Çiğdem Pala/Sibel Ertürk Kurtoğlu - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kasetler üzerinden bir kez daha Türkiye'de siyasetin şekillendirilmek istendiğini belirterek, ''Çeteler, bir kez daha Türkiye'de demokrasiye musallat olmak istiyor. Hukuk dışı örgütler, kirli senaryolarla bir kez daha Türkiye'ye rota çizmek istiyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Yalova Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, mitinge katılan Yalovalıları en kalbi duygularla, hasretle, muhabbetle selamladığını söyledi.
Erdoğan, ''Yalova'ya, Altınova'ya, Armutlu'ya, Çınarcık'a, Çiftlikköy'e, Termal'e, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime, tüm vatandaşlarıma selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum'' dedi.
Yalova'ya bugün bir kez daha, 12 Eylül halk oylamasında ''Evet'' diyerek, ileri demokrasiye, özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne vermiş olduğu destekten dolayı şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yalova'yı 1995'te il statüsüne kavuşturdular, 77 nolu plakayı verdiler ama sonra geriye dönüp bakmadılar. Yalova orada kaldı. Yalova depremde büyük tahribat gördü, çok canlarını kaybetti ama Yalova'ya ulaşamadılar, enkaza ulaşamadılar, o canlara ulaşamadılar. Yalova'ya hak ettiği hizmetleri biz kazandırdık ve kazandırıyoruz. Yalova'ya, 77 nolu plakanın ötesinde, şehir kimliğini biz kazandırıyoruz. Üniversitesiyle, dershaneleriyle, derslikleriyle, hastaneleriyle, yollarıyla, depreme dayanıklı TOKİ konutlarıyla daha nice hizmetimizle Yalova'yı bölgenin en güzel şehirlerinden biri haline getiriyoruz. Yalova bizim göz bebeğimiz, Yalova bizim gururumuz.''
Yalova'nın, Türkiye'nin örnek bir şehri olduğunu kaydeden Erdoğan, ''İnşallah öyle kalmaya devam edecek, inşallah sadece Türkiye'de değil, Yalova dünyada da bir cazibe merkezi olarak yerini koruyacak'' dedi.

-''YALOVA, KARDEŞLİĞİN ŞEHRİ''-

Yalova'nın, kardeşliğin şehri olduğunu da dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
''Yalova, benim Türk, Kürt, Boşnak, Çerkez, Laz, Gürcü kardeşlerimin, Kırım, Tatar, Dağıstanlı kardeşlerimin, Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Yunanistan'dan göç etmiş kardeşlerimin birlik, beraberlik, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşadığı bir şehir. Yalova her şeyiyle güzel. Ama kardeşlik ve huzur iklimiyle Yalova her şeyden daha güzel. Yalova'yı bu kadar hızlı büyüten, bu kadar hızlı kalkındıran işte şu anda gördüğünüz birliktir, beraberliktir, kardeşliktir. Ben Yalova'yı bugün bir başka gördüm, bugün ben de heyecanlıyım. Balıkesir'de bambaşka bir coşku vardı, buraya geldim, burada muhteşem bir coşku var.''
Yalova'dan aldıkları ilhamla, Türkiye'yi de kardeşlik hukuku üzerinde kalkındırdıklarını belirten Erdoğan, ''İstikrarı, güveni, huzur ve kardeşliği pekiştirerek, Türkiye'nin ekonomisini büyütüyor, dış politikasını güçlendiriyor, itibarını artırıyoruz'' diye konuştu.
AK Parti olarak, millet iradesini her şeyin üzerinde tuttuklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türkiye otokratik bir sistemin içinde değil, otoriter, totaliter bir yapının içinde değil, demokratik bir yapı içinde. Fakat biz ileri demokrasi istiyoruz. Onun için 12 Haziran bir milat olacak. 12 Haziran ile yeni anayasamızı yapacağız. Burada ileri demokrasi olacak, burada temel hak ve özgürlükler olacak. 26 maddelik o paketin daha genişletilmişi o anayasada olacak. O anayasayı sen yapacaksın, millet yapacak. Onun için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. STK'lar şu anda çalışma yaptılar. Biz de çalışmamızı yaptık, yapıyoruz. Mecliste parlamento aritmetiği bakalım ne getirecek. Eğer parlamento aritmetiği 'AK Parti sen bunu tek başına yap' diyorsa, biz buna rağmen diğer partilere, 'gelin bunu beraber yapalım' diyeceğiz. Anayasa Uzlaşma Komisyonunu yeniden kurmak için çalışacağız.''
Geçen dönem bunu istediklerini, ne CHP ne de MHP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sıcak bakmadığını anlatan Erdoğan, ''Onun için ne yaptık? 26 maddelik paket için -çünkü bizim sayımız ona yetiyordu- halka gitme kararı aldık. Orada da engellemek istediler. Ne yaptılar? CHP, MHP, BDP gibi bütün partiler, illegal partiler bir araya geldiler. Hep beraber engellemeye çalıştılar ama benim milletim yüzde 58 'evet' diyerek, bunları derdest etti. 26 maddelik paketi, halk oylamasından böylece geçirdik'' dedi.
Türkiye'de siyasetin, siyaset dışı kurumlar, özellikle çeteler eliyle şekillendirilmesine itiraz ettiklerini vurgulayan Erdoğan, ''Dedik ki; 'millet ne derse o olur. Türkiye'nin rotasını ancak ve ancak millet çizer' dedik'' şeklinde konuştu.

