Seval Güler - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Demokrasilerde bir insanın canına kıyan, onu öldüren, hatta cesedine bile ulaşılamaz noktaya getiren faili meçhulleri aydınlatmak demokratların görevi değil midir? Benim genel başkanlığım döneminde 6 önerge verdik ve şunu söyledik: 'Gel arkadaş sen demokrasiden, özgürlüklerden söz ediyorsun. Gel faili meçhullerin komisyonunu kuralım, faili meçhulleri araştıralım'. 6 önergemizi de AKP reddetti'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Tunceli Kışla Caddesi'nde düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.
''Dersim'in öz evladı, umudumuz, 13 Haziran'ın başbakanı'' sözleriyle anons edilen Kılıçdaroğlu, vatandaşlara derdini anlatacağını, onların da derdini dinleyeceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın il il dolaştığını, soylarını soplarını araştırdığını ve onların üzerinden siyaset yapmaya çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Ülkenin her tarafını geziyor 'aman o Tuncelilidir' diyor. Sanki Tuncelili olmak ayıp bir şeymiş gibi. Tuncelili olmaktan gurur duyuyorum. Aslında ne demek istediğini siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Biz hiçbir zaman aslımızı inkar etmedik ki. Aslı olmayanın geleceği olabilir mi? Geçmişi olmayanın geleceği olabilir mi. Aslımızla da soyumuzla da sopumuzla da herkes gurur duyar. Biz de gurur duyacağız ayıp bir şey mi bu? Ben buralıyım. Tunceliliyim, Dersimliyim. Dersimli olmaktan da gurur duyuyorum. Aslını inkar eden akılsızlardan da değilim. Aslımla da gurur duyuyorum. Ayıp bir şey değil. Allah'ın yarattığı bir kulum ve sizlere hizmet etmek için yola çıktım. Bu günah mı, ayıp mı? Ayrımcılık, bölücülük neden?''
Anadolu'yu, Türkiye'yi bilmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Bin çiçek açmış Anadolu'da. Bin çiçek aynı bahçede. Bin çiçeğin rengini, güzelliğini hala anlamıyorsan kabahat bende değil ki sende. Oku, iyi oku, Anadolu'yu oku, Türkiye'yi oku. Göreceksin bin çiçeğin güzelliğini, renklerini. Aynı bahçede açan o güzel kokularını dünyaya saçan bir Anadolu'yu nasıl görmemezlikten gelirsin'' diye konuştu.
Hayatı boyunca hiç kimsenin inancıyla, diniyle, mezhebiyle, etnik kimliğiyle ilgilenmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Doğduğum topraklarda insana 'insan' olarak baktılar. Doğduğum topraklarda insana 'insandır' dediler. Onlara saygı göstereceksiniz dediler. Biz böyle yetiştik. İnsan insandır, saygı duymamız gerekir. Nasıl olur da biz ayrılık yaparız, nasıl olur da biz ayrılığı gayrılığı getiririz siyasetin merkezine koyarız. Sizden bir isteğim var. 12 Haziran geliyor ona ders vereceksiniz değil mi?
Bu cumhuriyeti kurarken adımız Kemal'di. Kemal'in kurduğu okullarda okuduk biz. Köylü çocuğusun, Anadolu çocuğusun demediler bize. Okuduk okullarda, devlette üst görevlere geldik, milletin vekili olduk, bir partinin genel başkanı olduk. Cumhuriyetin güzelliği de bu zaten. Anadolu'dan çıkıyorsunuz. Kopuyorsun, okuyorsun belli yerlere geliyorsun. Bir görevin var halkına hizmet etmek. Ben de bu amaçla halka hizmet etmek için ayrım yapmadan, yandaş demeden sadece vatandaş diyerek yola çıktım ve sizlere hizmet ediyorum. Cumhuriyetin hayali budur. Cumhuriyetin nedeni budur. Herkes okuyacak, çalışacak. Demokrasi ve özgürlük içerisinde gelecek halkına hizmet edecek. Kin değil, nefret değil, kötülük değil, ayırmak değil. Birleşelim, paylaşalım, birbirimizi sevelim. Çatık kaşlı insanların ülkesi değil, güler yüzlü insanların yaşadığı bir ülke olalım diyorum. Bunun için yola çıktık, bunun için hizmet veriyoruz, bunun için çalışıyoruz.''

