Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Biz GAP'ı bir onur meselesi yapıyoruz. Türkiye'nin çağdaşlaşma meselesi yapıyoruz, istihdam yaratan bir projedir diyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Topçu Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, geçen dönem Şanlıurfa'dan milletvekili çıkaramadıklarını hatırlatarak, ''Kabahat sizde değil bizde, kabahat bizde gelmedik, konuşmadık derdinizi dinlemedik. Ankara'da oturduk bize oy verin dedik. Şimdi tersini yapıyoruz geliyoruz, konuşuyoruz, dertleşeceğiz ve sizden Ankara'ya milletvekili isteyeceğiz'' dedi.
Şanlıurfa'nın tarihi süreçteki önemine değinen Kılıçdaroğlu, ''Hem tarımında, hem turizminde Türkiye'nin örnek kentlerinden birisidir. Önemli bir kentimizdir Şanlıurfa. Şanlıurfa'yı biliyoruz, türkülerini, ceylanlarını, hoyratlarını biliyoruz, Harran Ovasını biliyoruz, yiğit insanlarını biliyoruz. Şanlıurfa arzu ettiğimiz güzellikte büyüyemedi, gelişemedi. Harran Ovası suyla buluştu ancak Suruç'ta sorunumuz var, pek çok yerde sorunumuz var'' diye konuştu.
Mitingdekilerin ''vur vur inlesin AK Parti dinlesin'' tezahüratları üzerine Kılıçdaroğlu, ''AKP'ye vuracağım, onlar dinleyecekler. Ama önce benim birşeyler söylemem lazım. Tarım önemli dedik, turizm önemli dedik, bunlar temel noktalar, önce tarım için ne yapacağımızı söyleyelim, söyleyelim ki biz ne diyoruz, iktidara gelince ne yapacağız, milletvekillerini seçip Ankara'ya göndereceksiniz, biz sorunu nasıl çözeceğiz onu size anlatmam lazım'' şeklinde konuştu.

-''ÇİFTÇİYE SÖZ''

Çiftçilerin çoluk çocuklarıyla çalışıp çabaladığını ve ürününü beklediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''İster ki ektiği ürünün, alın terinin bedelini alsın. Bedelini alıyor mu? Çiftçi ektiği tarım ürününün bedelini alabiliyor mu? Niye alamıyor, söyleyeyim, dünyanın en pahalı mazotunu çiftçiye satarsın, dünyanın en pahalı elektriğini verirsin, dünyanın en pahalı gübresini verirsin sonra ektiği ürünün de bedelini vermezsin. Şanlıurfa'da çiftçiye sözüm, Edirne'de de çiftçiye sözüm oldu, orta Anadolu'da da sözüm oldu. Traktörde kullandığınız mazotun litresi halkın iktidarında 1,5 lira olacak bunu unutmayın. 1,5 lira olacak... Ben 1,5 lira olacak diyorum, Recep Bey itiraz ediyor. Diyor ki 'petrol dışardan geliyor orada zam olunca biz de zam yapıyoruz, orada zam olmayınca biz de fiyatları indiriyoruz.' Bu sözün bir kısmı doğru bir kısmı yanlış. Ben size doğrusunu anlatayım. Petrolün büyük ölçüde dışardan geldiği doğru, rafineride Türkiye'de işlendiği doğru, rafineri sahibinin kar ilave ettiği doğru, dağıtım şirketine verildiği doğru, dağıtım şirketinin karı var doğru, benzin istasyonuna gider doğru, benzin istasyonunun sahibinin karı dahil mazot fiyatı 1,5 liradır. Ben de köylüye diyorum ki 1,5 liradan vereceğim. 1,5 liradan mazotu vereceğiz, O zaman 3,5 lira 4 lira mazot nasıl oluyor? 1 lirası KDV, 1 lirası ÖTV, ben çiftçiye mazotu verirken, yata nasıl veriliyorsa, gemiciye nasıl veriliyorsa, çiftçiye de aynı fiyattan vereceğiz. 1,5 liradan vereceğiz.''

-''ÇİFTÇİNİN ELEKTRİK BORCU''

Çiftçilerin elektrik borcuna da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Geliyorum, sulanamayan ama kuyudan elektrik pompasıyla su çekip tarlasını sulayan çiftçinin derdine. Şunu söyleyeyim, elektriğin pahalı olduğunu söyledim, çiftçinin ciddi elektrik borcu olduğunu söyledim. Elektrik borcunu sileceğiz faiziyle birlikte yok edeceğiz, çiftçi rahatlayacak, çiftçi alın terinin karşılığını alacak. Hemen söyleyeyim o çiftçinin elektrik borcunu sileceğim derken, çiftçinin elektrik borcu o kadar yüksek değil. Bütün borcun tamamı 900 bin lira. 900 bin lira ana para, 1 milyar 600 bin lira da faizi. Hem ana parayı hem faizi sileceğiz. Bu işi bitireceğiz. Çok küçük bir rakam devletin bütçesi içerisinde, amaç çiftçi rahat etsin. Ayrıca birşey daha söyleyeyim, Urfa'nın fıstığı da çok önemli orada da alın teri dökülüyor, orada da emek harcanıyor, ama orada da taban fiyatı yok, fiyatı belli değil. Orada da taban fiyatı olmalı, oradaki üretici de alın terinin karşılığını almalı.''
Konuşmasında GAP'ın önemini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''GAP var, Türkiye'nin umudu olan GAP var. Türkiye'nin geleceği olan GAP var. Allah aşkına GAP'ın çok az bir kısmı sulanıyor, hiç sordunuz mu acaba, 9 yılda neden bütün Harran Ovası'nı taa gerilere kadar neden sulamazlar, neden suyu götürmezler, hiç düşündünüz mü? Ben size söyleyeyim; meclise bir yasa getirdiler. Dediler ki 'işsizlik sigortası fonundan bize para verin, GAP'ın sulanması için kanalları yapacağız.' Bütün partiler, meclisteki bütün partiler, oy birliğiyle oy verdiler ve parlamentodan bu yasa çıktı. Şimdi buradan söylüyorum, Şanlıurfa'dan söylüyorum, kullandığınız, işsizlik sigortası fonundan kullanılan paranın büyük bir kısmı GAP'ın sulanması için kullanılmadı. Başka yerler için kullanıldı ve GAP bizim istediğimiz ölçüde sulanmadı. Biz GAP'ı bir onur meselesi yapıyoruz. Türkiye'nin çağdaşlaşma meselesi yapıyoruz, istihdam yaratan bir projedir diyoruz. Pamuğu olacak, organik pamuk, organik pamuk biliyorsunuz dünyada çok iyi fiyat yapar onunla elde edilen ürünler dünyada çok iyi fiyat yapar. Mısır'a giden tekstilcileri, Türkiye'ye getireceğiz. Aynı koşullarda getireceğiz, burada üretim yapsınlar burada istihdam yaratsınlar, burada insanlar çalışsın, burada insanlar evlerine alın teriyle kazandığı ekmeği götürsünler. Mücadelemiz bu.''