Bir binayı en az 6 yılda yıkabiliyorsak!
 
Binanı birini 8, diğerini 6 yılda yıkabileceksek vay Isparta’nın haline. 
 
Böyle bir mantıkla nasıl hizmet alırız? Nasıl insanımızı memnun ederiz?
 
Bu ilde bir sorun var, aksak giden bir şeyler var. Bugünkü haberlerde dikkatimi çekti. Eski Halil Hamit Paşa Kütüphanesinin binası yıkılıyormuş. Bina depreme dayanıksız olduğu için yaklaşık 6 yıl önce boşaltılmıştı. Ayyaşların, tinercilerin mekanı haline gelmişti.
 
Büyük bir başarı (!) elde edildi ve binanın yıkım ihalesi 6 yıl sonra nihayet yapılıyor. 
 
Nasıl bir ilde yaşıyoruz değerli okurlar? Özel İdare binasını boşaltırız 7 – 8 yıl sonra bırakın yerine yenisini yapmayı ancak yıkabiliriz. Kütüphane binasını boşaltırız 6 yıl sonra yeni yıkma noktasına geliriz. Kültür Merkezine 1993 yılında başlarız 20 yıl sonra gelecek yıl tamamlanacak diye seviniriz. Dahası var ama niyetim polemik yaratmak, insanları suçlamak değil.
 
Başka bir ilde basit işlemler bu kadar yavaş yürümüyordur herhalde. Başka bir ilde idareciler bu kadar kavga etmiyor, konular üzerinde bu kadar farklı düşünmüyor, asgari müşterekte buluşmamazlık etmiyordur herhalde.
 
Kendimize gelmemiz lazım. Üst düzey yöneticisi, siyasetçisi, bürokratı, sivil toplum örgütleri ve toplumun bütün katmanları ile silkinmeliyiz. Böyle bir şey olamaz, olmamalı.
 
Boş binayı 6 yılda, 8 yılda ancak yıkabiliyorsak vay halimize. Bürokratlarımız mutlaka bir bahane bulurlar. Ama böyle bir konunun bahanesi olmaz. 
 
İMAJI KİM BOZDU?
 
Çözüm Gazetesinin “İmajı kim bozdu?” haberi üzerine dün bazı dostlarla sohbet ettik. Gazetenin önemli bir konuyu gündeme getirdiğinin altını çizdiler ve neden şehrin imajının öğrenciler gözünde bozuk olduğunu da tartıştık.
 
Evet; hepimizin bu konu üzerinde iyi düşünmemiz gerekiyor. “Neden öğrenciler Isparta’yı şehir olarak tercih etmiyor” Neden imaj kötü?”
 
Üniversite olarak Türkiye’nin en çok tercih edilen üniversiteleri arasında yer alacaksınız, ama öğrenci gözünde şehir olarak negatif noktada olacaksınız. Burada bir sorun var.
 
Burada hepimizin vebali var. Öncelikle Isparta’da yaşayanlar olarak öğrenciye bakış açımızı değiştirmemiz, öğrencilere sosyal – kültürel anlamda ciddi imkanlar sunmamız gerekiyor.
 
Şehir imajını öğrencinin gözünde hep birlikte bozuyoruz, öğrenciye hiçbir imkan sunma gibi bir derdimiz de yok. Bu noktada adım atanlara da engel oluyor, vizyonsuzluğumuzla şehri dar bir alana tıkıyoruz.
 
Mantık ne? “Öğrenci gelsin, çok para harcasın. Biz para kazanalım. Ama öğrenci memnuniyeti, öğrencinin SDÜ’yü ve Isparta’yı tercih etmesi için hiçbir şey yapmayalım.” Bu mantık artık iflas etti.
 
Göreceksiniz Ispartalının üniversiteye ve öğrenciye bakışı değişmezse kısa süre içinde öğrenci sayısı bakımından olumsuz gelişmeler yaşanacak, “eyvah” sesleri çözüm olmayacak.
 
Bu yılki gelişmelere bakın yeter. Üniversite sayısı 180 olmuş, ilk defa kontenjanlar, yerleşecek öğrenci sayısından fazla. Her üniversite inanılmaz bir reklam çalışması yapıyor. İnsanların kendi illerinde istedikleri fakülte bölümler açılmış. Siz bir taşra kentisiniz. Öğrenci size neden gelsin? Bu sorunun cevabını verebilen var mı? Türkiye genelinde 59 üniversiteli dönem bitti. 180 üniversite var.
 
Bu iş üniversite idaresinin çabası ile bir yere kadar gider. Şehir her alanda destek vermezse, olan yine şehre olur.
 
Başka bir ilde yaşayan biri olarak sadece kendinize sorun:”Siz veya çocuğunuz Isparta’ya neden gelsin?”
 
Aslına bakarsanız, boş binayı 6 – 8 yılda ancak yıkabilen zihniyet ile şehrin imajını bozan zihniyet aynı. Dar düşünün ufuksuz beyinlerin yapacağı bu kadar oluyor. Bu eleştiri bir kişiyi veya bir kesimi kapsamıyor.
 
Ben dahil hatası olan varsa herkes için geçerli.