-''BİZ KİMSEYE KİN TUTMAYIZ''-

Yunus Emre'nin ''Düşmanımız kindir bizim, Biz kimseye kin tutmayız'' sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, kendilerinin kimseye kin tutmayacağını belirtti.
Duru, saf, bildikleri yolda yürüyeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, halka hizmet etmek kadar kutsal bir görev bulunamayacağı söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Eğer siz yurttaşın sorununu çözüyorsanız, yoksulluğu çözüyorsanız, işsizliği çözüyorsanız, herkesi kucaklıyorsanız siz o zaman görevinizi yapmış oluyorsunuz. Ben de bu yolda yola çıktım. Umarım Yunus'un söylediklerini Ankara'dan Recep Bey de duymuş olur'' diye konuştu.
Anadolu'ya Nazım'ın dediği gibi geldiklerini belirten Kılıçdaroğlu, Nazım'ın "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim'' sözlerini aktararak, şöyle devam etti:
''Beraber çalıştık, beraber harcadık emeğimizi. Gözyaşı döktük, acılar verdik, canlar verdik ama sonuçta bu güzel toprakta barış ve huzur içinde yaşamanın yollarını aradık. Bulduk da Cumhuriyetimizi kurduk, geleceğimizi, güzel geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini hep beraber yeniden ama geleceğe umutla bakan bir süreçte yaşatmaya çalışıyoruz. Biz herkesin eşit olduğu, eşit yurttaşlık, herkesin özgür olduğu özgür yurttaş, herkesin demokrasinin geliştiği bir ülkede yaşadığı özgür Türkiye... Bu amaçlarla yola çıktık, bu amaçlarla çalışıyoruz.''

-''DERSİM DEMEK ÖZGÜRLÜK DEMEKTİR''-

Mitinge katılan vatandaşlardan birinde ''Recep Yaz AKP'ye Gönder, Makarna Evine Gelsin'' yazılı pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, ''Bunlar gerçekten Tunceli'yi de Tuncelileleri de tanımıyorlar. Buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttılar, dediler ki 'biz Tuncelileri kandırdık nasıl olsa. Çantada keklik bunlar. O yaptığın olaylara karşılık Tuncelili sana bir ders verdi. Referandumda da bir ders verdi çünkü Dersim demek özgürlük demektir. Özgür insanların yaşadığı yer demektir'' dedi.
İktidarı eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Bunlar kendilerine demokrat diyorlar değil mi? 'Biz demokratız, özgürlükten yanayız' diyorlar, AB'ye pek çok yere gidiyorlar. Bunlar demokrat değil, özgür değil, özgürlükçü değil. Bunlar sadece iktidara tutunmaya, iktidarda kalmak için her türlü çabayı harcamaya, gerekirse bel altı vurmaya hazır bir iktidardır.
'12 Eylül'e karşıyız' diyorlardı. 'Anayasayı değiştirdik' diyorlardı. '12 Eylül'ün generallerinden hesap soracağız' diyorlardı, hesap sordular mı? Hesap sorulsun diye anayasa değişikliği sırasında bir önerge verdik önergemizi reddettiler. Hesap sormadılar. Zaten hesap sormaya 1980 senesine gitmeye gerek yok. Sana muhtıra verdiler. Muhtıra veren adama hesap sordular mı? Tam tersine ona üstün hizmet madalyası verdiler. 'Sen muhtıra ver ben mağdur olayım ben de sana üstün hizmet madalyası vereyim'...
12 Eylül'den hesap soramayan, 12 Eylül ürünü bir partidir. AKP, 12 Eylül ürünü bir partidir. 12 Eylül'den hesap soramaz. Tam tersine 12 Eylül onu yaratmıştır. Yüzde 10 seçim barajı... Hangi demokraside var? Recep Bey'in demokrasi anlayışında var. Eğer 12 Eylül'le hesaplaşacaksa 12 Eylül'ün getirdiği bütün yasaları değiştireceksin. Yüzde 10 barajını kaldıracağız. Halkın iradesinin parlamentoya tam yansımasını sağlayacağız. 'Milletin iradesi' diyorlar. Bu nasıl milletin iradesi. Ben başka partiye oy veriyorum, benim verdiğim oyla başka bir parti milletvekili çıkartıyor. Böyle milli irade mi olur? Milli irade herkesin verdiği oyun karşılığında milletvekili çıkar onun adına da milli irade dersin. Ve ona da saygı gösterirsin. Dolayısıyla 2 Eylül artığı bu düzenlemeleri halkın iktidarında değiştireceğiz.''