-''SİYASETİN KASETLER YOLUYLA ŞEKİLLENMESİNE KARŞI ÇIKIYORUZ''-

''Biz, siyasetin kasetler yoluyla dizayn edilmesine, tasarlanmasına, şekillenmesine de aynı şekilde karşı çıktık, karşı çıkıyoruz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''28 Şubat döneminde bunu yaptılar. Kasetler yoluyla siyasete yön vermek istediler. Sonraki dönemlerde aynı şekilde, gizli çekimler, gizli kayıtlar, yasa dışı dinlemeler yoluyla siyaseti şekillendirmek istediler. CHP'nin eski genel başkanına ait görüntüler yayınlandığında, biz anayasa ile ilgili paketi paylaşıyorduk, parlamentodaydık. Orada bu haber bana geldiğinde bunu büyük bir üzüntüyle karşıladım. Ulaştırma Bakanımı yanıma çağırdım, bu yayınların durdurulması için devreye girmesini istedim. Bu görüntüleri siyasi bir malzeme olarak kullanmayacağımızı ifade ettim. Bu görüntüler ne kadar çirkinse, bunları malzeme yapmanın da o kadar çirkin olduğunu söyledim. Ama bu mesele hiç büyümeyebilirdi, bu mesele gündemden çıkabilirdi.''
Bu görüntülerden hemen birkaç gün sonra, belli medya gruplarının bu görüntüleri çarşaf çarşaf ön sayfalarına taşıdığını, günlerce bu görüntülerin yazıldığını, çizildiğini ve konuşulduğunu anlatan Erdoğan, ''Kendileri de konuştu. İkide bir, 'AK Parti bunu çözmeli' dediler. Ya ben senin bekçin miyim? Yargı devrede, gereken yapılmış. Yürütme olarak eğer buna müdahale edilmemiş olsaydı, rezaletin biri bin para olacaktı. Rezalet alıp başını gidecekti. Buna müdahale ettik diye mi yanlış yaptık?'' şeklinde konuştu.

