Muharrem Aksakallı - Günay Nuh - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''AKP hükümeti son 9 yılda 49 tane yeni hapishane yaptı. Evet 49 tane... Yeni hapishane yapacağına, 49 tane yeni fabrika yapsaydınız gençlerimiz gidip çalışsaydı, üretseydi, emek harcasaydı, kazansaydı evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürseydi günaha mı girmiş olurlardı'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Ardahan'da düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetini eleştirerek, ''9 yıldır ülkeyi perişan ettiler. Yoksul sayısı arttı, işsiz sayısı arttı. Çocuklar yatağa aç giriyor. Evlerde huzur kalmadı. Boşanma davaları arttı, hapse giren yurttaşlarımızın sayısı da arttı'' diye konuştu
''AKP hükümeti son 9 yılda 49 tane yeni hapishane yaptı. Evet 49 tane... Yeni hapishane yapacağına 49 tane yeni fabrika yapsaydınız gençlerimiz gidip çalışsaydı üretseydi emek harcasaydı kazansaydı evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürseydi günaha mı girmiş olurlardı'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onlar fabrika değil hapishane sözü verdiler. Onlar fabrika değil, hapishane açtılar. Halkın iktidarında hapishane değil, fabrika olacak. İşsizlik değil, iş olacak. Aşsızlık değil, aş olacak. Sizin için çalışacağız, sizin için üreteceğiz. Hemen üstümüzde dershane var. Dershanede gençlerimiz var. 'YGS yaz Tayyibe gönder şifre cebine gelsin' diyorlar duydunuz mu. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun emekleriyle oynadılar. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun geleceğiyle oynadılar.''
Bu sırada vatandaşların ''Şifreci Tayyip'' diye bağırmaları üzerine Kılıçdaroğlu, ''Ben onun şifreci olduğunu biliyorum zaten. Onun gizli gündemi var. Ama ben onun şifresini çözdüm, itiraflara başladı. Daha çok şey itiraf ettireceğim ona. 'Benim bakanlarımdan bazıları yolsuzluk yaptılar diye onları milletvekili listelerine almadım' diyorsun. Ben de dedim ki 'çık o yolsuzluk yapan bakanların açıkla.' İsimlerini de verdim. 'Benim içişlerime karışma' diyor. 'Bizim partinin içişlerine karışma' diyor. Ben senin içişlerine karışmıyorum. Ben, 'yolsuzluk yapan bakanlarını açıkla' diyorum. 'Kul hakkı yiyen bakanların kimse öğrenelim' diyorum. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan çıktı, 'benim bakanlarım yolsuzluk yaptı ben de onları milletvekili listelerine almadım' dedi. Böylece bir hükümetin bakanlarının yolsuzluk yaptığını bu ülkenin Başbakanı açıkladı. Diyorum ya Allah büyüktür şifresini çözdüm, daha çok itiraf edecek.''