-''12 EYLÜL'E KARŞI OLAN BİR PARTİ...''-

Darbelere karşı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, iç hizmet yasasının ilgili maddesini değiştirmeyi teklif ettiklerini; ancak CHP'nin popülist olduğunun söylendiğini belirtti. ''Bu CHP böyle söylüyor ama kanun teklifi bile veremez'' dendiğini ifade eden Kılıçaroğlu, o dönem Kars'ta olduğunu, derhal kanun teklifi hazırlanması, parlamentoya sunulması için Ankara'ya talimat verdiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''AKP bir şey dedi mi? Hani darbelere karşıydın. 12 Eylül'e karşı olan bir parti 12 Eylül'ün getirdiği yasaların tamamını değiştirir. Halktan, demokrasiden yana yapar. Özgürlüklerden yana tavır koyar, biz de deriz eyvallah. Biz karşı çıkarsak tamam. AKP statükocu bir partidir ve statükonun tanınmasından yanadır. Eğitimden yana, değişimden yana, özgürlükten yana olan parti de Cumhuriyet Halk Partisidir.
AKP'nin maskesini indireceğim. Faili meçhuller... Kim faili meçhul ister. Bizim görüşümüzden olsun olmasın, bir insanın faile meçhul kurban gitmesi doğru mudur? Demokrasilerde bir insanın canına kıyan, onu öldüren, hatta cesedine bile ulaşılamaz noktaya getiren faili meçhulleri aydınlatmak demokratların görevi değil midir. Benim genel başkanlığım döneminde 6 önerge verdik ve şunu söyledik: 'Gel arkadaş sen demokrasiden, özgürlüklerden söz ediyorsun. Gel faili meçhullerin komisyonunu kuralım, faili meçhulleri araştıralım'. 6 önergemizi de AKP reddetti. Siyaset dışı bulmuş. Demokratik değildir, özgürlükçü değildir ve faili meçhullerin araştırılmasından yana değildir.''
Kayıp insanlar konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, İstanbul'da kayıplarla ilgili bir derneği ziyaret ettiğinde çocuğu kaybolan bir annenin kendisine gelip, 'kaybolan çocuğumu istiyorum. Öldüğünü biliyorum ama bana mezarını göstersinler, gidip başında bir Fatiha okuyayım bari' dediğini anlattı. İnsanlık dramının bu noktaya ulaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu konuda da önerge verdiklerini, kayıpların araştırılmasıyla ilgili komisyon kurmayı teklif ettiğini, ancak AK Parti'nin bunu reddettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, 'Faili meçhullere göz yumacaksın, kayıplara göz yumacaksın çıkıp 'biz darbelere karşıyız' diyeceksin. O zaman adam gibi oturursun muhalefet partisiyle, faili meçhulleri de kayıpları da bulursun, failleri de götürüp adalete teslim edersin'' dedi.
Kılıçdaroğlu, yerel yönetimler konusunda yasa çıkarmayı teklif ettiklerini, ancak iktidarın kabul etmediğini ifade etti.
YGS'deki şifre iddialarını da ele alan Kılıçdaroğlu, bir sınavı dahi yapamayan iktidarın ülkeyi yönetemeyeceğini savundu.