-''KASETLER ÜZERİNDEN AK PARTİ'YE İFTİRA ATIYORLAR''-

Başbakan Erdoğan, kasetlerin sistematik şekilde gündemde tutulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Bu şekilde, CHP üzerinde alenen bir operasyon gerçekleştirdiler. Şu andaki mamul genel başkan, mağdur genel başkanı ziyaret etmedi mi? Gitti. Çıktı, resim verdiler. 'Ben aday değilim' dedi. Ertesi gün ne oldu? 'Adayım' dedi. Her zamanki gibi 'U' dönüşü. MHP'lilere ait görüntüleri de biz aynı şekilde üzüntüyle karşıladık ve çirkin bulduk. Ama ne yapıyorlar biliyor musunuz? CHP de MHP de bu kasetler üzerinden AK Parti'ye iftira atıyorlar, çamur atıyorlar. Partileri içindeki kirli ilişkilere bakmıyor, onları görmezden geliyor, AK Parti'ye iftira atarak bu işten sıyrılmaya çalışıyorlar.''
Erdoğan, dün BDP ile ilişkili bağımsız bir milletvekili adayının, kasetlerden dolayı MHP'yi savunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Yine dün, PKK terör örgütünün yayın organı, bir ajans, MHP'yi savunan, AK Parti'yi suçlayan bir yorumu servis etti. Bir oyun oynanıyor sevgili kardeşlerim. Kasetler üzerinden bir kez daha Türkiye'de siyaset şekillendirilmek isteniyor. Çeteler, bir kez daha Türkiye'de demokrasiye musallat olmak istiyor. Hukuk dışı örgütler, kirli senaryolarla bir kez daha Türkiye'ye rota çizmek istiyor. CHP'si, MHP'si, onlarla birlikte BDP, terör örgütü, hep bir ağızdan koro halinde, AK Parti'yi hedef tahtası haline getirmek istiyorlar.
Kastamonu'da olanı gördünüz, Silopi'de olanı gördünüz. Bunların hepsinin tek bir sebebi var, AK Parti... Bütün teşkilatımızın seçim koordinasyon merkezleri terör örgütü tarafından molotofkokteylleriyle taciz ediliyor. Yapılan bu. Niçin? Yıldırma politikası. Biz halka hizmet yoluna girmişiz, ama kefenimizle girmişiz ve bu yolda böyle yürüyeceğiz. Biz hayatımızı siyasette geçirdik. 18 yaşından itibaren bu yolda... Biz yeni girmedik bu işe, paraşütle girmedik.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 8 yıl SSK Genel Müdürlüğü yaptığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Batırdın SSK'yı. Gittin Ecevit'e 'beni aday yapar mısın?' diye sordun. Ecevit başarısız bir genel müdürü, milletvekili adayı yapamayacaktı, veto etti. Mesele paraşüt meselesi. Böyle geldi. İşi gücü maalesef yalan, yalan, iftira.
Yan yana gelmeleri hayal dahi edilemeyenler, hayatları boyunca birbirleriyle mücadele edenler, birbirlerine en ağır hakaretleri savuranlar, şu anda AK Parti karşısında çete kardeşliği kurmuş durumdalar. Düşünebiliyor musunuz BDP, MHP'yi savunuyor. MHP, CHP'nin yedeğinde siyaset yapıyor. CHP, çetelere kol kanat geriyor, 'Silivri'nin avukatıyım' diye bizzat açıklıyor, emekli siyasetçileri kendisine milli şef ediniyor. Hedef ne biliyor musunuz? Hedef demokrasi, hedef büyük Türkiye, hedef kalkınan Türkiye. Hortumları kesilenler, hep birlikte çıkar ortaklığına giriyorlar. Birileri, milletin egemenliğinden, millet iradesinden rahatsız oluyor ve bunu bozmak için senaryolarını ortaya koyuyorlar.''
Türk milletinin bu oyuna gelmeyeceğini dile getiren Erdoğan, ''Demokrasiye nasıl bir tezgah kurulduğunu görmeye ve bu tezgahı 12 Haziran'da 2-0 ile bozmaya var mıyız? Bir ayımız kaldı. Çok çalışacağız'' dedi.

(ÇİĞ-SBE-TUR-İC)