CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Saygılı bir insanım ben. Bir kişinin unvanı isterse başbakan olsun, unvanı isterse belediye başkanı olsun, unvanı ne olursa olsun bir kişinin Kemal kardeşinizin karşısına çıkması için üç tane şart lazım. Bir, geçmişi temiz olacak. İki, kul hakkı yemeyecek. Üç, mangal gibi yürek lazım, yüreği olacak'' dedi.
Partisinin Tokat mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, alandaki ''Camdan değil, candan dinlemeye geldik'' pankartını okuyarak, ''Eyvallah ben de candan konuşuyorum zaten. Recep Bey gibi camlara bakıp konuşmuyorum, ne yapalım. O inanmadan konuşuyor. Doğruları söylemiyor. Doğruları ifade etmiyor. 2023'ten bahsediyor, eyvallah. İstersen 2050'den bahset. Dilin kemiği yok'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ben gerçeğe bakarım, Türkiye'ye bakarım. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölüyorsa o dert benim derdimdir. Ankara'da yan gelip yatanların değil. Biz bu ülkede barışı sağlayacağız. Biz bu ülkede bir çocuğun bile yatağa aç girmediği gül Türkiye'yi kuracağız. Annelerin sabahleyin iki yanaklarından öptüğü, karınları doymuş çocuklarını umutla okula gönderdikleri bir Türkiye istiyoruz. Biz bu ülkede her evde tencerenin kaynadığı, herkesin karnının doyduğu bir güzel Türkiye istiyoruz. Biz güzel Türkiye, özgür Türkiye, çalışan Türkiye, herkesin iş, aş sahibi olduğu Türkiye istiyoruz.''
Kılıçdaroğlu, çiftçilerin kendisinden mesaj beklediğini ifade ederek, ''Çiftçilerimiz mesaj bekliyor 'ne olacak' diye. Çiftçi kardeşlerimiz unutmasın. Onların traktörde kullandıkları mazotun litresini 1,5 lira yapacağım. Bu, Kemal'in sözüdür. Sizin Kemal'in sözüdür. 1,5 lira yapacağım. Bu ülkede çiftçi rahat bir nefes alacak. Onu borçtan kurtaracağım. Elektrik borcunu sileceğim. Rahat bir nefes alacak'' dedi.
Arpa hasadının bittiğini, sıranın buğday hasadına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Maliyeti 70 kuruş. En azından 5 kuruş kar verip, 75 kuruş fiyat ilan edin. İlan ettiler mi? Yine çiftçiyi aracıya, tefeciye mahkum edecekler. Bütün çiftçi kardeşlerime sözüm var. Taban fiyatı bir yıl önceden ilan edeceğiz. Her üründe ilan edeceğiz. Çiftçi hangisini karlı buluyorsa onu üretecek. Çiftçiyi namerde muhtaç etmeyeceğiz'' diye konuştu.
Son günlerde yoğun tipi, dolu yağışı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, pek çok ürünün tarlada kaldığını belirterek, ''Hiç bu konudan Recep Bey söz ediyor mu? Hiç söz veriyor mu? 'Çiftçi doludan mağdur oldu...' böyle bir cümle duydunuz mu?'' dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Vallahi ben de duymadım. Niye duymadım biliyor musunuz? Sabah kalkıyor Kılıçdaroğlu, öğlen oluyor Kılıçdaroğlu, ikindi oluyor Kılıçdaroğlu, akşam oluyor Kılıçdaroğlu, gece yatağa giriyor, rüyada görüyor Kılıçdaroğlu. Rüyada kabus görüyor. Diyor ki, 'şimdi yahu nereden çıktı bu Kılıçdaroğlu'. Ben söyleyeyim halkın bağrından çıktı bu Kılıçdaroğlu. Tabii rüyayı görüyor. Kılıçdaroğlu'nu görüyor rüyada. Tabii ki de uyanıyor, odada Kılıçdaroğlu yok. 'Oh' diyor, 'meğer sanalmış' diyor. Seni indireceğim o koltuktan. Ne yaparsa yapsın ben bu ülke için, hizmet etmek için yola çıktım. Ben cebini düşünen politikacılardan değilim. Ben halkı düşünüyorum. Halk zenginleşecek, halk varlık sahibi olacak.''
Kılıçdaroğlu, miting alanındaki bir pankartı okuyarak ''Güzel bir pankart var. Pancar 2002 110 lira, pancar 2011 98 lira. İşte AKP. Biliyoruz AKP'nin derdi, ben kazanayım, halk kazanmasın. Ben köşeyi döneyim, halk dönmesin. AKP'nin derdi 'millete din, iman edebiyatı yapayım, ben han hamam sahibi olayım' diyor. AKP bu, gerçeği görün, AKP'yi 12 Haziran'da sandığa gömün'' dedi.

