oh ne ala Menemen, değil mi? Kubilay’ı, kaçırılan kızlar; irticadan kurtaracak ordusu, Batılı müttefikler; esrarkeşleri yine kafa kesici örgütler olan bayat bir mizansen.
Yer miyiz? Zor ama ihtimal dâhilinde? Neden mi? Ne şeriat, ne şeriat değil bilemiyoruz ki kardeşim... Bilemiyoruz çünkü Müslümanlar başsız. Müslümanlar halifesiz de ondan?
Sözü dinlenecek bir başı, ihtilafları giderecek bir hakemi, dünyada temsilcisi olmayan koskoca bir ümmet.
İslam adına her kafadan çıkan sesin gürültüsü arasında İngilizleri duyabilmek için biraz dikkatli olmanız yeterli olacaktır sanırım.
Zira Hilafet kalktı kalkalı onlar zil takıp oynuyorlar da, ondan!