Bugün bana “Çözüm sürecinin önündeki en büyük engel nedir?” diye sorsanız, size Selahattin Demirtaş derim.

“Ya MHP, ya ulusalcı sol, ya paraleller?” diyecek olursanız, size derim ki hiçbir zaman bir araya gelemeyecek gibi görünen tüm bu güçlerin bir araya geldikleri tek nokta Selahattin Demirtaş ve onun HDP ’sidir.

Selahattin Demirtaş “kamu düzeni” yasasını sokakta yıkarız diyor.

Oysa devlet 1990 ’ların devleti değildir ve kamu düzeninden kasıt bizzat Kürt esnafının kepenk açabilme hakkıdır.

Kürt halkının siyasi tercihini PKK/HDP baskısı olmadan ortaya koyabilme hakkıdır.

Kamu düzeni Selahattin Demirtaş ’ın kendinden başka Kürtler de olduğunu ve onların da söz hakkı olabileceğini kabul etme zorunluluğudur.

Demirtaş ’ın sokakta yıkacağı kamu düzeninin Kürt halkının yaşama hakkını gasp etmek olduğunu 7-8 Ekim olaylarında Kürt halkı gördü.

MHP bugün HDP ’den çok daha barışçıl tavır sergilemektedir. BBP sokağa çıkıp “seçim barajı %1 ’e insin bizim oy yüzdemiz 2 ’dir” dememektedir.  Ama Selahattin seçim barajı kumpası için partisinin seleflerini defalarca kapatmış AYM ile iş tutmaktadır.

Selahattin pop faşist “Türkiye Türklerindir” gazetesine demeç vermektedir. Yıllarca kendisini yok sayan cellatlarıyla iş tutmaktadır.
Selahattin birkaç gün içinde binlerce KCK ’lıyı tutuklayıp plastik kelepçelerle hapse tıkan paralellerin gazetesine demeç vermektedir. Oslo sürecini deşifre eden, Habur ’u bir hezimete çeviren Kürt düşmanlığı tescilli paralellerle koyun koyunadır. Demirtaş bu güne kadar Kürt sorunu konusunda atılmış her adıma karşı çıkan, anadilde eğitimden yer adlarının iadesine kadar her türlü yasa önerisini Anayasa Mahkemesine götürmüş CHP ile koyun koyunadır. Demirtaş sadece barış sürecinin savunucusu olan tek siyasi partinin, AK Parti ’nin karşısındadır, barış sürecine karşı olan her kesimle iç içedir ve onları bir araya getiren tek güçtür.

Gezi soytarılığı Kürt mahallesinde yankı bulmamıştır, Allah için Gezi ’nin beyaz Türklerinin sarışın sözcüsü de onlara âşık olmadıklarını açıkça yazmıştır. DTP tabanı Gezi soytarılarına yüz vermeyince, HDP diye proje bir parti kurularak Gezi ve çevresinin solcuları da Kürt hareketine eklemlenmeye çalışılmış, sırf bu yüzden Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Selahattin hem Türk hem de Kürt halklarına yalan söylemişi ve barış yanlısı gibi görünerek %9 oy çalmıştır. Tüm İmralı ziyaretlerine rağmen, 7- 8 Ekim ’de dökülen kana rağmen Demirtaş hala “kamu düzenini sokakta bozarız” diyebiliyorsa Türkçeyi muhtemelen benden daha iyi bilen Demirtaş ’ın bir şeyleri yanlış anlaması veya anlatması mümkün değildir, Demirtaş çözüm sürecine karşıdır. Gerçek Demirtaş Cumhurbaşkanlığı sürecindeki Demirtaş değil, Kobani sürecindeki Demirtaş ’tır.

Demirtaş ’ın tek düşmanı çözüm sürecinin mimarı ve mevcut tek savunucusu olan AK Parti ’dir.

Demirtaş ’a bu akılları hangi “üst aklın” soktuğu, ona kimin  “Apo ’yu indir seni Kürtlerin Başbuğu yapalım” dediği bir gün ortaya çıkar elbet… Hem de o dinleme ustası paraleller verir eline kasetini günü gelip de ipi çekileceği zaman.

Demirtaş 7-8 Ekim olaylarının hesabını vermeden yeni olaylar peşinde olabilir. Ama anlamadığı bir şey var ki Kürt mahallesinin sözcüsü sadece Demirtaş değildir. Kamu düzeni sağlandığı takdirde 2015 seçimlerinde 7-8 Ekim olaylarının hesabını Demirtaş ’a bizzat Kürt halkı soracaktır.

Demirtaş da zaten bundan korktuğu için demokrasiye, silahsız siyasete düşmandır.

Fikirci Bey Twitter: @kalemciler