-''AİLE SİGORTASI DA OLACAK, YEŞİL KART DA OLACAK''-

Aile sigortasına ''Bu olmaz, parayı nereden bulursun'' gibi gerekçelerle çok itiraz edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Baktılar para var, imkan da var, 'ya bu adam bunu yapacak galiba', sonra döndüler, 'efendim aile sigortasını getirecekler ama yeşil kartı iptal edecekler' dediler'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, alandakilere, ''Kemal kardeşinizin aile sigortasını getirdiğinde yeşil kartı iptal edeceğine inanıyor musunuz'' diye sordu. 'Hayır' cevabı alan Kılıçdaroğlu, ''Ben de size inanıyorum, yeşil kart sağlık sigortasıdır. Aile sigortası, aileye ekonomik güvenceyi getiren sigortadır. Aile sigortası da olacak, yeşil kart da olacak. Tabii Recep Bey'in ezberi bozulacak. Varsın bozulsun, onun ezberi bozulabilir, halkın ezberi bozulmasın, halkımız güçlü olsun, dirayetli olsun, sandığa gitsin, kararını versin, halkın iktidarını kursun istiyoruz. Yapacağız, yola barış içinde çıkacağız'' dedi.

-''9 MİLYON EMEKLİNİN 9 MİLYONUNDAN DA OY İSTİYORUM''-

Alandakilere ''emeklinin durumu iyi mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Samimi söylüyorum, ne zaman kürsüye çıksam, 'emeklinin durumu iyi değildir' desem, hemen kürsüye çıkıyorlar AKP'liler, bir değil, birkaçı birden, 'Efendim diyorlar, siz emekliyi bilmiyorsunuz, emekliyi tanımıyorsunuz, emekliye para verdik, cepleri para dolu, siz haberiniz yok, emekliler yaz tatillerini Kanarya Adalarında geçiriyorlar' diyorlar'' ifadelerini kullandı.
Meydanda bulunanlara 'Siz tatili Kanarya Adası'nda mı geçirdiniz?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Tokat'ta geçirdim, diyorsunuz'' dedi. Emeklinin derdini, kaç para aldığını, kahvehanede rahat oturamadığını, kahvehaneye gittiğinde çay ısmarlayacak para bulamadığını bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Emekliyi ikinci sınıf yurttaş haline getirenin AKP olduğunu da biliyorum. 9 milyon AKP olduğunu da biliyorum, eşleriyle beraber 13-14 milyon emekli, isteseler bir partiyi tek başına iktidar yapabilirler. Buradan sesleniyorum, sizin beklediğiniz intibak yasasını ben çıkaracağım, emekliye milli gelir artışından pay vereceğim'' diye konuştu.
''Emekliyim, mağdurum, hakkımı alamadım, AKP'ye de oy vermiyorum, emekliler uyanın'' şeklindeki dövizi okuyan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Eyvallah, emekliler uyanırsa Türkiye de uyanacak. Bütün emeklilerden oy istiyorum. 9 milyon emeklinin 9 milyonundan da oy istiyorum. Bir fire bile istemiyorum. AKP'nin gövdesini Türkiye'nin 81 ilinde de silkeliyorum. Arada bir, birileri düşüyor. O düşenleri siz tanıyorsunuz. Şimdi ben gövdesini silkeleyeceğim, dallarını silkelemek de size ait. Söz mü? AKP'nin dallarını Tokat'ta silkeleyecek misiniz? Recep Bey'in ezberi yine bozulacak, AKP'nin dallarını silkelediğinizde demeyin ki 'bir meyve düşer, biz de faydalanırız'. Çok dikkatli olun her an Recep Bey düşebilir. Düşüreceğiz. 'AKP'nin ağacı meyve vermez' diye neden diyoruz? Çünkü bunlar bereketsiz hükümet. Bereketsiz bir iktidar. Bereketi olursa işsizlik olur muydu? Bereketi olsaydı mazot 4 lira olur muydu? Bereketi olsaydı işçi hayatından memnun muydu? Bereketi olsaydı esnaf hayatından memnun olmaz mıydı? O nedenle diyoruz ki bu hükümet bereketsiz. Bakın o kadar bereketsiz ki yaylaları olan, meraları olan, çalışkan insanları olan, güneşi, bereketli yağmurları olan bu ülkede yurt dışından ithal kurbanlık koyun getirdiler. Ne söyleyeyim ben başka. Bizim yaylalarımız var mı, meralarımız var mı, çalışan insanlarımız var mı? Allah aşkına ithal angus, ithal koyun ne oluyor? Şimdi sıra geldi ithal öğretmene.''

