1 Mayıs 2009 tarihinde Dışişleri Bakanlığına atanan Sayın Ahmet Davutoğlu ile birlikte geliştirmeye çalıştığımız 'Sıfır Sorun Politikası' Suriye ve İsrail meselesi yüzünden çıkmaza girmeye başladı. Aslında yapılmak istenen doğru olsa da zaman içinde bu politikanın hiç de düşünüldüğü gibi revize edilememesi bugün Sayın Davutoğlu'nu istenmeyen adam ilan etmeye yetti.

Suriye konusunda batı müttefikleri ve bir kaç Arap ülkesi ile birlikte çalışan Türkiye bugün işin aslında beklenenden daha zor olduğunu gördü. Arap Baharına bakarsak Tunus'da işsiz gencin kendisini yakmasıyla başlayan bu süreç Batının da attığımız kurşun vurduğumuz hedefe değmiyor söylemleriyle ortada kalmış oldu.

Çünkü Batı her ne kadar içerde özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz seslerine cevap verse de sonuçların kendilerinin lehine olmadığını da zaman içinde gördüler. Her baharın geçtiği yerde Müslüman Kardeşlerin zaferle çıkması Batı'yı biz ne yaptık demek zorunda bıraktı. Aslına Batı'nın beklediği sonuç bu değildi tabiî ki. O yüzden Suriye meselesinde isteksiz durmaları da son derece normal. Gerçi buradaki isteksizlik biraz da kendi iç sorunları ve 6 Kasım'daki ABD başkanlık seçimlerine de bağlı. Avrupa'nın içine düştüğü büyük borç krizi, Avrupalı liderlerinden Suriye ve sonrasında İran konusunda ciddi bir ittifak içinde olmadıklarını gösteriyor.

ABD ise mevcut başkan Barack Obama'nın barış söylemleri ve rakibi Mitt Romney'in saldırgan söylemleri ile 6 Kasım'da önemli bir seçime gidecek. Beklenti Obama'nın yeniden seçilmesi yönünde. Fakat Yahudi lobisi de 100 milyonlarca dolar yardım da bulunduğu Romney'in kazamayacağını görmüş olsa ki, geçen hafta İsrail'den Türkiye'ye Önkoşulsuz Görüşelim teklifi geldi.

Türkiye'nin İsrail konusundaki görüşünde ise bir değişiklik olmadığı Sayın Başbakan tarafından bir kez daha dile getirildi. Türkiye'nin ortaya koyduğu şartlardan Gazze Ablukasının kaldırılması İsrail tarafından kabul edilebilecek bir durum olmadığı ortadadır. Bunu isteseler de yapamazlar.

Eğer gerçekten bizim istediğimiz Gazze'deki Müslümanlar'ların sorunlarını çözmek ise Türkiye'nin İsrail konusundaki politikasını değiştirmesi yada yeni politikalar geliştirmesi lazım. İsrail'den gelen koşulsuz masaya oturalım çağrılarına her defasında 3 şartı yerine getir diyerek bir sonuç elde etmemiz mümkün değil. Bu şekilde ki bir sürecin Gazze'de ki insanlara da faydası yok. Karşı tarafın görüşelim taleplerine 'Sürekli Hayır' cevabı vermek zaman içinde Türkiye'yi uzlaşmaz bir ülke görümüne sokacaktır.

Kalın Sağlıcakla.