-''SÖZLEŞMELİ KALKACAK HERKES KADROLU ÖĞRETMEN OLACAK''-

Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin neden atanamadıklarını sorarak, ''Üniversiteyi bitirmiş öğretmen olacak, niye öğretmen atamıyorlar? Çocuklar iyi eğitilemesin diye, sınav kazanmasınlar diye, işsiz kalsınlar AKP'ye muhtaç olsunlar diye. Bunu kaldıracağız hiç endişe etmeyin öğrencimiz var, okulumuz var, öğrenci ve öğretmeni okulda buluşturacağız'' dedi.
''Bir öğretmenimiz '8 yıldır sözleşmeli öğretmen yaptılar, karımla çocuğumu benden ettiler' diyor'' ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Sözleşmelinin şöyle bir uygulaması var. Sözleşmeli yapıyorsun, atıyorsun Edirne'ye karısı da öğretmen o da sözleşmeli o da Hakkari'de. Bunlar bir türlü buluşamıyorlar. Anayasa'da da 'ailenin birliği esastır' diyor. Bunlar ailenin birliğini değil, ailenin ayrılmasını esas alıyorlar. Tam tersini yapıyorlar. Sözleşmeli kalkacak herkes kadrolu öğretmen olacak. Allah aşkına olur mu? Aynı okulda çalışıyoruz birimiz kadrolu birimiz sözleşmeli farklı maaşlar alıyoruz. Okulu aynı niye öğretmenler farklı, hiç endişe etmeyin değiştireceğiz. 4B'yi de değiştireceğiz, 4C'yi de değiştireceğiz. Herkesin kadrosu olacak. Bir pankartımız dava var, baş harflerini okuyunca bilirsiniz kim olduğunu 'tutarsız, ayrımcı, yandaş, yolsuz, işgüzar ve pazarlamacı'. Diyordu ki ben ülkemi pazarlamakla mükellefim. Allah Allah... Bir Başbakan ülkesini tanıtmakla mükelleftir, pazarlamakla değil. Ama pazarladın, iyi pazarladın... 12 milyon 715 bin yoksul yarattın. Şimdi kalkmış milletten oy istiyor. O yoksul insanlara bir bakalım yazık, günah değil mi o insanlara?''
Kılıçdaroğlu, konuşmasında sınır ticaretine de değinerek, ''Biliyorum sınır ticareti önemli. Van'da da önemli sınır ticareti, Hakkari'de de önemli sınır ticareti. Biliyorum sınır ticareti dolayısıyla belki ucuz mazot getireceksiniz. O imkanı sağlayacağız, sınır ticaretini açacağız. Hiç endişeniz olmasın'' diye konuştu.

-KILIÇDAROĞLU'NUN HAKKARİ'DEKİ AÇIKLAMASI-

Bu arada Kılıçdaroğlu, Ardahan'dan helikopterle Iğdır'a gitmek üzere 75. Yıl Cumhuriyet Stadı'na geldiğinde burada bir gazetecinin Hakkari'de yaptığı açıklamayı hatırlatması üzerine, açıklamasının çarpıtıldığını söyledi.
''Ne söyledim orada? Ayrışma süreci değil, öyle bir şey söz konusu değil'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''AB'nin kabul ettiği koşullarda, evrensel koşullarda yerel yönetimleri, yerel belediye başkanlarını kim seçiyor? Halk seçiyor. Oradaki vatandaşlar seçiyor. Belediye Yasası çıkması lazım. Yerel yönetimleri biraz daha yetkilendirmemiz lazım. Bunu açın ta eskiden yerel parti programımızda var. Bütün partilerin programında var. Ama bunu AKP yapmadı. Biz yapacağız. Halkımıza güveniyoruz. Hiçbir yurttaşımız bu ülkeden ayrılmak istemiyor. Dün bana belediye başkanının odasında eski bir muhtar 'Ben ülkemi seviyorum' dedi. 'Hakkari'yi de seviyorum, İzmir'i de seviyorum. İzmir benim için neyse Hakkari de aynı o.' Aynı şeyi söylüyoruz zaten.
Ayrılmak değil, bütünleşmek istiyoruz. Ayrışmak değil, bir araya gelmek istiyoruz. Siyasetçinin görevi ayrışmayı tetiklemek değildir. Tam tersine insanımıza güveneceğiz. İnsanlarımızı bir araya getireceğiz. Var olan sorunları çözeceğiz. Siyaset kurumunun görevi budur. Bu bazıları, özellikle yandaş medya, 'Efendim oralar ayrılacak mı?' bunu söyledi. 'O iller ayrılacak mı?' Kimse ayrılmak istemiyor. Biz de ayrılmak istemiyoruz. Bu güzel ülkede demokrasiyi, özgürlükleri ve insan haklarını geliştirerek daha çağdaş, daha uygar bir Türkiye yaratacağız. Baskıcı değil, özgürlükçü bir Türkiye'nin olması lazım. Herkesin karnının doyduğu güzel bir Türkiye yaratmak istiyoruz. Ama tabii ki bunu ne kadar TRT yayınlar, ne kadar kırpılır onu bilmem. Siz gönderirsiniz de mutfakta ne olur, onu bilemiyorum. Ama mutfakta bunun tamamının yayınlanmasını isterim.''