-''73 MİLYON YURTTAŞIMIZIN ORTAK PAYDASIDIR ŞANLI BAYRAĞIMIZ''-

''Öğretmenim, atanamadım, şifre mi gerekiyor? Mağdur öğretmenler'' ve ''İthal öğretmen istemiyoruz. Ataması yapılmayan öğretmenler platformu'' yazılı pankartları okuyan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'''Recep Bey size bir söz vermişti 2002'de, 'Atanamayan öğretmen kalmayacak, hepsini atayacağız' demişti. Sözünü tuttu mu? Sözünü tutmadı Recep Bey demek. 'Baba Kemal, sözümüz sözse oyumuz da sözdür, atanamayan öğretmenler'. Benim sözüm söz. Atanamayan öğretmen kavramı kalmayacak. Önce ithal angus getirdiler, sonra ithal koyun getirdiler. Şimdi ithal öğretmene soyunuyorlar. Yakında ithal doktor da getirecekler. Herhalde öyle anlaşılıyor ki bir de yakında ithal oy kullanan adam getirecekler. Yahu bu memleketten ne istiyorsun sen. Bu memleket ve bu yurttaşlar çalışmak istiyor, üretmek istiyor, alın teri dökmek istiyor, kazanmak istiyor, evine helal ekmek götürmek istiyor. Bu yurttaşlar bir arada, barış içinde, kardeşçe yaşamak istiyor. Bir bakın en büyük bölücü kim? Vallahi siz benden iyi biliyorsunuz. En büyük bölücü Ankara'da yan gelip yatan Recep Bey. En büyük bölücü. Recep kalkmış diyor ki 'bayrak üzerinden siyaset yapıyor'. Yahu arkadaş o bayrak hepimizin bayrağı, sadece benim bayrağım değil ki. 73 milyon yurttaşımızın ortak paydasıdır şanlı bayrağımız. Sen kim oluyorsun da o bayrağa dil uzatıyorsun.
Bu, şehitlerimize 'kelle' demişti, öyle değil mi? Sanıyor ki ben unuttum. Ben efendilikten dile getirmiyorum. Sen şehitlere 'kelle' dedin Recep bey. Ben de 'onurumuzdur' diyorum onlara. Onun ezberini bozdum, kimyasını bozdum, şifresini çözdüm. İtiraflara başladı, kalktı dedi ki 'benim bakanlarım yolsuzluk yaptı' Allah Allah, bakanları yolsuzluk yapmış. Biz biliyorduk ama birisinin itiraf etmesi lazımdı. Allah büyüktür Recep beye itiraf ettirdi ve dedi ki 'Benim bakanlarım yolsuzluk yaptı'. Siz hiç Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir Başbakan'ın 'benim bakanlarım yolsuzluk yaptı' diye itiraf ettiğini duydunuz mu? Şimdi biz diyoruz ki Allah aşkına itirafa devam et, kim o bakanlar, bir öğrenelim bakalım. Söyler mi, söyler mi? Siz meraklanmayın Kemal kardeşiniz gene sinirlerini bozacak, o gene itirafa başlayacak. İtiraf ettireceğim ona. Hiç merak etmeyin siz.''
Ahi geleneğinden gelen esnafa da seslenen Kılıçdaroğlu, ''Aile sigortası çıktığı zaman en çok sen yararlanacaksın. O kadıncağız alacak, çoluk çocuğunu senin dükkanına gelecek. Önce senin dükkanından alış veriş yapacak. Sen ona güleryüz göstereceksin. O sana hizmet verecek, esnaf ona hizmet verecek ama onun yoksulluğunu kimse bilmeyecek. Çünkü bizim inancımızda da felsefemizde de sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Onu onurlu bir dille yapacağız, esnaf kazanacak, toptancı kazanacak, sanayici kazanacak, Türkiye kazanacak'' dedi.
''Sabah kalkıyor Kılıçdaroğlu, gazete okuyor Kılıçdaroğlu, Allah bilir roman okuyor Kılıçdaroğlu, film seyrediyor Kılıçdaroğlu, gece uyuyor Kılıçdaroğlu, bir sürü laf ediyor, küfrediyor gene Kılıçdaroğlu'' diyen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Diyorum ki çıkıyordun, diyordun ki 'ben efeyim, ben yiğidim, ben adam gibi adamım' eyvallah, eyvallah. Gel arkadaş, senin isteğin televizyon kanalında, senin istediğin gazetecilerle, sen bana soru sor, ben cevaplayayım. Ben de sana soru sorayım, sen cevap ver. Bakalım, millet görsün. Recep Bey, onun istediği televizyon kanalında, onun istediği gazetecilerle Kemal kardeşinizin karşısına çıkabilir mi, çıkabilir mi, çıkabilir mi? Bu taraf herhalde 'çıkabilir' diyecek. Recep Bey, Kemal kardeşinizin karşısına çıkabilir mi, çıkabilir mi? Mümkün değil diyorsunuz, niye çıkamaz? Ben karate kursuna gitmedim, boksör değilim, okumuş yazmış adamım, onun deyimiyle Kemal efendiyim, efendi insanım ben, kimseye hakaret etmem, kimseye küfür etmem, benimle aynı dünya görüşünü paylaşmasa bile herkese saygı duyarım. Saygılı bir insanım ben. Bir kişinin unvanı isterse Başbakan olsun, unvanı isterse belediye başkanı olsun, unvanı ne olursa olsun bir kişinin Kemal kardeşinizin karşısına çıkması için üç tane şart lazım. Bir, geçmişi temiz olacak. İki, kul hakkı yemeyecek. Üç, mangal gibi yürek lazım, yüreği olacak. Arkadaşlar hatırlattılar dediler ki (Tokatlılar kadar yüreği olacak) dediler. Peki size bir soru, korkak adamdan Başbakan olur mu? Korkak adamdan parti lideri olur mu? Onun için diyorum 12 Haziran'da sandığa giderken korkmayan, hesap veren, hesap vermeyi namuslu görev kabul eden, halka hesap verirken onuruyla veren bir Başbakan adayı seçin, halkın iktidarını kurun.''

