Türkiyede bazı sorunlar sürekli olarak dile getirilirken sorunların çözüm kaynağı olarak dillendirilenler asla sorunun çözümü olamayacak kadar ucube kalmaktadır. her konuda söyleyecek sözü olanlar aslında hiçbir konuda söz söylemeyemektedir. Bunlardan biride yaş sebze vemeyve toptancı halleridir. insanlar marketten aldıkları dometesin fiyatın yüksek olmasını hallerdeki komisyonculara bağlama alışkanlığından vazgeçmemektedir.halbuki toptancı hallerdeki sorunlar bir ülke meselesidir ve esasında yerelden çok sathı ülkede kendine münhasır sorunlarıolan bir alandır.

mesela;

Büyüklü küçüklü ve birbirine yakın pek çok toptancı halin olması, çağdaş toptancı hal yapılanmasını engellemekte,bu ise Yaş sebze ve meyve ticareti kalite, standart ve sağlık kurallarına uygun olarak yapılamamaktadır.

ikinci sorun belediyelerdir. Belediyelerin toptancı hallere yeterince kaynak aktaramaması bunların modern bir alt yapı sistemine kavuşmasını önlemektedir.

Kontrol ve denetim noktaları belediyelerce her yerde oluşturulamadığı gibi, oluşturulan yerlerde de 24 saat denetim yapılamaması, yaş sebze ve meyvelerin önemli miktarının kayıt dışı alım satıma konu olmasına yol açmaktadır.

birbaşkasorun üretici organizasyonlarının yetersizliğidir. Üretici organizasyonlarının hallerde ve meyve sebze ticaretinde etkin olamamasının en önemli nedeni bunların finansman yetersizliğidir. Bu durum, üreticilere avans verip önceden alım yapan hal komisyoncuları ile rekabet etmelerini güçleştirmektedir. Etkin rekabetin olmaması üreticilerin ve tüketicilerin kazançlarına da olumsuz etki yapmaktadır. hatta 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu tarımda üretici tekelleşmesini getirmektedir.

Yaş meyve sebzenin çabuk bozulabilir hassas ürünler olması ihracatında bazı zorlukları da beraberinde getirmesi,  Ürünlerin ihracatında bazı (etkin bir tarım politikasının olmayışı, hasat sonrası sorunlar, üretici ve ihracatçının örgütlenememesi, bilgi yetersizliği, finansman sıkıntısı ve nakliye sorunları) sorunlar ihracatı da olumsuz yönde etkilemekte yeterli seviyede ihracat yapılmasını engellemektedir.

bir başkasorun miras hukukudur. Arazilerin miras yoluyla bölünmesi üretim alanlarını sürekli küçültmekte, bu durum da verimliliği olumsuz yönde etkilemektedir. Yaş meyve sebze üretiminin küçük ve dağınık birimlerde gerçekleştirilmekte oluşu nedeniyle, finansman sıkıntısı içinde olan üreticiler, yeni üretim teknolojilerinden yeterince yararlanamamaktadır. Ayrıca üreticilerin eğitim eksikliği, fiyat ve satış garantisine sahip olmamaları, üretimde kalitenin yükselmesini sınırlamaktadır. Bu sebeple ihracatçılar, dış talepler doğrultusunda standartlara uygun, istenilen cins ve miktarda ürün temin edememektedirler.

Uluslararası standartlara ve tüketici tercihlerine uygun üretim yapılamaması nedeniyle, yurt dışı pazarlarda diğer ihracatçı ülkelerle rekabette zorlanmaktadır. Türk ürünleri, özellikle narenciye, Avrupa pazarında ikame ürün niteliğindedir. Başta İspanya ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere, esas satıcı ülkelerden ürün gelmediğinde Türk ürünleri talep edilmektedir.

Üretimde gübre ve zirai ilaçların bilinçsiz kullanımı ve hormonlu üretim ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle zirai ilaç kullanımı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bir düzenlemeye tabi tutularak reçeteye bağlanmalı ve kontrol altına alınmalıdır.

İklim koşullarının değişmesi nedeniyle teknoloji desteğine, soğuk hava deposu, paketleme tesisi gibi yatırımlarda altyapı desteğinin eksikliğide ayrı bir sorundur.

Yaş meyve sebze ihracatında faydalanılan deniz taşımacılığında ödenen liman ücretlerinin rakip ülkelerde uygulananların oldukça üstünde olması rekabet gücünü azaltmaktadır.

Ülkemizin mevcut tarım ve ihracat potansiyeli ve giderek artan dünya talebi dikkate alınarak ihracatçılara potansiyel pazarlarda rekabet imkanı sağlanabilmesi ve üretim fazlasının ihracat yoluyla değerlendirilebilmesini teminen başta narenciye ürünleri olmak üzere yaş meyve sebze sektörünün ihracat iadesi sistemi aracılığıyla desteklenmesine çalışılmalıdır.

 İhracat iadeleri sezonluk kısa vade sorunlarını çözmekte ancak yeni türlerin geliştirilmesi yönünde uzun vadeli planların uygulamaya konulmasını engellemektedir. Bu çerçevede; başta narenciye olmak üzere birçok üründe değişik türlerin üretilmesi yönünde çalışmaların yapılması sektörün devamlılığı ve ihracatın artırılmasını sağlamak açısından önem arzetmektedir. Diğer taraftan, anılan ürünlerde başlıca pazarlarımızda tüketici tercihinde yaşanan değişimlere paralel üretim planlaması, sektörün geleceği açısından önem arzetmektedir.

 KDV iadelerinde gecikmeler, DİİB kapamalarında sorunlar yaşanmaktadır. ayrıca teşvikler yetersiz ve gecikmeli olarak belirlenmektedir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca yapılan kontroller, üreticiden ziyade ihracatçıyı hedef almakta, ancak ihracatçının üreticiye kaliteli ve sağlıklı ürün üretmesi konusunda müdahale şansı bulunmamaktadır.

  Bağ-Kur primi kesintileri ürün maliyetlerini artırmaktadır.

Zirai ilaçların bilinçli kullanılmaması ve kalıntıların kabul edilebilir limitlerde olmaması nedeniyle ihracatımızda sorunlar yaşanmaktadır.

Ekolojik ürünler başta olmak üzere uluslararası piyasalarda tercih edilen çeşitlerin üretimi yetersiz kalmaktadır.

konunun sadece haldeki kabzımallara bağlanmasının haksızlık olduğu kanaatindeyim