Yapılan yürüyüşün ardında basın açıklamasında Tüm dünyaya şu açıklamalar yapıldı; "Süleyman Demirel Üniversitesi 19 Mayıs Amfisinde gerçekleşen SDÜ Öğrenci Konseyi, Adem,İlahiyat,Sosyal Politika ,Kızılay,Osmanlı Medeniyeti,MTIB, İdealist Gençlik,Bilgi Düşünce topluluklarının da yer aldığı İsrail'in yapmış olduğu zulme karşı yürüyüşümüzü düzenledik.

Bu acımasız zulme sessiz kalmamak adına elimizden geleni yapacağımıza söz veriyor ve bu duruma asla sessiz kalmayacağımızı bildirmek istiyoruz. 
Konsey başkanımız Abuzer CİNİVİZ' in yapmış olduğu kınama konuşması;
"Son günlerde Filistin ve İsrail arasında yaşanan çatışmalardan dolayı çok sayıda sivil can kaybının yaşanması ve bölgede barış ve güvenliğin bozulması küresel vicdanı derinden yaralamaktadır.

Altın İthalatının Serbest Bırakılması Gündemde Altın İthalatının Serbest Bırakılması Gündemde

Gazze’nin yoğun bombardımana tabi tutularak orantısız güç kullanılmasından ötürü bölgede ağır bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Son yaşanan olaylar İsrail ve Filistin arasında 1948 yılından bu yana devam eden çatışmaların kronikleşmiş bir hal aldığını ortaya koymaktadır.

Gazze’de 16 yıldır kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere milyonlarca insan temel gıda, su, ilaç-tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynaklarına erişememiş bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir.

Tarihsel süreç içerisinde milyonlarca insanın vatanından sürgün edilmesi, binlerce sivilin katledilmesi ve yüzlerce yerleşim yerinin tahrip edilmesi savaş suçu olmakla birlikte, olağanüstü önlemlerin alınmasında geç kalınmış bir insanlık suçudur.
Sık tekrarlayan savaş hali dolayısıyla insancıl hukuk mekanizmalarının devreye sokulması ve bu yönde acilen tedbir alınması gerekmektedir.
İsrail-Filistin arasındaki çatışma daha fazla insanlık dramına yol açmadan bir an önce sona erdirilmelidir.

Zira çatışmada çok sayıda masum sivil hayatını kaybetmekte ve sivil can kaybının artışı endişe verici boyuta ulaşmaktadır.

İnsancıl hukuk açısından temel öncelik, bu çatışmalarda sivil halkın can ve mal güvenliğinin bir an önce sağlanmasıdır.
Başta BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluşların tarafları masaya çağırarak, sorunun adil biçimde, diplomatik yöntemlerle ve ivedilikle çözümü hususunda tarafları uzlaşıya davet etmesi icap etmektedir.

Siviller her durum ve koşulda korunmalı ve “toplu cezalandırma” gibi insanlık dışı muamelelerden kesinlikle uzak tutulmalıdır.

Bölgede büyük travmalara yol açan ve uzun yıllar devam eden bu sorun, artık iki devletli çözüme yönelik yerleşik Birleşmiş Milletler prensipleri temelinde barışçıl yollarla, adalet sağlanarak daimi bir çözüme kavuşturulmalıdır."
İsrail'e karşı nefretimizi ve uluslararası olarak çözülmesi gereken önemli olan yaptırımları yapması gerektiğini ifade etmiş olup her şekilde Filistin'in yanında olduğumuzu belirtmiştir.