-''GÜCÜN YETİYORSA PIRLANTADA VERGİYİ ARTIR''-

Kılıçdaroğlu, ''AKP'nin hortumları kesilecek demişsiniz, hiç meraklanmayın. Kemal kardeşiniz AKP Genel Merkezine bağlanan hortumları kesecek, hiç endişe etmeyin' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''Bunlar öyle cepleri para dolu. Öyle Türk lirası da değil Amerikan dolarlarıyla dolu. Köşeyi döndüler. Ama size bir şey daha söyleyeyim benim bildiğim Tokatlı erkekler centilmendir'' ifadelerini kullandı.
''Tokatlı erkekler centilmen mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Tokatlı erkekler centilmen, bu akşam eve giderken kuyumcuya uğrayın ve eşlerinize birer tane pırlanta yüzük alın. Para mı yok? Ama pırlantada vergiyi sıfır yaptı Recep Bey. Kefen bezi alırsınız vergi var, pırlantada yok. Su içersiniz vergi var, pırlantada yok. Otobüse binersiniz vergi var, pırlantada yok. Oğlunuza defter alırsınız vergi var, pırlantada yok, telefonla konuşursunuz vergi var, pırlantada yok. Niye pırlantada yok çünkü mahdum beyin kuyumcu dükkanı var, pırlanta satıyor mahdum bey. Sandığa giderken bunu da düşünün. Vergi adaletini sağlayacağız, mazotu 1,5 lira yaparken bağırıp çağırıyorlar, gücün yetiyorsa pırlantada vergiyi artır, artırır mı? Arttıramaz çünkü yoksa mahdum beyi kızdıracak. Hazır tezgahı kurmuşken götürecek'' diye konuştu.
Bugün Tokatlılardan önce seslendiği Yozgatlıların selamını da ileten Kılıçdaroğlu, milletvekili adaylarına destek isteyerek, ''Bakın Orhan Diren istihdam yaratıyor, Tokat'ın ekonomisine katkıda bulunuyor, çalıştı, üretti, koşuşturdu, Tokat'ı, Tokatlıların derdini dile getirdi. Onun elini kaldırıyorum, hepinizin huzurunda saygıyla selamlıyorum. Şimdi başka arkadaşlarımız var, o arkadaşlarımız da sizin çocuklarınız, onlar da mutlaka Tokat'a hizmet etmek istiyorlar. Diyorlar ki bir yetmez, iki yetmez, üç yetmez, 'Tokat'ı istiyoruz' diyorlar, Tokat'ın tümünü istiyorlar'' dedi.